3 Temmuz 2024 Çarşamba

Faşist çeteci devlet adına işlediği suçları anlattı

Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin davanın ilk duruşmasında savunma yapan Doğukan Çep, "devlet için" işlediği suçları pişkince sıralayarak bunlarla övündü. ESP'yi basıp on kişiyi vurduğunu anlatan Çep, uyuşturucuya karşı mücadele yürüten Hasan Ferit Gedik'in katledilmesine ilişkin yargılandığını "sitem" ederek anlattı. Hasan Ferit Gedik'i vurduğu için Sinan Ateş'ten yardım istediğini, bir miktar para ödediğini ve yardım alamadığı için ayaklarından vurdurtmak istediğini iddia eden Çep, davayı izleyen gazetecileri tehdit etti.

Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin ilk duruşmas Sincan Hapishanesinde bulunan Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor. Ateş, Ankara'nın Çukurambar semtinde 30 Aralık 2022'de, bir aracın arkasına saklanan tetikçi Eray Özyağcı tarafından silahla öldürülmüştü.

Tutuklu sanıklardan Sinan Ateş'e yönelik "toplu halde, iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen ve iddianamede azmettirici sıfatıyla yargılanması istenen Doğukan Çep savunma yaptı. Çep, savunmasında "devlet için ESP'lileri vurduğunu", devrimcilere saldırdığını büyük bir pişkinlikle aktardı.

'ESP DERNEĞİNE GİRİYORUZ, BASIP 10 KİŞİYİ VURUYORUZ'
Doğukan Çep, şunları söyledi: "2013 yılında Gezi olayları sıradan Gazi Gümüşsuyu'nda DHKPC'li teröristleri vurma olaylarım olmuştu. Kırmızı fularlı kız Ayşe Deniz, Öykü Dilara Keskin… En son bunları vurduktan sonra ESP'nin derneğine giriyoruz, basıp içeride 10 kişiyi vuruyoruz. En son Hasan Ferit Gedik ölüyor. Uyuşturucuya karşı yürüyormuş. Biz yakalandık, yargılanmaya başladık. Google Hasan Ferit Gedik yazın Allah için tabutun üstüne bakın. DHKPC bayrakları. Biz bunları vurmuşuz, yargılanmaya başlamışız. Ayşe Deniz, Gezi'ye gidiyor, Gezi de ağaç içinmiş ya. Ayşe Deniz Gezi'den sonra Kandil'e gidiyor. Karayılan'ın yanında fotoğrafları var, Karayılan kızları sever. Sonra Ayşe Deniz Rakka'ya gidiyor, orada ölüyor."

Mahkeme Başkanı "Sabahtan beri ne anlatıyorsun" diye araya girip Çep'e kızarak tepki gösterdi.

Çep, "Vurduğum Cebrail Günebakan da 'Kobani'ye gideceğiz' diyor. Halbuki bunlar MLKP'de silah eğitimi alıyor. Amara Kültür Merkezi'nde pankart açmışlar, ölüyorlar. Bu şekilde davalarım düştü. CHP'nin milletvekilleri gelir, davalarımı sever" dedi.

'DHKP/C'Lİ VURMUŞUM YARDIM İSTEDİM'
Çep, cinayetten önce Sinan Ateş'le aralarında geçtiğini iddia ettiği olayları şöyle anlattı: "Evet ben azmettirdim. Çıktım cezaevinden. İki sene sonra ceza aldım. Tahliye oldum. Aranıyordum. Aziz Mahmut Hüdai Camisi'nde namaz kılıyor, zikre katılıyordum. Bir gün sabah namazı çıkışında Sinan Ateş geldi. Yan yana namaz kıldık, zikir yaptık. Ben de DHKP/C'li vurmuşum, yardım istedim. 2013'te Hasan Ferit Gedik'ten ceza almışım. 'Bana yardım edebilir misin' dedim. 'Elimden geleni yaparım' dedi. Telefon numaramı verdim. Ayrıldık. 20 gün sonra aradım. 'Sen bizim hayallerimizi gerçekleştirdin kardeşim, elimden geleni yapacağım' dedi. Beklemeye başladım. 2020 yılında telefon çaldı 'Dosyanı halledecekler, 1 milyon istiyorlar' dedi. 'Ben o kadar veremem' dedim. '200 bin TL verelim, dosyanı halledecekler' dedi. 'Ayarlayayım' dedim. Bir hafta 10 gün sonra aradım. 'Nereye getireyim' dedim. 'Ben seni akşam arayayım' dedi. Taksim'de bir otele çağırdı. Otelin önünde parayı verdim, ayrıldım.

