19 Mayıs 2024 Pazar

Halk onay vermeyince başka bir ilçeden toplanan imzalarla ÇED raporu hazırlandı

Nurhak'ta yapılmak istenen HES'e ilişkin düzenlenen ÇED toplantısında halkın karşı çıkmasına rağmen onaylıyormuş gibi göstererek ve AKP'li bir ilçeden imza toplanarak hazırlanan ÇED raporu Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nde görüşe açıldı. Konuya ilişkin imza kampanyası başlatan Nurhak Çevre Derneği, bu hukuksuzluğa karşı Pazartesi'den itibaren eylem ve etkinlik yapacaklarını duyurdu. 

Kahramanmaraş'ın Nurhak ilçesinde Zifana Enerji Üretim A.Ş. tarafından yapılması planlanan Bulgurdere ve Ayranpınar Hidroelektrik Santrali projesi ile ilgili hazırlanan ÇED raporu halkın onayı alınmış gibi gösterilerek, İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu (İDK) tarafından incelenerek son şekli verildi. Söz konusu rapor Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nde görüşe açıldı. 

Nurhak Çevre Derneği'nden Zeynel Gül projeye ilişkin ETHA'ya bilgi verdi. İki ay önce yapılan ÇED toplantısında halkına "HES istemiyoruz" yönünde görüş bildirdiğini belirtti. Gül, "Ama buna rağmen halk onaylamış gibi gösterildi. AKP'li başka bir ilçeden imza toplanarak Nurhak'tan toplanmış gibi gösterilmiş" dedi. 

Gül, on günlük bir şikayet hakları olduğunu dile getirdi ve bir imza kampanyası başlattıklarını duyurdu. Önümüzdeki haftadan itibaren de eylem ve etkinlik düzenleyeceklerini kaydetti. 

Nurhak Çevre Derneği, daha önce projeye itirazlarını şöyle dile getirmişti: "Bölge halkı geçimini hayvancılıkla sağlıyor. Proje kapsamında beş adet regülatör yapılacak ve hemen yakındaki Teleme HES'LE birlikte değerlendirildiğinde proje bölgenin hayvancılık faaliyetine zarar verecek. Projenin tamamı orman arazilerinde kalacak; bölgede tarım arazileri, otlaklar ve meralar yer alıyor dolayısıyla tarımsal ve ekolojik su ihtiyacı da göz ardı ediliyor.  Zengin bir fauna ve flora kaynağı olan bölgede endemik bitki ve hayvan türleri yer almakta, projeyle birlikte öngörülen tedbirler koruyuculuğu ise belirsiz.

'FAALİYETLER HUKUK DIŞI'
Ayranpınar, Daçu Dere ve Bulgur Dere, Göksu Çayı ile bir bütün. Bu su kaynaklarını birbirinden ayrı düşünmek, ayrı değerlendirmek mümkün değildir. Aynı ekolojik sistemin parçalarıdır. Mevcut ekolojik bütünlük üzerinde bir çok HES ve baraj projesi vardır. Kimi faaliyete geçmiştir, kiminin de ÇED süreci tamamlanmış ve hayata geçmeyi beklemektedir. Tüm projelerin kümülatif etkisi, ekolojik bütünlük üzerinde yıkıcı olacaktır. Mevcut inceleme ve değerlendirme yöntemleriyle bu hususun hesap edilmesi ve bunun olmayacağını söylemek bilimsel değildir.  Proje sahibi şirket, bölgede faaliyette olan Teleme HES'in de sahibi olan ve işleten şirkettir. Bu şirket bölgede ağır bir çevresel yıkıma yol açmış sabıkalı bir şirkettir. Zira bu şirket tarafından dere kayalarla doldurulmuş, balıkların göç yolları kapatılmış, dereye can suyu bırakmak imkansız hale gelmiştir. Derenin ekolojik sistemi geri dönülmez şekilde zarar görmüştür. Dereye her yıl binlerce alabalık yavrusu bırakılmakta ancak sonuç alınamamakta, balıklar çoğalamamaktadır. Üstelik bu balıklar kırmızı benekli alabalık olup endemik bir türdür. Tüm bu hususlarla ilgili idari başvurular yapılmış ancak ne hikmetse bu başvurular sonuçsuz kalmıştır. Ayrıca bu şirket henüz ÇED raporu kesinleşmeden hatta ortada bir başvurusu bile yokken bölgede bir takım inşaat faaliyetlerine başlamıştır. Bununla ilgili olarak da yapılan idari başvurular sonuçsuz kalmıştır. Tüm bu hukuk dışı faaliyetleri nedeniyle cezalandırılması hatta üretim lisansının iptali gereken bir şirketin, taahhütlerine uyacağının tarafımızdan beklenmesi mümkün değildir.

'BÖLGE YENİ BİR HES'İ KALDIRAMAZ'
Projenin sosyal ve ekonomik boyutlarıyla ilgili yapılan araştırma ve anketler sahte. Çalışmalar başka bir ilçede yürütülmüş ve bu husus ortaya çıkınca ÇED firması apar topar bunu telafi edebilmek için daha geçen hafta itibariyle ilçemizde anket çalışması yürütmüştür. Bu hukuka aykırıdır. Zira kanuna karşı hile yapılmaktadır. Projenin hayata geçirilmek istendiği küçük dere ve pınarlarda yeterli su bulunmamakta sular yaz aylarında kurumaktadır. Bu durum bölgedeki besici ve çiftçileri dahi zorlamaktadır. Durum böyle iken bahsi geçen derelere el koyarak bu projeyi hayata geçirmenin bilimsel ve hukuksal bir karşılığı yoktur. Bölge ekolojik sisteminin yeni bir HES'İ kaldıracak gücü yoktur."