18 Mayıs 2024 Cumartesi

Hasta tutsak Hayati Kaytan Bolu F tipinde yaşam mücadelesi veriyor

İnsan Hakları Derneği tarafından hasta tutsakların durumuna dikkat çakmak amacıyla düzenlenen oturma eylemlerinin 347'ncisi yapıldı. F tipi hapishanelerde uygulanan ağır tecrit koşullarının protesto edildiği eylemde Hayati Kaytan'ın serbest bırakılması talep edildi. Galatasaray Meydanı'nın gösterilere yasaklanmasının ardından üç aydır İnsan Hakları Derneği önünde gerçekleştirilen 'F Oturması” eyleminde Bolu F Tipi Hapishanesi'nde tutulan ağır hasta Hayati Kaytan'ın durumuna dikkat çekildi. İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu'nun çağrısıyla bir araya gelen tutsak yakınları ve insan hakları savunucuları, basın açıklaması yaptı. Emine Küçükbumin, F tipi hapishanelerin sistematik işkencenin ve tecrit ederek kişiliği yok etmenin bir aracı haline getirildiğini ve tecrit uygulamasının insan üzerinde son derece yıkıcı etkilerinin olduğunu belirtti.

Hasta mahpus sayısının artmasında tecrit koşullarının payının büyük olduğunu ifade eden Küçükbumin, “İçeride mahpusları tecrit eden, dışarıda bizlere meydanları yasaklayan zihniyete inat bizler her hafta olduğu gibi bu hafta da ağır tecrit koşullarında tutulan, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan hasta mahpus Hayati Kaytan’ın sesi olacağız” dedi. El ve ayaklarında uzuv kayıpları olan, boyun ve bel fıtığı hastalıkları yaşayan, geçirdiği beyin ameliyatı sonrası epileptik nöbet atakları devam eden Hayati Kaytan'ın, yaşadığı ağır tecrit koşulları nedeniyle tek başına ihtiyaçlarını karşılayamadığını kaydeden Küçükbumin, “Bizler insan hakları savunucuları olarak, hapishane idaresinin keyfi tutumlarına son vermesini, Adalet Bakanlığı başta olmak üzere yetkililerin insan hakları evrensel beyannamesi şartlarına uymasını ve bu şartların gereğini yerine getirmesini bekliyoruz. Hayati Kaytan ile birlikte tüm hasta mahpuslara uygulanan tecrit işkencesi kabul edilemez bir tutumdur” diye bildirdi.

2005 yılında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Kaytan'ın sağlık bilgilerinin paylaşıldığı açıklamaya göre; 15 yıldır hapishanede olan Hayati Kaytan sağ elini kullanamıyor, sol ve sağ ayağının tüm parmakları ise kesilmiş durumda.

Beyninin sağ frontal bölgesinde kitle tespit edilen Hayati Kaytan, ameliyat edilir ve beynindeki ur alınır. Ameliyat sonrası 2,5 ay Ankara Numune Hastanesi mahpus koğuşunda kalır ve tedavi sonrası hastane, ‘cezasının hapishanede infazının hayati tehlike arz etmediği düşünülmektedir’ şeklinde rapor düzenler. 2009 - 2011 yılları arasında 3 ayda bir Kırıkkale F Tipi Hapishanesi’nden Ankara’ya tedaviye gönderilir. Bu işkenceyi aratmayan hastane sevkleri sırasında bel fıtığı hastalığı gelişir. Bel fıtığı hastalığını 7-8 ay sonra boyun fıtığı hastalığı takip eder. Bu arada avukatı beyin tümöründen dolayı ilk hastalandığı dönemde cezasının ertelenmesi için Adli Tıp Kurumu’na başvuruda bulunsa da hiçbir sonuç alınmaz.

2012 yılında hastalığı için kontrol süresi 6 aya çıkarılır ve Kırıkkale savcılığı tarafından Ankara’ya sevk edilmesi için Kırıkkale Tıp Fakültesi Hastanesi’nden sağlık raporu alması istenir. İki kez hastaneye gitmesine rağmen ne doktorlarla görüşebilir ne de heyete çıkabilir. Hapishane idaresi ise heyet raporunu beklemeden Hayati Kaytan’ı Denizli D Tipi Kapalı Hapishanesi’ne sürgün eder. Denizli’de 4 ay, tek kişilik bir hücrede tecrit koşullarında kaldıktan sonra ‘beyin tümörü ameliyatından dolayı epileptik nöbetler geçirmekte, epileptik nöbet geçirdiğinde hızlı müdahale edilebilmesi için tek başına kalamayacağı öngörülerek, bir koğuşta kalmasının uygun olduğuna oy birliğiyle karar verildi” yazılı Denizli Devlet Hastanesi raporuna istinaden 3 kişilik hücreye konulur. Aynı hastane, 2013 tarihinde düzenlediği başka bir raporda ise 'hapishane koşullarında kalabileceği ve hayatını yalnız idame ettirebileceğini' belirtir.

2014 yılında Sincan F Tipi’ne sevk edilen Kaytan 4 yılın ardından şu an bulunduğu Bolu F tipi Hapishanesi’ne sevk edildi ve halen burada yaşam mücadelesi veriyor.