Gazeteci Erkılınç'ın duruşmasına çağrı yapıldı
Gazeteciler, 1 Mayıs öncesi tutsak edilen gazeteci Erkılınç'ın duruşmasına çağrı yaptı.
Özgür Gelecek Gazetesi muhabiri Sevda Erkılınç. 1 Mayıs öncesi gerçekleştirilen ev baskınlarında gözaltına alınıp tutuklandı. Erkılınç, 12 Kasım'da İstanbul'da bulunan Çağlayan Adliyesi'nde ilk kez hakim karşısına çıkacak. Özgür Gelecek Gazetesinin çağrısıyla İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nde basın toplantısı düzenlendi.
Açıklamanın yapıldığı salona, "Gazetecilik suç değildir. Özgür basın susturulamaz" yazılı pankart asıldı. Basın açıklamasını Özgür Gelecek Gazetesi muhabiri Yusuf Çelik okudu. Erkılınçın tutukluluğu boyunca karşılaştığı keyfi uygulamalara, hapishanedeki ağır baskıyı hatırlatan Çelik, bu uygulamaların tutsaklara yönelik sistematik ihlallerin somut bir örneği olduğunu ifade etti. Çelik, Erkılınç'ın çölyak ve astım hastası olmasına rağmen uzun süre diyet yemekleri ve gerekli ilaçlara erişim hakkından yoksun bırakıldığını, sağlık kontrollerinin de geciktirildiğini belirtti. Çelik, şöyle konuştu: "Hapishanede sağlık hakkının engellenmesi yalnızca ihmalkarlık değil, cezalandırma amacı taşıyan politik bir uygulamadır. Mücadelemiz sonucunda hastaneye sevk edilmiş, kelepçeli muayene dayatmasını kabul etmediği için Sevda hakkında yeni soruşturmalar açılmıştır."
'GAZETECİLERE YÖNELİK BASKI DEVAM EDİYOR'
Dicle Fırat Gazeteciler Derneğinin hazırladığı raporu hatırlatan Çelik, "Ekim ayında Türkiye'de gazetecilere dönük baskılar zirveye ulaşmıştır. Gazeteci Hakan Tosun, Esenyurt'ta ailesinin yanına giderken darp edilmesi sonucu geçirdiği beyin kanaması neticesinde katledildi. Ancak iktidar yetkilileri bu katliamın açıklığa kavuşması için hala hiçbir adım atmamıştır. Aynı dönemde 5 gazeteci saldırıya uğramış, 7 gazeteci kötü muameleye maruz kalmış ve 15 gazetecinin haber takibi engellenmiştir" dedi. Çelik, Erkılınç'ın da işçilerin, emekçilerin, Kürt halkının ve toplumsal muhalefetin sesini görünür kılmış, kadınların, lubunyaların ve politik tutsakların sesini topluma taşıdığı için yoksullaştırma, sömürü ve devlet şiddetini görünür kılmaya çalıştığı için tutuklandığını belirtti.
'GAZETECİLİK KRİMİNALİZE EDİLMEYE ÇALIŞILIYOR'
Özgür basın üzerindeki kayyum baskılarına da değinen Çelik, "TELE 1'e yönelik 'casusluk operasyonu' sonrası kayyum atanmış, kanalın yayınları ve YouTube hesabı kapatılmış, binlerce emekçinin ekmeği ve mesleki iradesi gasp edilmiştir" ifadelerini kullandı. Sansür uygulamalarının özellikle de toplumsal vicdanı ilgilendiren haberlerde kendini gösterdiğine dikkat çeken Çelik, "Rojin Kabaiş'in ölümü ile ilgili haberler ve sosyal medya paylaşımlarına erişim engeli getirilmiştir. Aynı dönemde özgür basın emekçilerine örgüt üyeliği iddiasıyla hapis cezaları verilmiş, mesleki faaliyetleri kriminalize edilmiştir" diye konuştu.
'ÖZGÜR BASIN SUSTURULAMAZ'
Gazeteciliğin kriminalize edilmesine izin vermeyeceklerini belirten Çelik, "Bu mücadeleyi her alanda, her meydanda ve haber takip ettiğimiz her mecrada sürdüreceğiz. Kayyum atanan televizyon kanallarından tutuklanan gazetecilere kadar özgür basına yönelik saldırılara karşı duracak ve 'Özgür Basın Susturulamaz' demeye devam edeceğiz. Mesleki faaliyetlerimizin 'örgüt üyeliği' adı altında kriminalize edilmesine ve hedef gösterilmesine izin vermeyeceğiz" dedi.
TALEPLER SIRALANDI
Çelik, Erkılınç'ın yarın saat 10.45'te İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek duruşmasına çağrı yaparak şu talepleri sıraladı:
🔹"Perihan Sevda Erkılınç derhal serbest bırakılmalıdır.
🔹Basın özgürlüğüne yönelik baskı ve cezalandırma politikaları son bulmalıdır.
🔹Tüm hasta tutsakların yaşam ve sağlık hakkı güvence altına alınmalıdır ve serbest bırakılmalıdır."
'YARGI ÖZELLİKLE KADIN GAZETECİLERİ HEDEF ALIYOR'
Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) adına söz alan Yadigar Aygün, basın ve ifade özgürlüğünün her geçen gün keyfi cezalarla engellediğini belirtti. İktidar ve yargının özelikle de kadın gazetecileri hedef aldığını belirten Aygün, "Geçtiğimiz ay ETHA muhabiri Ebru Yiğit'e 17 yıl ceza verilerek tutuklandı. Ekim ayının son haftasında, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Ceza Dairesinin Mezopotamya Ajansı muhabiri Diren Yurtsever, Jinnews Haber Müdürü Öznur Değer ve gazeteci Zemo Ağgöz'ün de aralarında bulunduğu 7 gazeteci hakkında verilen 6 yıl 3 ay hapis cezasını onaması, yargının gazeteciliği 'suç' olarak niteleyen yaklaşımını yeniden gözler önüne serdi" ifadelerini kullandı.