'ERAY YANIMDA, ABİ BEN VURURUM DEDİ'
"Bazen İstanbul'da birilerini soruyordu. Tanımadığımı söylüyordum. 'Kardeşim bekliyoruz, haber vereceğiz' dedi. 2021'de telefonum çaldı. 'Kardeşim, bir 200 bin TL ödememiz lazım' dedi. 'Aynı kişilere ödemiyoruz' dedi. 'Arayacağım seni' dedim. 4-5 günde ayarladım. 'Kardeşim seni ayarlayacağım' dedi. 3-4 gün sonra kendisi aradı. 'Üsküdar'da sahile gelir misin' dedi. 'Gelirim' dedim. Arabada oturuyorlardı. Arka koltuğa oturdum. 'Kardeşim uzun sürecek ama hallolacak, acele etme' dedi. Parayı verdim, çıktım. Hayatıma devam ettim. Tatile gidiyorum. Bodrum'a gidiyorum. Ayetelkürsi okuyor, gidiyordum. Kasım ayı sonuna yaklaştık. 'Paranın tamamını vermen lazım' dedi. 'Tamamını ayarlayamam' dedim. 'Ne ayarlıyorsan ver, eli kulağında, dosya çözüm aşamasında, vermen lazım' dedi. Sağdan soldan, borç harç toparladım. Bir hafta içinde 200 bin TL ayarladım. 'Kardeşim Ankara'ya gelir misin' dedi. Gittim, 'Ankara'dayım' dedim, 'Çukurambar Liva Pastanesi'nin konumunu yaz gel' dedi. Ben gittim, geldi. Parayı verdim. 'Eli kulağında bekle, merak etme, bundan sonra paranın tamamını ayarlaman lazım' dedi. Çıktık dışarıya. 'Burası benim ofisim' dedi. Tam binanın önünde beyaz bir arabanın içini açtı, benim verdiğim parayı koydu. Bir tane Mercedes. Ayrıldım, İstanbul'a gittim. Aralık başlarıydı. 'Ne oldu' dedim. 'Haber bekliyorum, kardeşim sabret' dedi. 'Olmuyorsa paramızı geri alalım' dedim. 'Çocuk oyuncağı mı, adamlara para verdim, nasıl geri alayım' dedi. Arıyorum arıyorum açmıyor, açan adam açmamaya başladı. Ben de bir iki gün daha bekledim. 'Ben bunu dedim ayaklarından vuracağım, Ankara'ya gidiyorum' dedim. Eray da yanımda. 'Abi' dedi 'ben gider vururum. Ben öldürmek isteseydim bunu söylerdim, kimseden çekinmem, ben yaralamak istedim. Üzüldüm gerçekten."

'4 BİN LİRAYLA SUİKAST Mİ YAPILIR'
Mahkeme Başkanı'nın "Neden bunları savcılıkta ve emniyette hiç anlatmadın" diye sorması üzerine, "Emniyette bana Şevket ve Kerem komiserler işkence etti. 4 bin lira ile suikast mı yapılır efendim? Suikast girişiminde bulunmak istemedim. Kim vurdu Sinan Ateş'i bilmiyorum gerçekten" diye yanıtladı.

SUİKAST HABERİ YAPAN KANALLARI HEDEF ALDI
Çep şu iddialarda bulundu: "Biz insanları kandırdık cenaze, gezme vs. diye. Çünkü kafamıza koyduk bunu yapmaya. Suikast yapmadık ama. Suikast yapmak isteyen insan yüzünü kapatır, karşılarına geçer öldürür. Nasıl öldü bilmiyorum. Şok oldum. Dünya başıma yıkıldı. Zaten 4 gün sonra yakalandım. Ben ölmesini istemezdim. Biz suikast yapmaya gitmedik. Halk TV, Sözcü gazetesi… Ben bunların hiç şehit haberi yaptığını, şehit aileleriyle röportaj yaptıklarını görmedim. Ben cezama razıyım, ayaklarından vurmak istedim."

