7 Mayıs 2024 Salı

'Gömülme ve gömme hakkı'nın engellenmesine tepki

İzmir'de İHD, ÇHD ve ÖHD, hapishanelerde tecridin kaldırılması için yaşamına son veren tutsakların cenazelerinin defnedilmesinin engellenmesine tepki göstererek, yetkilileri "ayrıştırıcı uygulama yapmayı ve ötekileştirici dil kullanmayı terk etmeye" çağırdı.
İnsan Hakları Derneği (İHD), OHAL kararnamesi ile kapatılan Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir şubeleri, Türkiye'nin çeşitli hapishanelerinde  tecridin kaldırılması için yaşamına son veren 4 tutsağın cenazelerinin defnedilmesinin engellenmesine ilişkin basın toplantısı düzenledi.
 
İHD İzmir Şube binasında düzenlenen basın toplantısında konuşan İHD Şube Başkanı Zafer İncin, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 5. maddesini hatırlatarak, hiç kimsenin işkenceye, zalimane, gayriinsani, haysiyet kırıcı cezalara veya muamelelere tabi tutulmaması gerektiğini belirtti. Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'ın ve aynı hapishanede kalan diğer tutsakların avukatları ve aileleriyle görüşme hakkından yoksun bırakıldığını ifade eden İncin, Leyla Güven'in tecride karşı açlık grevinde olduğunu ve 142'inci güne girdiğini söyledi. İncin, "Leyla Güven'den sonra diğer tutukluların önce dönüşümlü ve süreli sonra dönüşümsüz-süresiz olarak açlık grevine başlamışlardır. 1 Marttan itibaren de en az 5 bin tutuklu bu greve dâhil olmuştur. İnsanlar, anayasadaki bazı yasaların değişmesini ya da kullandırılmayan hakların kullandırılmasını talep etmek için eylemler yapabilir. Bu eylemler genellikle 'sivil itaatsizlik' kapsamındaki eylemlerdir. Demokratik temayüle sahip iktidarlar bu durumu dikkate almalıdır. Vatandaşların değiştirme, talep etme ve bunun için eylem yapma hakları vardır. Açlık grevleri bu minvalde devam ederken, dört tutuklu yaşamlarına son vermişlerdir. Bu kez de farklı bir sorunla, gömülme ve gömme hakkının engellenmesiyle karşılaşılmıştır" şeklinde konuştu.
 
İncin, Tekirdağ 2 No'lu F Tipi Kapalı Hapishanesi'nde yaşamına son veren Zülküf Gezen'in defini hakkında, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun izin vermediğini belirtmesi üzerine valiliklerin de diğer definlerde de aynı kararı uyguladığını belirtti. İncin son olarak yasaklamalarla ilgili, ''Bu nedenle yetkililerin somut olay bazında bir değerlendirme yapmadan ve alternatif yöntemlere başvurmadan 'otomatik' olarak yasak uygulamasının, AİHS'ın 8. maddesi bağlamında hakka getirilecek sınırlandırmaların orantılı olması zorunluluğuna aykırıdır. Kaldı ki antik çağdan bu yana insanlık ailesi cenazelerini kendi gelenek görenekleri, dinsel inanışlarına uygun olarak defnetmektedirler. Bizler hak savunucuları bu durumu onaylamıyor, yetkilileri ayrıştırıcı uygulama yapmayı ve ötekileştirici dil kullanmayı terk etmeye çağırıyoruz."