12 Mayıs 2024 Pazar

'Hasta tutsakların ölüme terk edilmesine izin vermeyeceğiz'

Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi'nin çağrısıyla pek çok tutsak ailesi, demokratik kitle örgütü ve siyasi parti temsilcisi "Hasta tutsaklara özgürlük" demek için Çağlayan Adliyesi önünde toplandı. Eylemde, iktidarın hapishanelerdeki katliam ve işkence politikalarına karşı dışarıda tutsakların sesi olmanın gerekliliğine vurgu yapıldı.

Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi, "Hasta tutsaklara özgürlük" demek için Çağlayan Adliyesi önünde buluştu. Eyleme Barış Anneleri İnisiyatifi üyeleri, tutsak aileleri, Birleşik Mücadele Güçleri (BMG) bileşenleri ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul milletvekilleri Oya Ersoy ve Musa Piroğlu ile çok sayıda demokratik kitle örgütü temsilcisi de destek verdi. "Hasta tutsaklara özgürlük" pankartının açıldığı eylemde, "Sürgün sevklere son", "Yayın yasağına son", "Tecrit öldürür dayanışma yaşatır", "Hasta tutsaklar serbest bırakılsın", "Zindanlar yıkılsın tutsaklara özgürlük" dövizleri taşındı.

'İKTİDAR SİYASETEN REKABET EDEMEDİKLERİNİ HAPİSHANELERDE ÖLDÜRÜYOR'
HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy, hapishanelerde yaşanan hak ihlallerinin ülke tarihinde görülmemiş bir boyuta ulaştığına işaret ederek, iktidarın siyaseten rekabet edemediği, karşısına alamadığı insanları siyasi tutsak olarak hapishanelere koyduğuna ve katlettiğine vurgu yaptı. Ailelerden avukatlara pek çok kesimin yıllardır hasta tutsakların sesini haykırmaya çalıştığına dikkat çeken Ersoy, "Eğer biz bu ülkede eşit, özgür, kardeşçe yaşamak istiyorsak, hapishanelerdeki hasta tutsaklar başta olmak üzere tüm tutsaklar için sesimizi çıkarmak zorundayız" dedi. Ersoy, 3 ayda 8 tutsağın yaşamını yitirdiğini hatırlattı ve bunun yaşam hakkı ihlali olduğunu belirtti.

HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, adalet için iktidardan vicdan beklememek gerektiğine işaret ederek, "Bir ülkede hapishanelerden insanların cenazeleri çıkıyorsa, o ülkede yaşayan hiç kimsenin can güvenliği yoktur. Yapılması gereken toplumun vicdanına, toplumun kendisine seslenmektir. Hasta tutsakların özgürlüğü için, siyasi tutsakların özgürlüğü için, gazeteciler, öğrenciler, siyasetçiler tutuklanmasın diye, fikir ve düşünce özgürlüğü için, insanlar haklarını özgürce arasın diye artık harekete geçmemiz gerekiyor" dedi. İktidardan adaleti beklemek değil zorlamak gerektiğine vurgu yapan Piroğlu, "Adalet için mücadele etmek adil bir düzeni kurma mücadelesidir" dedi.

BİRSEN KARS ANILDI
TDİ adına basın açıklamasını Yağmur Kavak okudu. Kavak, açıklamaya başlamadan önce 19 Aralık Hapishaneler Katliamı'nda diri diri yakılarak katledilmeye çalışılan ölüm orucu direnişçisi Birsen Kars'ı andı. Kavak, devletin Kars'ın cenazesini kaçırdığını ve Gazi Cemevi'nin hala abluka altında olduğuna dikkat çekti. Kars'ın vasiyetinin yerine getirilerek Anadolu topraklarına gömülmesinin en temel hakkı olduğunu vurgulayan Kavak, bu vasiyetin yerine getirilmesi için mücadele eden 14 kişinin gözaltına alındığını söyledi. Gazi Cemevi'ndeki ablukanın kaldırılmasını, gözaltıların serbest bırakılmasını ve Kars'ın tarihin başlangıcından beri en doğal hakkı olan gömülme hakkının verilmesini isteyen Kavak, "19 Aralık'ta diri diri yakıp öldüremedikleri ve bugün de hala naaşına işkence ettikleri Birsen Kars'ın vasiyetinin yerine getirilmesini talep ediyoruz" dedi.

'PANDEMİNİN FATURASI TUTSAKLARA ÖDETİLİYOR'
Kavak, pandemiyle bahanesiyle hapishanelerdeki tecridin hiç olmadığı kadar derinleştirildiğine ve hak ihlallerinin en üst boyuta çıkarıldığına dikkat çekti. Tutsakların açık görüş hakları, tedavi hakları, yayın alma ve iletişim özgürlükleri başta olmak üzere hapishanelerde yaşanan hak ihlallerini anlatan Kavak, "Doğru ve sağlıklı bir şekilde yürütülemeyen pandeminin faturası içerideki tutsakların canı ve sağlığıyla ödeniyor" dedi. Kavak, onlarca hasta tutuklunun Adli Tıp Kurumu ve iktidar eliyle ölüme terk edildiğini belirterek, son 6 yılda en az 111 tutsağın hapishanede, veda hakkı bile tanınmadan yaşamını yitirdiğini aktardı.

Kavak, "Bugün Aysel Tuğluk'un hayatı tehlikededir. 83 yaşındaki Mehmet Emin Özkan'ın, 37 yıllık tutsak Ali Osman Köse'nin, Ruken Yıldız'ın, Fatma Tokmak'ın, Ergin Aktaş'ın, Serdal Yıldırım'ın ve adını sayamadığımız onlarca ağır hasta tutsağın sağlığı tehlikededir" dedi ve iktidarın tutsakları ölüme terk ederken hasta tutsakların sesi olmaya çalışanlara saldırdığını dile getirdi.

"Tutsak aileleri, yakınları, yoldaşları olarak bir kez daha söylüyoruz: Hasta tutsakların ölüme terk edilmesine izin vermeyeceğiz" diyen Kavak, toplumun her kesimini hapishanelerdeki baskı, saldırı ve işkencelere karşı tutsakların sesi olmaya, mücadeleyi büyütmeye çağırdı.

Eylem, "Anaların öfkesi katilleri boğacak", "Tecrit öldürür, dayanışma yaşatır", "Zindanlar yıkılsın, tutsaklara özgürlük" ve "Hasta tutsaklar serbest bırakılsın" sloganlarıyla sonlandırıldı.