19 Nisan 2024 Cuma

Gökhan Güneş'i sağ aldınız, sağ istiyoruz

Sosyalist bir işçi olan Gökhan Güneş 20 Ocak günü devlet güçleri tarafından kaçırıldı. Devletin polisi, savcısı, valisi, bakanı üç maymunu oynarken, Gökhan Güneş'in ailesi, yoldaşları, önce kaçırıldığına dair kamera kayıtları buldu. Şimdi de sokak sokak, meydan meydan yasakları dinlemeden, fiili meşru mücadele hattından "Gökhan'ı sağ aldınız sağ istiyoruz" diyerek mücadele ediyor.

Sosyalist bir işçi olan Gökhan Güneş 20 Ocak günü kaçırıldı.

Güneş ile en son nişanlısı 20 Ocak günü saat 12.17'de görüştü.

Hastaneden çıkmış işe gidiyordu. Bu arada işyerindeki arkadaşını da aradı, otobüse bindiğini, öğlen yemeğine yetişeceğini söyledi.

Fakat işyerine gitmedi... İşe gitmemesi üzerine arkadaşı ailesini arayarak Gökhan'ı sordu. Gökhan eve de gitmemişti.

Bu saatten itibaren Gökhan'ın telefonuna da ulaşılamadı.

Ailesi birkaç saat haber almak için bekledi. Mahalledeki arkadaşlarına ‘gördünüz mü' diye sordu.

Gökhan'dan haber alınamaması üzerine aile ilk olarak İkitelli'deki Şehit Zeki Kaya Polis Karakolu'na giderek başvurdu. Fakat polisler aile ile ilgilenmedi.

Bunun üzerine 21 Ocak'ta savcılığa başvurdu. 

Kamera görüntülerinin incelenmesini ve Gökhan'ın bulunmasını istedi. 

Fakat polisin görmezden, duymazdan gelen tutumunu savcılık da sürdürdü. 

Gökhan'ın ailesi ve yoldaşları, otobüse bindiği durağın çevresindeki işyerlerinin kameralarını inceledi.

Gökhan'ın "Otobüse biniyorum" dediği saatte durağın 10 metre gerisindeki bir işyerinin önünden geçtiğini tespit etti.

İETT kamera kayıtlarında yapılan incelemede,  79 FY hattına bindiği tespit edildi. Otobüsün içindeki kamera görüntüleri Gökhan Güneş'in Başakşehir'deki işyerinin önünde indiğini gösteriyordu.

Gökhan'ın çalıştığı inşaat firmasının kamera görüntüleri de incelendiğinde, kaçırıldığı kesinleşmiş oldu. 

Kamera görüntülerinde, otobüs durağının karşısında duran sivil bir araçtan sivil üç kişinin indiği, otobüsün durağa yanaşmasından kısa bir süre önce durağa gittiği, işyerine 50 metre uzaklıktaki Şehit Abdülselam Özatak İlköğretim Okulu durağında Gökhan'ın inmesinin ardından etrafını 5-6 kişinin sardığı ve zorla durağın önünde bekleyen araca bindirdikleri görünüyor.

Gökhan'ı kaçıran kişilerin bir kısmı Gökhan ile aynı araca diğerleri ise otobüs durağının karşısındaki duran araca binerek ters yönlerde uzaklaşıyor.

Kaçırıldığı anlaşıldıktan sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nü arayan Gökhan'ın avukatlarına "Burada yok" ve "Hakkında herhangi bir arama kararı" yok yanıtları verildi.

Ailenin kendi imkanlarıyla bulduğu kamera görüntülerini ETHA'ya ulaştırması, ajansımız ve pek çok basın kuruluşu tarafından yayınlanması ve Gökhan'ın polis tarafından kaçırıldığı haberlerinin yapıldığı 21 Ocak akşamı, devlet hedef şaşırtma taktiklerine başvurdu. 

Jandarma istihbaratından olduğunu söyleyen kişiler, Gökhan'ın Tokat'ta yaşayan amcasını 21 Ocak akşamı arayarak, "Gökhan burada mı, yanına mı geldi" diye sorarak polis tarafından kaçırıldığı gerçeğinin üzerini örtmeye çalıştı.

Gökhan'ın ailesi, Zeki Kaya Polis Karakolu'na günde birkaç kez gitmesine rağmen aynı ilgisizlik devam etti. 21 Ocak sabahı tekrar karakola gittiklerinde "Akşam gelin" yanıtını aldı. Akşam gittiklerinde ise "Sabah gelin" diyerek herhangi bir işlem yapılmadan aile gönderildi.

