25 Nisan 2024 Perşembe

Gazeteci Kanbal'a ilk duruşmada ceza istendi

Efrin operasyonuna ilişkin sosyal medya paylaşımları nedeniyle "Örgüt propagandası yapmak" iddiasıyla tutuklanan gazeteci Ahmet Kanbal, bugün ilk kez hakim karşısına çıktı. Kanbal'ın duruşması 26 Şubat 2019 tarihine erteledi.
Efrin operasyonuna ilişkin sosyal medya paylaşımları nedeniyle "Örgüt propagandası yapmak" iddiasıyla tutuklanan Mezopotamya Ajansı muhabiri Ahmet Kanbal, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ilk kez hakim karşısına çıktı. Gazeteci Kanbal, duruşmaya SEGBİS ile katıldı.
 
Duruşmayı, Bağımsız Gazeteciler Platformu (P24), Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) üyeleri takip etti.
 
KANBAL: EFRİN HABERİ YÜZÜNDEN DAVA AÇILDI
 
Savunma yapan Kanbal, "Efrin'de 7 yıl içinde ne oldu diye baktığımızda gerek Birleşmiş Milletler (BM) kayıtları gerekse de Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) raporlarına göre, Suriye'de çatışmanın yaşanmadığı tek şehir olarak görülüyor. Bu nedenle de AKP hükümetinin argümanlarının gerçeği yansıtmadığı açık bir şekilde görülüyor. Ama neden Efrin'e bir saldırı yapıldı veya neden buna gerek duyuldu diye baktığımızda birincisi; AKP ve MHP hükumetinin ortak alacağı kararla gidilecek bir Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, yani 24 Haziran erken seçimleri vardı ve bu süreçte milliyetçi bir dalgaya ihtiyaç vardı" dediği sırada Mahkeme Başkanı araya girip, sözünü kesti.
 
Mahkeme Başkanı "Sanki CNN Türk'e bağlamışsın da Efrin harekatı neden başladı, bize bunu anlatıyorsun. Savunmana iddianame ile sınırlı kalırsan zaman acısından da önemli olur" diyerek, Kanbal'ın savunmasına müdahale etti.
 
Bunun üzerine Kanbal, şunları söyledi: "Bu davanın neden açıldığını, neden bu yargılamanın yapıldığını anlayabilmek için Efrin harekatı, ki size göre 'harekat', bana göre ise 'saldırı ve işgaldir' haberinden dolayıdır. Hakeza böyle bir dava ile beni sizle karşı karşıya getirdiler ise kimse bana zamandan bahsetme hakkına sahip değildir."
 
'GAZETECİLİK CESARET İŞİDİR'
 
Yaptığı Twitter paylaşımlarının tamamen haber içerikli olduğunu söyleyen Kanbal, savcının polis talimatı ile dosyanın altına imza attığını belirtti.
 
Gazeteci olarak halkı uyarıda bulunma hakkı olduğunu söyleyen Kanbal, "Bırakın gazeteci olmayı, bir yurttaş olarak uyarı yapma, düşünce ve fikirlerimizi beyan etme hakkımız yok mu? Orada mazlum halkların evlatları yaşamını yitirecek ama biz mazlum halkların evlatları olarak yorum yapamayacak mıyız? Gazeteci olarak doğru olanı duyurmak ile yükümlüyüz. Bunu biz de yapmasak, bu halklara en büyük kötülüğü yapmış oluruz. Barış diyoruz, bize yargılama olarak dönüyor. Savaş mı isteyelim, bunu istiyorlar? Soruşturma aşamasında savcı bey sosyal medya için 'Basın mecrası mıdır' diye sormuştu. Öyle olduğunu söyledik diye olsa gerek iddianame 'basın yayın yoluyla örgüt propagandası' suçlaması ile hazırlanmış. Yani hem gazeteci olduğumuzu kabul etmiş hem de sosyal medyanın basın yayın aracı olduğunu. Peki, o zaman bu dosya niye. Bakıyoruz paylaşımlara YPG açıklaması, Suriye rejiminin açıklaması, uluslararası koalisyonun açıklaması, TSK ve ÖSO ile diğer devletlerin açıklamaları var. Savcı bey ne yapmış sadece YPG açıklamasını almış oraya koyarak propaganda demiş. Savcı bey delillerle oynamış. Delil karartmış ama lehime olan delilleri karartmış. Tüm bu açıklamalar paylaşımlar gazetecilik faaliyeti kapsamında yapılmış paylaşımlardır ki bunları yapmak için gazeteci olmaya da gerek yok. OHAL ile birlikte ilan edilen KHK'lerle yüzlerce gazete, ajans, televizyon, dergi kapatıldı. Bize haber yapıp, haberlerimizi görünür kalacağımız başka bir mecra bırakılmadı. Biz de sosyal medyaya yöneldik ama o da elimizden korkutularak alınmaya çalışılıyor. Yaptıklarımızın arkasındayız ve devam da edeceğiz" diyerek, beraatini talep etti.
 
Avukatları da müvekkillerinin beyanlarına katılıp tahliye talebinde bulundu.
 
'KANBAL'IN CEZALANDIRILMASI İSTENDİ
 
Savcı ise esas hakkındaki mütalaasında, Kanbal'ın basın yayın yoluyla zincirleme bir şekilde örgüt propagandası yaptığı, TSK'nin gerçekleştirmiş olduğu operasyonları basın yayın yoluyla küçük düşürmeye çalıştığı tüm dosya kapsamında sabit olduğunu ileri süren savcı, ceza talebinde bulundu.
 
Mahkeme, savcının mütalaasına karşı savunmasını hazırlanması için Kanbal'a ek süre tanıyarak, bir sonraki duruşmayı 26 Şubat 2019 tarihine erteledi.