4 Mayıs 2024 Cumartesi

Fincancı'ya destek: Vicdanın sesi cezalandırılamaz

Hapis cezasına çarptırılan Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı'ya destek veren insan hakları savunucuları "Hakikate tanıklık eden, hakikatin kaydını tutan ve onu görünür kılmak için zorbalığa direnen vicdanın sesi, barış ve insan hakları savunuculuğu cezalandırılamaz" dedi.
"Bu suça ortak olmayacağız" başlıklı barış bildirisine imza attığı için hakkında "örgüt propagandası yapmak" iddiasıyla açılan davada 2 yıl 6 ay hapis cezası verilen TİHV Genel Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı'ya destek açıklamaları devam ediyor. İzmir'de TİHV, İMECE Dostluk ve Dayanışma Derneği, Hak İnsiyatifleri, Halklararası Dayanışma Köprüsü Derneği, İnsan Hakları Gündemi Derneği, İHD, ÖHD, KHK ile ÇHD, SES, İzmir Barosu ve İzmir Tabipler Odası, Fincancı için ortak açıklama yaptı.
 
TİHV Temsilcilik binasında düzenlenen ortak açıklamayı Tabip Odası Yönetim Kurulu Sekreteri Lütfü Çamlı yaptı. Çamı, yaptığı açıklamada Prof. Fincancı'ya verilen cezanın sadece düşünce ve ifade özgürlüğünün ağır ihlali olmadığını, aynı zamanda insan hakları savunuculuğuna yönelik baskı oluşturma çabası olduğunu ifade etti.
 
Söz konusu cezanın gerekçesini Prof. Fincancı'nın imza attığı bildirinin yanı sıra ağır insan hakları ihlallerine ilişkin basına verdiği röportajlar ve hazırladığı raporların oluşturduğuna dikkat çeken Çamlı, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Tıpkı düşünce ve ifade özgürlüğünün korunmasına yönelik çabaları, hekimlik ve sağlık ortamına ilişkin ürettikleri nedeniyle TTB eski başkanlarından Prof. Dr. Gençay Gürsoy'a yapıldığı gibi Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı'ya da ısrarla sürdürmüş olduğu iyi hekimlik mücadelesi ve insan hakları savunuculuğu nedeniyle özel bir cezalandırma tarifesi uygulanmıştır. Oysa şunu çok iyi biliyoruz ki, hak ihlallerinin tespiti ve belgelenmesi insan hakları savunucusu olmanın doğası gereği olmazsa olmaz asli faaliyetidir. İhlallerin tespit ve belgeleme çalışmaları, bu ihlalleri önlemenin ötesinde yol açtıkları mağduriyetlerin onarılarak giderebilmesini, en nihayetinde bir daha asla tekrarlanmamaları için cezasızlıkla mücadeleyi, dolayısıyla da adaleti tesis etmeyi mümkün kılar. Başka bir deyişle, düşünce ve ifade özgürlüğü hakkının kullanılması insan hakları savunucularının insan haklarını geliştirmeye ve korumaya yönelik faaliyetleri için vazgeçilmezdir."
 
'BARIŞ VE İNSAN HAKLARI SAVUNUCULUĞU CEZALANDIRILAMAZ'
 
Hak ihlallerinin tespit ve belgelenmesi faaliyetlerini, insan haklarını korunma ve geliştirmenin koşulu olan düşünce ifade özgürlüğünü ve iyi hekimliği kriminalize etme çabalarının hiçbir şekilde kabul edilemez olduğunu söyleyen Çamlı, insan haklarını ve barışı savunmanın suç olmadığını vurguladı. Çamlı, Prof. Fincancı ile Prof. Gencay Gürsoy ve Prof. Özdemir Aktan başta olmak üzere hakikat arayışındaki Barış Akademisyenleri hakkında açılan tüm adli ve idari soruşturma ve kovuşturmaların derhal son bulmasını istediklerini ifade etti.
 
Açılan davaların tüm sonuçlarıyla birlikte düşürülmesi gerektiğini belirten Çamlı, "Hakikate tanıklık eden, hakikatin kaydını tutan ve onu görünür kılmak için zorbalığa direnen vicdanın sesi, barış ve insan hakları savunuculuğu cezalandırılamaz" dedi.
 
'BARIŞIN ZEMİNİ BİRAN ÖNCE HAZIRLANMALI'
 
Onun ardından konuşan SES Eşbaşkanı Hülya Ulaşoğlu ise Fincancı'nın devletin yaptıklarına ayna tuttuğunu için cezalandırıldığını ifade etti.
 
Devletin üst kademesinde bulunan kişinin yetki verdiği anda yargının hemen harekete geçtiğine değinen ÖHD Eşbaşkanı Av. Mazlum Demirbağ da Fincancı'nın kendilerinin yüz akı olduğunu söyledi. Barış isteyenlerin cezalandırılmasından vazgeçilmesi isteyen İHD İzmir Şube Eşbaşkanı Avukat Zafer İncin de barışın zemininin biran önce hazırlanılması gerektiğini kaydetti.