'Hasta tutsaklar serbest bırakılsın'
Tahliyeleri ve tedavileri engellenen hasta tutsakların serbest bırakılması talebiyle İstanbul, İzmir ve Ankara'da eylemler düzenlendi. Eylemlerde, hasta tutsaklar Mehmet Emin Çam, Felem Aker ve Davut Öngün'ün durumuna dikkat çekilerek tahliyeleri istendi.
İnsan hakları savunucuları İstanbul, Ankara ve İzmir'de düzenledikleri eylemlerde hasta tutsaklar Mehmet Emin Çam, Felem Aker ve Davut Öngün'ün durumuna dikkat çekti, tahliyelerini istedi.
'TECRİT ÖLDÜRÜR DAYANIŞMA YAŞATIR'
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek için her hafta düzenlediği F Oturması eyleminin 692'incisini dernek binası önünde gerçekleştirdi.
Beşiri T Tipi Kapalı Hapishanesinde rehin tutulan 73 yaşındaki ağır hasta tutsak Mehmet Emin Çam'ın sağlık durumuna ilişkin bilgi verilen eylemde, hasta tutsakların fotoğrafları ve "Tedavi haktır engellenemez", "Hasta tutsak Mehmet Emin Çam serbest bırakılsın" pankartları taşındı. Eylemde, "Hasta mahpuslar serbest bırakılsın", "Tedavi haktır engellenemez", "İnsan haklarıyla insandır", "Tecrit öldürür dayanışma yaşatır" sloganları atıldı.
Gebze Kadın Kapalı Hapishanesindeki İHD üyesi hasta tutsak Hatice Onaran'ın serbest bırakılması talebinin dile getirildiği eylemde, "Hatice Onaran serbest bırakılsın" sloganı atıldı. Ayrıca İHD üyesi Nihat Göktaş hakkında tutsaklarla dayanıştığı için ev hapsi kararı verilmesine tepki gösterildi.
'YAŞAMINI BAŞKALARININ YARDIMIYLA SÜRDÜRÜYOR'
Basın metnini okuyan İHD Yöneticisi Nazım Dikbaş, Mehmet Emin Çam'ın beyin tümörü, kalp, yüksek tansiyon, böbrek kisti ve prostat hastası olduğunu, iki defa kalp krizi geçirdiğini ve iki kalp damarının tıkalı olduğunun tespit edildiğini söyledi.
Dikbaş, "Geçirdiği safra kesesi ameliyatına bağlı sindirim sorunları yanında ayaklarda uyuşma, felç nedeniyle yürüme güçlüğü, her iki kulakta cihaz gerektirir boyutta duyma kaybı ve ileri derecede unutkanlık yaşayan Çam, beyin damarlarındaki tıkanmaya bağlı inme ve her an yeni bir kalp krizi riskiyle karşı karşıya bulunmakta, başkalarının yardımı ile ayakta durabilmekte, ancak iki kişinin desteği ile yürüyebilmekte ve kişisel bakımını başkalarının yardımıyla gerçekleştirebilmektedir" dedi.
'İLAÇLARI DÜZENLİ VERİLMEDİ, TEDAVİSİ AKSATILDI
Beynindeki ur ve böbreğindeki kist nedeniyle tedavi gördüğü sırada tutuklanan Çam'ın 2022'de tutuklanmasının ardından tedavisinin aksadığını aktaran Dikbaş, "İlaçları düzenli verilmedi, sevk sırasında yaşanan sorunlar, çıplak arama ve ağız içi araması nedeniyle hastaneye sevkler aksadı. Hapishane koşullarının zorluğu yanında, tedavisinin aksaması nedeniyle hastalıkları hızla ilerledi ve listeye yeni hastalıklar eklendi ve daha fazla bakıma muhtaç hale geldi. Buna rağmen infaz erteleme talepleri kabul edilmedi" ifadelerini kullandı.
ÇAM'IN KIZINDAN ÇAĞRI
Dikbaş, Çam'ın kızının derneğe yazdığı mektubu aktardı: "Babamın görüşüne son gittiğimde, görüş kabinine gelene kadarki yolu yürümekte çok güçlük çekti. Her görüşmede kabindeki telefon şifresini unutuyor. Uzun bir süre şifreyi hatırlamasını bekliyoruz. Hatırlamıyor. İnfaz koruma memuru gelip şifreyi giriyor. Ancak o şekilde görüşmeye devam edebiliyoruz. Babam 10. Yargı paketinden çok umutlanmıştı tahliye olacağına dair, ama bugün umudunu tümden yitirdi. Bana şunları söyledi: 'Kızım 2 kere kalp krizi geçirdim, bu kadar hastalıklarıma rağmen rapor sürekli olumsuz geliyor. Demek ki bu ülkede bizim geri kalan ömrümüzü çocuklarımız ve torunlarımızla geçirmemizi çok görüyorlar. Baş ağrılarım çok şiddetli oluyor. Günde 9-10 kapsül ilaç alıyorum fayda etmiyor.' Babamın cezaevi koşullarında tedavi edilemeyecek sağlık sorunlarının olduğu görülmekte. Belirttiğim gibi birçok hastalığı ve yaşı dolayısıyla bulunduğu ortamda yaşamını sürdüremeyeceği apaçık ortada. Biz ailesi olarak da çok endişe duyuyoruz. Ailesi olarak Adalet Bakanlığına ve Sağlık Bakanlığına sesleniyoruz. Babam ve babam gibi hasta tutsakların seslerini duyun."