Devletin oyalama taktiğine rağmen bıkmadan usanmadan Gökhan'ı arayan ailesi kendi imkanlarıyla buldukları kamera görüntülerinin yer aldığı CD'yi karakoldaki polislere verdi. Fakat polisler CD'yi izlemek yerine çekmeceye atarak "Dosyayla ilgilenen kişi sabah burada olacak. Biz CD'yi açıp bakamayız" dedi.

Güneş ailesi, aynı gün akşam İETT otobüsünün içindeki görüntüleri kendilerine veren kişilerle ilgili soruşturma başlatıldığını öğrendi.

İBB KAÇIRANLARI GÖREN KAYITLARI VERMİYOR
Otobüs içindeki kamera görüntülerinin aileye veren İETT yetkilileri, haklarında soruşturma başlatılmasının ardından 79FY hattının dış kamera kayıtlarını aileye vermedi.

Otobüsün dış kamera kayıtlarında, Gökhan Güneş'i kaçıranların yüzleri, araç plakaları net olarak görülüyor olmasına rağmen kamera kaydının verilmemesi, Güneş'in başına geleceklerden İETT ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetkilileri ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu da sorumlu kılacak.

Devlet Gökhan'ı aramamakta ısrar ederken 21 Ocak akşamı, sivil polisleri göndererek aile üzerinde baskı kurmaya çalıştı. Aile, Gökhan'ın kaçırılmasının ardından evlerinin önündeki elektrik direğine kamera takıldığını ve kameranın direk evlerini görecek şekilde ayarlandığını fark etti.

22 Ocak günü tekrar karakola gittiklerinde her gün karşılarına başka bir isimle çıkan polisin adının Gökhan ya da Altan değil Davut olduğunu öğrendi. Ailenin ısrarı üzerine CD'deki kamera kaydı izlendi. Fakat adı Gökhan, Altan, Davut olan bu polis, kamera kaydındaki görüntülerle değil, kamera kayıtlarını nasıl aldıklarıyla ilgiliydi. Ayrıca Gökhan'ın hakkında üç ayrı soruşturma yürütüldüğünü, suçsuz olmadığını söyleyerek kaçırılmasını meşrulaştırma çabası içine girdi.

Gökhan Güneş'in gözaltına alındığını kabul etmeyen polis Davut, "Terörle Mücadele Şubesi polisinin 3 gün gözaltı süresi vardır. 3 gün sonra yüzde 99 aileye haber verilir" diyerek, Güneş'in polis tarafından kaçırıldığını doğrulamış oldu.

Ezilenlerin Hukuk Bürosu 22 Ocak günü Adalet Bakanlığı'nı telefonla arama, faks çekme, sosyal medyadan bakanlığı etiketleyerek paylaşım yapma #GökhanGüneşNerede diye sorma çağrısında bulundu. Yüzlerce kişi Adalet Bakanlığı'nı arayarak, faks çekerek Gökhan Güneş'i sordu.

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi'ne başvuruda bulunan Gökhan Güneş'in ailesi, dernek yöneticileri, Ezilenlerin Hukuk Bürosu Avukatları, Ezilenlerin Sosyalist Partisi, Berkin Elvan'ın ailesi ve HDP milletvekillerinin de katılımıyla basın açıklaması yaptı. Yaşananları anlattı.

Ardından Gökhan'ın annesi, Berkin Elvan'ın annesi ve Gökhan'ın yoldaşları, Vatan Caddesi'ndeki Emniyet Müdürlüğü önüne giderek Gökhan Güneş'i sordu. Burada saldıran polis, Hıdır Yılmaz ve Ömer Akgün'ü işkenceyle gözaltına alındı.

22 Ocak günü Güneş ailesi ve Gökhan'ın yoldaşları, devletin kaybetme saldırısına karşı mücadelenin başlatıldığı ve sürdürüldüğü Galatasaray Lisesi önünde eylem yaptı. "Gökhan Güneş nerede" dövizleri ve sloganlarıyla eylemi başlatanlara polis, "Gelin gelin Gökhan'a burada" diyerek saldırdı, gözaltına aldı. Eylemde gözaltına alınan Gökhan'ın halası Zübeyde Güneş, ablası Nurhayat Güneş ve 3 ESP'li akşam saatlerinde serbest bırakıldı.

22 Ocak akşam saatlerinde Çağlayan Adliyesi önünde de eylem yapıldı. "Gökhan Güneş'i sağ aldınız sağ istiyoruz" denilen eylemde konuşan anne Nazife Güneş, "Ben çocuğumu istiyorum. Ben onların elinde olduğunu biliyorum. İstihbaratın aldığını da biliyorum. Ben çocuklarımla, Sinan'ımla, Gökhan'ımla gurur duyuyorum" dedi.

