18 Mayıs 2024 Cumartesi

Fethiye Ok yazdı | Güle güle sevgili Deniz

Sevgili Deniz, seni aramızdan alanlar kaybedecek, onların tarihi kaybetmeye yazgılıdır. Bütün bu kuşatmalara ve kurşunlara rağmen özgürlük, eşitlik demeye devam edeceğiz. Asla vazgeçmeyeceğiz, tıpkı senin yaptığın gibi. Bütün bu karanlıkları bedelleri çok ağır da olsa biz kadınlar aydınlatacağız. Çünkü sizler artık birer meşalesiniz elimizde.

Yüreğimde isyan, dilimde acı bir türkü. Sevgili Deniz, seni o kalleş kan kusan kurşunun aramızdan aldığı gün tanıdık. Zafer işareti yapan resmin yansıdı basına. O güzel bakışın, gülüşün, meydan okuyan duruşun yüreğimizde asılı kaldı. O fotoğrafın mücadele azmimizi bileyecektir.

Bakışlarına yıllardır yaşadığın acı, öfke ve isyan yansımıştı. Hele o gülüşün adeta meydan okuyordu karanlığın sahiplerine. Onlarda işte bu gülüşü yok etmek istediler. Çünkü bütün yaşattıkları acılara rağmen uslanmayan, korkmayan mücadeleden asla vazgeçmeyen, inadına barış, inadına özgürlük diyen bir halkın isyancı kadınıydın. Çünkü senin o güzel gülüşün "gülmek devrimci bir eylemdir" mesajıydı. Direniş parolasıydı. Bu bakışını ve gülüşünü asla yok edemeyecekler. Çünkü bu gülüşün şimdi binlerce Deniz'in yüreğinde bir mücadele parolasıdır.

21. yüzyılda kadın olmak, Kürt olmak halen ateşten gömlektir. Halen adresi belli kurşunlara hedef olmaktır. Bunu en iyi bilip yaşayanlardandın. Elbette seni aramızdan alanların adreslerini biliyoruz. Ve elbette ki bu planlı ve örgütlü bir saldırıydı. Biz yıllardır onları çok iyi tanıyoruz.

Annen ismini Deniz Gezmiş'ten esinlenerek koyduğunu söylüyordu haberlerde, onun gibi mücadeleci ve isyancı olduğunu da. Evet Deniz ismi bu topraklarda devrimcilik ve mücadele ile sembolize oldu. Bu isim ezilenlerin yüreğinde hak ettiği karşılığı hep buldu. Sevgili annen Fehime anamızın direngen duruşu güç kattı hepimize. "Denizler ölmez. Bir Deniz gitti, binlerce Deniz gelecek, yıkılmayacağım. Bende Deniz gibi güçlüyüm. Bu kan dursun, YETER... Benim kızım son olsun" diyerek fazla söze gerek bırakmadan çok net cevap verdi, karanlığın sahiplerine. Fehime anamız acılarından güçlü bir direngenlik örgütlemiş biz kadınlara da örnek oldu, güç taşıdı.

Sevgili Deniz, seni aramızdan alanlar kaybedecek, onların tarihi kaybetmeye yazgılıdır. Bütün bu kuşatmalara ve kurşunlara rağmen özgürlük, eşitlik demeye devam edeceğiz. Asla vazgeçmeyeceğiz, tıpkı senin yaptığın gibi. Bütün bu karanlıkları bedelleri çok ağır da olsa biz kadınlar aydınlatacağız. Çünkü sizler artık birer meşalesiniz elimizde. Düşmanlarımız için ise korku ve kabus olacaksınız. Özgürlük umudumuza ve sevdamıza hiçbir kurşun işlemez, bu böyle biline. Onlar umudun düşmanıdırlar. Umudumuzu, cesaretimizi kırarak bizleri teslim almak istiyorlar. Bizde onlara diyoruz ki, "Devrimciler ölür ama devrimler bitmez, sürer" bunu tarihin bilimsel gerçekliği söyledi ve söylemeye devam edecektir.

Sevgili Deniz, kahvaltı masan yarım kalmış, yudumlanmamış çay bardağın basına yansıdığında öfke ve acımızı tariflemek imkansız. Hele bir de tutsaksanız daha da zor oluyor. Böylesi anlarda hapishane duvarları öyle yükselir ki... Duvarlar üstünüze üstünüze gelir. Duvarların üzerindeki tel örgüler yüreğinize öyle batar ki, yüreğiniz kanar bütün yaşanmış acılar hücum eder, kuşatır sizi. Ve böylesi anlarda en çok kuş olup kanatlanmak istersiniz. Sevdiklerinizin acılı yüreğine konmak için. Acılarına dokunup, hafifletmek, paylaşmak istersiniz. Yüreğinizin bir yanı bunları yaşarken, diğer yanı yaşadığı acıyı, isyana ve direnişe dönüştürür.

Ve bu acılarla dolu coğrafyanın kadınları olarak, çoktan öğrenmiştik acıları öfkemize katık yapmayı. Bütün mücadele dinamiklerimizi açığa çıkarıp hesap sormayı, yaşananları asla unutmamayı ve hesabını sorana kadar mücadele etmeyi...

Kadına, Kürt'e, insanlığa düşman olanlar, eninde sonunda kaybedecekler. Bütün bunlar son çırpınışlarıdır. Bize kurşun sıkarak yok edemezler.

Ve o kurşun hepimize sıkıldı. Bunu çok iyi biliyoruz. O kurşun aynı zamanda her şeyi bilip de susanlara sıkıldı, korkuları ebedi olsun, susmaya devam etsinler diye...

Ama bizler de çok iyi biliyoruz ki, her kara kış çok güzel bereketli bir bahara gebedir. Her gecenin mutlaka sabaha varacağını biliyoruz. Ve bu döngüyü değiştirmeye hiçbir güç yetmiyor ve yetmeyecektir. Bütün bu çırpınışlar sadece döngüyü yavaşlatabilir ama asla durduramaz.

Sevgili Deniz, gülüşün, bakışın direnç kaynağımız olacaktır. Senin o güzel bakışlarından öpüyoruz. Ve sen rahat uyu bu dünya haramilere kalmayacak. Son sözü kadınlar ve direnenler söyleyecektir. Onlar mücadele azmimizden ve direngenliğimizden korkmaya devam edecekler. Düşlerin düşlerimizdir...