26 Nisan 2024 Cuma

Gençler adliye önünden haykırdı: Suruç'a adaleti birleşik direnişimizle getireceğiz

Kadıköy'deki Suruç anmasında gözaltına alınan ve serbest bırakılmayan 12 kişi için Kartal'daki Anadolu Adliyesi önünde açıklama yapan gençlik örgütleri, "6 yıldır 'Suruç için adalet herkes için adalet' şiarını büyütmeye devam ediyoruz, herkes için adaleti de birleşik direnişimizi, mücadeleyi büyüterek biz getireceğiz" diye konuştu.

Gençlik örgütleri, Suruç katliamının 6. yılı dolayısıyla Kadıköy'de yapılan eylemde gözaltına alınan ve serbest bırakılmayan 12 kişinin sevk edildiği Kartal'daki Anadolu Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı.

"Suruç için adalet herkes için adalet" pankartının açıldığı eylemde konuşan Ekinsu Gündoğan, "20 Temmuz 2015’te 'Beraber savunduk, beraber inşaa edeceğiz’’ şiarıyla birçok kentten bir araya gelen devrimciler Kobanê’nin yeniden inşaası için yola çıktılar. Savaşın talan ettiği bir kenti düşleriyle kurmak isteyen yoldaşlarımız Suruç’a vardıklarında barbar IŞID çetesi tarafından bombalı bir saldırı sonucu katledildi. Devletin açıkça desteklediği, 'öfkeli gençler’ olarak tanıdığı, tırlarla silah yardımı yaptığı IŞID 33 devrimciyi katletti. Gezi'den Rojava’ya uzanan bir serüvenin coşkusuyla yola çıkan yoldaşlarımız, egemenlerin yarattığı yağma, talan ve halkların inkârı karşısında sınırsız ve sınıfsız bir dünya için devrimi savunanlardı" dedi.

TÜRK DEVLETİNİN TARİHİ KATLİAMLAR TARİHİDİR
Türk devletinin tarihi katliam ve yalanlar tarihi olduğunu vurgulayan Gündoğan, "Suruç katliamı ne bu topraklarda ilk katliamdır ne de son olmuştur. HDP'li Deniz Poyraz'ı katledenler, sokak ortasında Hrant Dink’i vuranlar, Gezi'de bir çok yoldaşımızı ve Berkin Elvan’ı 15 yaşında katledenler, Ankara’da 102 yoldaşımızı bombalı bir saldırıyla katledenler aynıdır. Katilleri tanıyoruz; azmettiricileri de ayan beyan ortadadır" diye belirtti. Katliamın sorumlularının, IŞİD’i besleyenler, barındıranlar, silahlandıranlar olduğunun altını çizen Gündoğan, "Emri verenin kim olduğu bellidir; katliamı devlet ile IŞİD birlikte gerçekleştirdi. Gezi'de direnenlerden Kobanê'de direnenlere köprü olmak istedi 33 düş yolcusu. Devletin saldırmasının nedeni de tam olarak buydu; bu toprakların işçi sınıfı ve ezilenlerinin Kürt halkıyla buluşmasını istemediler, devrime dokunmasını istemediler" diye kaydetti.

Gündoğan, "Bugün ekonomik ve siyasi kriz içerisinde olan sistem, çürümüşlüğünü toplumun her yerinde var etmeye çalışıyor. İşçileri emekçileri açlığa mahkûm ediyor, kadınların karşısına her gün erkek şiddetini çıkarıyor, öğrencileri akademiyi biat ettirmeye çalışıyor, LGBTİ+lara yaşam alanı tanımıyor. Yüzsüzce bizlere 'porsiyonlarınızı küçültün' çağrısı yapanlar, HDP’ye dönük saldırılarını gün be gün arttıranlar bilmelidir ki bu topraklarda özgürlük mücadelemiz sizleri tarihin çöplüğüne gönderene dek devam edecek. Bir ayda elliye yakın işçi direnişi olurken, Boğaziçi direnişini altı ayda bitireceğini zannederken direnişimizle kayyum rektör gönderilmişken, Onur Yürüyüşü’nü yasakladıkları noktada Taksim’in her sokağı gökkuşağına boyanmışken, kadınların öfkesi sokak sokak büyüyüp barikatları katillerin tecavüzcülerin kafasına yıkarken örgütlü gücümüzle bu düzenin altını üstüne getireceğiz" ifadelerini kullandı.

KORKULARI SARAYLARIN DUVARLARINI AŞIYOR
Burjuva devletin toplumun her kesimine saldırılarının karşısında "İstanbul Sözleşmesi'ni uygulatacağız" diyerek barikatları aşan kadınlar olduklarını vurgulayan Gündoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Maden işçilerini katledenlerden hesap sormak için 'öyle mi alay komutanı' cüretiyle jandarmanın üzerine yürüyen işçileriz, Migros işçilerinin hakkını vermeyen Tuncay Özilhan’ın evinin kapısına dayanan 'sahip olduklarınız bizden çaldıklarınızdır, korkun yine geleceğiz' diyerek haklarını arayan işçileriz, kayyum rektörleriyle akademinin biat edeceğini sananlara karşı 6 aylık direnişle kayyum Melih’i yollayan öğrencileriz, İkizdere’de doğasını katleden Cengiz’e ve onların koruyucusu devletin karşısına dikilip doğamızı katledemezsiniz diyen İkizdereli kadınlarız, HDP’yi hedefe koyan iktidardan güç alıp Deniz Poyraz’ın katledilmesine karşı 'bir deniz gider bin deniz geliriz' diyen devrimcileriz biz. Her yerdeyiz direniyoruz ve biliyoruz bu direnişten nasıl korktuklarını. 'Ağzını açanı alın' emri, Saray’ın telâşının en açık ifadesidir. Korkuları, saraylarının duvarlarını, kendi boylarını aşıyor."

Suruç'ta ölümsüzleşen 33 düş yolcusunun ardından 6 yıldır adalet mücadelesini bu sokaklarda sürdürdüklerini söylenen Gündoğan. "6 yıldır gerçek sorumlular, siyasi sorumlular yargılanmadı" dedi.

SURUÇ'A ADALETİ DİRENİŞİMİZLE GETİRECEĞİZ
Gündoğan, "7 Haziran 1 Kasım arasındaki defterleri açıkça bildiğini ilan edenler tanık dahi sayılmadı. Hatta bu katliamda suçlanan yitirdiklerimiz oldu. Yüzde 50 kusurlu ilan edildi Kobanê yoluna düşenler. Bizim adalet çağrımız bu topraklaradır. İşçilere, emekçilere, kadınlara ve LGBTİ+'lara, Kürt ve Alevi halklarımıza bizim çağrımız. Çağrımız bu toprakların gençliğine. Adaleti bizi katledenlerin saraylarından, mahkemelerinden beklemiyoruz. Mücadeleden, sokaktan, barikattan, hesaplaşmalardan bekliyoruz. Biz adaleti ezilenlerden bekliyoruz. 6 yıldır 'Suruç için adalet herkes için adalet' şiarını büyütmeye devam ediyoruz, herkes için adaleti de birleşik direnişimizi, mücadeleyi büyüterek biz getireceğiz" diye konuştu.

Açıklamanın ardından kitle gözaltındaki 12 kişinin serbest bırakılana kadar adliye önünde bekleyeceklerini kaydetti.