Açıklama, "Tedavi haktır engellenemez" sloganıyla son buldu.
'HASTA MAHPUSLAR ÖLÜYOR SUSMA SUÇA ORTAK OLMA'
İHD İzmir Şubesi'nin hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek için iki haftada bir Konak eski Sümerbank önünde gerçekleştirdiği eylemde, "Hasta mahpuslar ölüyor susma suça ortak olma" pankartı açıldı. Açıklamanın Kürtçe metnini İHD İzmir Şubesi Eşbaşkanı Zilan Gümüş, Türkçe metni ise İHD İzmir Şube Yöneticisi Yusuf Dağkaya okudu. Bu haftaki eylemde Van T Tipi Kapalı Hapishanesindeki hasta tutsak Felem Aker'in durumuna dikkat çekildi.
Felem Aker'in çok sayıda rahatsızlığını olduğu ve cezaevi koşullarında kalamayacağı belirtilen açıklamada, Felem Aker'in 4 Haziran 2025'te geçirdiği atak sonucu gözlem altına alındığı aktarıldı. Açıklamada, "Nörolojik belirtiler göstermiş olmasına rağmen felç ihtimali değerlendirilmemiş, durum psikolojik olarak nitelendirilmiş ve kapsamlı bir tedavi uygulanmamıştır. Bu, hasta güvenliği açısından açık bir ihmal teşkil etmektedir. 6 Haziran'da yeniden hastaneye götürülmüş, ancak tekrar kısa süreli bir gözlem sonrası cezaevine iade edilmiştir. Tüm bu süreçlerde ne doğru bilgi verilmiş ne de tedavi devam ettirilmiştir. Ancak tüm bu ciddi sağlık sorunlarına rağmen halen cezaevinde tutulmaya devam edilmektedir" denildi.
Açıklamada Felem Aker'in, tedavisinin sağlanması için tahliyesi istendi.
'HASTA TUTSAKLAR SERBEST BIRAKILSIN'
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, eylemlerinin 564'üncü haftasında hasta tutsak Davut Öngün'ün durumuna dikkat çekti. Sakarya Caddesinde yapılan açıklamada, "Hasta tutsaklar serbest bırakılsın" ve "Tecrit işkencedir tecride son" sloganları atıldı.
Açıklamayı okuyan İHD Ankara Şube Eşbaşkanı Ömer Faruk Yazmacı, Samsun Çarşamba S Tipi Kapalı Hapishanesindeki ağır hasta tutsak Davut Öngün'ün çocukluğunda geçirdiği ağır kaza sonrası bacaklarını kullanamadığı, psikolojik sorunlar yaşadığını ve yaşamını tek başına idame ettiremediğini anlattı. Yazmacı, "İlk yargılandığında 12 yıl ceza almış, ancak tahliyesine az bir süre kaldığında başka dosyaları olduğu söylenerek cezası 27 yıl 4 aya çıkarılmıştır. Mahkemede ısrarla hastalıklarını ve sağlık durumunu belirtmesine rağmen ne tam teşekküllü hastaneye gönderilmiş, ne de serbest bırakılmıştır. Bakırköy Adli Tıp Kurumu'na gönderildiğinde ise muayene etmek yerine emniyette kendisine sorulan sorular sorulmuştur ve rapor da verilmemiştir. Durumu hapishanede kalmaya uygun olmamasına rağmen hapishaneye geri gönderilmiştir" dedi.
Yüzde 59 süresiz zihinsel engelli raporu bulunan Öngün'ün aynı zamanda epilepsi hastası olduğu için kriz geçirdiğini söyleyen Yazmacı, "Çarşamba S Tipi Hapishanesi'nde 3 kişilik odada kalıyor. Kriz geçirdiğinde odada kalan 2 arkadaşı kendisini tutamıyor. Daha önce kaldığı kalabalık koğuşlarda kendisine yardım edecek ve kriz anında müdahale edecek arkadaşlarının sayısı fazla olmasına rağmen S tipine sevk edilmiştir. En son bu hapishanede iken kriz geçirmiş ve hastaneye kaldırılmış, ancak Çarşamba uilçe Hastanesinde kelepçesi açtırılmadığı için muayene olmamıştır. Hastanede herhangi bir ilaç ve tedavi uygulanmadan hapishaneye geri gelmiştir" dedi. Yazmacı, sürekli gözlem altında tutulması gereken Öngün'ün tahliye edilmesi gerektiğini vurguladı.