Güney Kapıdan haykırdılar: Hilal Özdemir isyanımızdır
Boğaziçi Üniversitesi'nde katledilen Hilal Özdemir için yan yana gelen kadın ve LGBTİ+'lar, kayyum rektör yönetiminin güvenlikçi politikalarının amacının öğrencileri korumak değil baskılamak olduğuna dikkat çekti, kadın cinayetlerine karşı mücadele çağrısı yaptı.
Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi kadın ve LGBTİ+lar, Güney Kampüs'te bir düğünde garson olarak çalışan 15 yaşındaki Hilal Özdemir'in kampüse giren Ayberk Kurtuluş tarafından katledilmesine karşı Güney Kampüs önünde yan yana geldi.
Güney Meydan'da toplanan kadınlar ve LGBTİ+lar, "Hilal Özdemir isyanımızdır" pankartı ve sloganlarla kampüs kapısına yürüdü. Burada farklı üniversitelerden öğrencilerle bir araya gelen kadınlar, "Kampüslerden sokaklara kadın cinayetlerine son" pankartı açtı.
Ortak basın açıklamasını okuyan Zeynep Demirel, "Kayyumluğun biraz daha para kazanmak uğruna organizasyon şirketlerine kiraladığı alanda kız kardeşimiz Hilal bir erkek tarafından öldürüldü. Hilal Özdemir, reşit değildi ve çocuk işçi olarak çalıştırılıyordu" dedi.
'HİLAL'İN KANI TÜM SORUMLULARIN ELİNDE'
Fail Ayberk Kurtuluş'un düğüne geldiğini söyleyerek kampüse girdiğini, Hilal Özdemir'le tartıştıktan sonra çıkıp silahle tekrar içeri girdiğini aktaran Demirel, "Hilal'in kanı hem kampüsümüzde, hem de bu ihmallerin sorumluların ellerinde" ifadelerini kullandı.
"Katillerin, bu cinayeti kimden güç alarak işlediklerini, kadınlar onları şikayet edip koruma kararı aldırsalar dahi tutuklanmadıklarını, namuslarını temizlemelerini söyleyen toplumu ve şiddete ses çıkarmayanları biliyoruz" diyen Demirel, bugün isyanlarını haykırmak için burada olduklarını söyledi.
'KATİL OKULA ELİNDE SİLAHLA NASIL GİRDİ'
Demirel, şöyle devam etti: "Bugün bu kampüste Hilal'in katledilmesi bunlar dahil olmak üzere çok farklı açılardan kayyum yönetimin ve devletin güvenlikçi politikalarının hiçbir işe yaramadığının bir kez daha göstergesidir. Cinayetin ardından beliren sorular bellidir: Hilal neden reşit olmadığı halde bu okulda çalışıyordu? Katil okula elinde silahla nasıl girdi? Kapısında 'güvenlik için' onlarca çevik kuvvetin her gün beklediği ve her ay onlarca ÖGB alımının yapıldığı Boğaziçi Üniversitesi'nde eli silahlı bir adam nasıl görülmedi, nasıl durdurulmadı? Dün Hilal'i koruyamayan polisler bugün bizim önümüzde dikilerek ne yapıyor?"
'BU KAMERALAR, TURNİKELER, POLİTİK ÖĞRENCİLERİ BASKILAMAK İÇİN'
Daha önce kampüste yaşanan erkek şiddetini hatırlatan Demirel, "Biz biliyoruz ki bu olayların üzerine kadınların güvenliği için konulduğu söylenen kameralar, x-ray cihazları, turnikeler yalnızca ve yalnızca politik öğrencileri baskılamak için kullanılıyor" dedi.
Bu kameraların, x-raylerin öğrencileri korumadığını, fişlediğini vurgulayan Demirel, "Yönetim öğrenciler üzerinde sürdürdüğü korku ve baskı politikaları için elindeki bütün araçları kullanırken okuldaki kadınların güvenliği adına kullandığını iddia ettiği kamera ve diğer araçların ne kadınları ne çocukları koruyamadığı apaçık ortada" ifadelerini kullandı.
'KADIN CİNAYETLERİNE VE ÇOCUK İŞÇİ SÖMÜRÜSÜNE KARŞI MÜCADELEYE'
Demirel, şu ifadeleri kullandı: "Cinayetlerin önlenmesi, erkek egemen sistemle bütüncül bir mücadeleyle ve sorumlulukla, erkek şiddetinden cinayete giden sürekliliği afişe etmekle ve önlemekle, üniversitenin ve emniyetin etkin soruşturmalar yürütmesiyle mümkün. 6284'ün uygulanmasını, İstanbul Sözleşmesi'nin yeniden imzalanmasını istiyoruz. Aktif bir CİTÖK, güvenli kampüsler istiyoruz. Bir kız kardeşimizi daha erkek şiddetine kaybetmek istemiyoruz. Bütün kız kardeşlerimizi erkek şiddetine, tacize, kadın cinayetlerine, çocuk ölümlerine, çocuk işçi sömürüsüne, cezasızlık politikalarına karşı bulunduğumuz her alanda mücadeleye çağırıyoruz."
Farklı üniversitelerden gelen kadınlar da eylemde söz alarak, erkek şiddetine, kadın cinayetlerine ve çocuk işçi sömürüsüne karşı mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı.
Eylem boyunca, "Yaşasın kadın dayanışması", "Hilal Özdemir isyanımızdır", "Kadın cinayetleri politiktir", "Kadınlar ölürken polis neredeydi" sloganları atıldı.