SUÇU SELMAN BOZKURT'A ATTI
Mustafa Kemal isimli bir kişinin tetikçi Eray Özyağcı'yı götürmesi için görüştüğünü açıklayan Çep, "O götürdü Eray'ı. Onu da yakmayalım evli barklı" dedi. "Selman Bozkurt'un açısı vurma açısı" iddiasında bulunan Doğukan Çep, "Ben ayaklarından vurdurmak istedim, öldürmek istemedim. Ölmesine gerçekten üzüldüm. Burada büyük şaibe var. Ayağından vuruyor Eray, mermi bacağına giriyor, efendim bakıyorum karnında mermi var. Ama o mermi MKE bir mermi. Eray'daki 'Sterling mermi' Bence Selman'ın mermisi ile karnından vuruldu Sinan Ateş" iddiasında bulundu.

Müşteki avukatlarından Hatice Daştan sanık Çep'e, "Neden sadece sizin alacağınız nedeniyle Sinan Ateş'in kalemi kırılıyor. Siz neden polislerce korunuyorsunuz" sorusunu sormasına sanık avukatları tepki gösterdi.

SORULARA YANIT VERMEDİ
Ayşe Ateş'in avukatı Ali Yücel'in kendisine "Sinan Ateş ile 2019'da namaz kıldım' dediniz. O dönemde Ateş Ülkü Ocakları Genel Başkanı görevindeydi. Yanında kimler vardı hatırlıyor musunuz" sorusuna "Ben Ülkü Ocakları'nı falan bilmem. Alakam yoktur böyle şeylerle. Ben onu gördüm gittim yardım istedim" demesi üzerine Mahkeme Başkanı "Soruya yanıt ver, ne alakası var bununla" dedi. Bunun üzerine avukat Yücel, "Sorularımıza cevap almadık" dedi.

SANIK SUAT KURT İFADESİNİ REDDETTİ 'POLİSLER YAZDI' DEDİ
Tutuklu sanıklardan Sinan Ateş'e yönelik "toplu halde, iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen Suat Kurt da savunma yaptı. Cinayet ve müşterek fail suçlamasını kabul etmediğini belirterek savunmasına başlayan Suat Kurt, "Doğukan Çep benim sevdiğim bir kardeşim, bir arkadaşının alacak verecek davası nedeniyle benden Ankara'ya gitmemi rica etti. Rahmetli kaçta gidiyor, kaçta giriyor o bilgileri istedi benden. 'Dövülecek en fazla ayaklarından yaralanacak' dendi bana Doğukan Çep tarafından. Ben ifademde her şeyi doğru söyledim. Böyle bir şeyin olacağını kestiremedim. Olaydan sonra Doğukan'a 'rahmetli olmuş bak adam' dedim o da bana 'maalesef abi' dedi. Bu üzüntüme buradaki Mustafa komiser de (Mustafa Ensar Aykal) şahittir. Cezaevinden pandemi izniyle çıkmışım, cezalarımdan kurtulmaya çalışan bir adamım bile bile neden böyle bir olaya karışayım. Doğukan dışında kimse ile görüşmedim bu süreçte. Ben evde silah da görmedim. Tahliyemi talep ediyorum" beyanında bulundu.

ÇEP, SALONDAKİ GAZETECİLERİ TEHDİT ETTİ
Suat Kurt savunmasını yaparken Çep ise gazetecilerin bulunduğu bölüme bakarak üst üste kafasını salladı. Müşteki avukatlarından Hatice Daştan'ın sanık Suat Kurt'a "Bu yargılamaya dair size herhangi bir güvence verildi mi" sorusuna sanık avukatları tepki gösterdi. Sinan Ateş'in konum bilgisinin nasıl bulunduğu sorulması üzerine "Adresleri bana Doğukan verdi" yanıtını verdi.

Duruşmaya ara verildi.