Ezilenlerin Sosyalist Partisi ve Gökhan Güneş'in ailesinin gerçekleştirdiği eyleme, HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, Halkların Demokratik Kongresi, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu, Halkevi, Devrimci Parti, Partizan, Devrimci Anarşist Faaliyet, Birleşik Gençlik Meclisleri, HDP Gençlik Meclisi, Mücadele Birliği, SYKP, EHP, Kaldıraç ve SODAP katıldı.

Ailesi, avukatları ve arkadaşlarının çağrısı üzerine 22 Ocak akşamı saat 21.00'da da Gökhan Güneş için sosyal medya eylemi yapıldı, #GökhanGüneşiBırakın denildi.

Gökhan Güneş için 22 Ocak günü Adana, İzmir ve Almanya'nın Köln kentlerinde de sokağa çıkıldı, Dersim ve Mersin'de de basın açıklamaları yapıldı. İnsan Hakları Derneği, Halkların Demokratik Partisi ve Avrupa Ezilen Göçmenler Konfederasyonu (AvEG-KON) açıklamalar yaptı.

Sokağa çıkma yasağına rağmen 23 Ocak günü İstanbul ve İzmir'de eylemler yapıldı.

İstanbul'da Gökhan'ın yaşadığı İkitelli Atatürk Mahallesi'nde Cemevi önünde toplanan ailesi ve yoldaşları, sloganlarla Şehit Zeki Kaya Polis Karakolu'na yürüdü.

"Gökhan Güneş'i bulacağız", "Gökhan Güneş nerede" diyen ailesi ve arkadaşları, karakol önünde İkitelli halkına seslendi. Gökhan Güneş'in ablası polislerin kamera kayıtlarını incelemediğine dikkat çekti, polis karakolundaki polislere seslendi, "Kardeşimi bulamazsanız bundan siz sorumlusunuz" dedi.

Eyleme saldıran polis, Gökhan Güneş'in kardeşleri Nurhayat Güneş, Gülhayat Güneş, Sinem Güneş, halası Zübeyde Güneş, kuzeni Nazlıcan Güneş, HDP PM üyesi Helin Yılmaz, Ezgi Gökçay, Ferhat Harun Pehlivan, Bedran Çoğaltay, Tanya Kara, Ela Deniz Albayrak, Hacı Toraman, Orhan Çılgın, Doğancan Erdoğan, Burhan Güner, Özge Doğan'ı işkence yaparak gözaltına aldı.

Ezilenlerin Sosyalist Partisi ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu üyeleri yasağa rağmen 1 Mayıs Mahallesi'nde de sokağa çıktı, devlete seslendi, "Gökhan Güneş'i bırakın" dedi.

ESP üyeleri 23 Ocak günü İzmir'de de Yamanlar Mahallesinde yürüyüş yaptı, "Gökhan Güneş nerede" diye sordu.

Gökhan Güneş için 23 Ocak akşamı da #GökhanıKaybettirmeyeceğiz hasthag eylemi yapıldı.

Kayıp yakınları da sosyalist işçi Gökhan Güneş bulununcaya kadar ailesiyle birlikte mücadele edeceklerini söyledi.

Gökhan Güneş, 20 Ocak günü, işyerine her zamanki saatte gitmedi. Öncesinden hastaneye gitti. Gökhan'ın günlük rutinindeki bu değişiklikten kim haberdar olabilir? Hangi saatte hangi otobüse bineceği ya da hangi durakta saat kaçta ineceğini kim bilebilir? Bu soruların tek bir yanıtı var. Gökhan'ın telefonu dinleniyordu, polisin fiziki ve teknik takibi altındaydı.

Gökhan 2 yıl önce de gözaltına alınmış ve 1 gün geçtikten sonra ailesine haber verilmişti. Yani devletin bu tarz girişimleri ilk değil.

Gökhan'ın devlet tarafından kaçırılarak gözaltına alındığı çok aşikar. Bu nedenle ailesi ve yoldaşları, "Gökhan'ı sağ aldınız, sağ istiyoruz" diyorlar.

Gökhan'ın kaçırılmasından, AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş'ın sorumlu olduğuna işaret ediyorlar.

Gökhan'ın ailesi ve yoldaşları, onu bulana kadar sokakları, meydanları, bakanlık, valilik, emniyet müdürlüğü, karakol önlerini eylem alanına çevireceklerini haykırıyor...

"Gökhan Güneş nerede" diye sormaktan, "Gökhan Güneş'i sağ aldınız sağ istiyoruz" demekten vazgeçmiyor...