29 Nisan 2025 Salı

Farklı dilleri konuşsak da mücadelemiz ortak: İklim adaletine evet

7. küresel iklim grevine ilişkin açıklama yapan Kazma Bırak Kampanyası Türkiye Koordinasyonu, "Bugün tüm dünyada eylemleriyle bu gerçekleri bir kez daha haykıran başta gençler olmak üzere tüm eylemcileri selamlıyoruz. Mücadelemiz ortak, farklı dilleri konuşsak da seslerimiz ortak" dedi. 

Kazma Bırak Kampanyası Türkiye koordinasyonu, 7. küresel iklim grevi etkinlikleri kapsamında açıklama yaptı. 

Yaşam alanlarının mahvolmuş milyonlarca insanın bugün iklim mültecisi konumuna olduğu belirtilen açıklamada, "Oysa BM, AB ve diğer ülkeler sorumluluk almamak için bu tanımı dahi kabul etmemektedir. Milyarlarca dolarlık yenilenebilir enerjiye, yeşil ekonomilere geçiş programları birer göz boyamadır, yeşil yıkama, yani green-washing faaliyetidir. Bir yandan yine milyarlarca dolarlık fosil yakıt projelerine fon ayrılmaya devam edilmektedir. Sermayenin kuralları, doğa kanunlarının üzerinde tutulmaktadır bu programlarda. 2030, 2050, 2100 gibi yıllara göre belirlenen hedeflerin gereken sera gazı azaltımının yakınına yaklaşmadığını Birleşmiş Milletler Uluslararası İklim Değişikliği Paneli'nin kendi raporları ortaya koymuştur" denildi. 

'İKTİDARINI KORUMAK VE SERMAYENİN DOĞA TALANINI KOLAYLAŞTIRMAK İSTİYOR'
Türkiye'de devletin, dünya devletlerin bu aymazlığına eşlik ettiğinin altı çizilen açıklamada, bir yandan tek bir günde mevsimi dışında ve ilgisiz alanlara milyonlarca fidan dikilirken diğer yandan yetişmiş ağaçların olduğu ve tüm canlılarıyla orman ekosistemlerinden elde edilen odun miktarının rekorlar kırdığı belirtildi.  Bir yandan tamamen şirketlerin kontrolünde yürüyen YEKA süreçleriyle yenilenebilir de hızlı ilerleme olduğu söylenirken diğer yandan "yerli ve milli" kömür çıkarımında rekorlar kırıldığının altı çizilen açıklamada, "Bu koşullar altında tüm dikkatini bu ekolojik çöküşü durdurmaya vermesi gereken iktidar, aksine iktidarını korumak ve sermayenin doğa talanını kolaylaştırmak dışında hiçbir şeyle ilgilenmemektedir" ifadeleri kullanıldı.

'İŞÇİ SINIFININ KAPİTALİST SAVAŞI, İKLİM KRİZİNE KARŞI MÜCADELEDE ELZEM'
Aynı şeyin Akdeniz için de geçerli olduğu vurgulanan açıklamada, yıllardır bölgedeki kapitalist devletlerin izledikleri politikalarla halkları milliyetçilikle birbirine düşürmek istediği kaydedildi. Milli gelirlerine göre dünyada en çok askeri harcama yapan ülkeler arasındaki iki ülkenin Türkiye ve Yunanistan olduğuna dikkat çekilen açıklamada, "Bunu yaparken ise doğal varlıkların talanı için paylaşımlar yapmaktadırlar. İşte Yunanistan, Güney Kıbrıs, İsrail, Mısır ve İtalya'nın dahil olduğu EastMed ve Poseidon projeleri. İşte Türkiye Petrol Anonim Ortaklığı'nın Osmanlı padişahlarının adını taşıyan gemilerle yaptığı sondajlar. Akdeniz kırılgan bir ekosistemdir, biyoçeşitlilik kaybı yoğundur, Süveyş kanalından iklim krizinin sonucu gelen istilacı türler yerel türleri tehdit etmektedir. Aynı zamanda burası bir deprem bölgesidir. Tüm bunlara rağmen ekosistemi korumak yerine savaş söylemleri havada uçuşmaktadır. Bunlar halklara yönelen savaşlardır. Bizler halklar arasında barışı savunuyoruz, ama işçi sınıfının kapitalist sınıfa savaşını iklim krizine karşı mücadelede elzem görüyoruz" denildi. 

'FARKLI DİLLERİ KONUŞSAK DA SESLERİMİZ ORTAK'
Bir önceki iklim grevi günü olan 25 Eylül'de bağlatılan Kazma Bırak kampanyasıyla uluslararası iklim mücadelesinde yer alıp bu can alıcı gündemi burada da politik gündemin merkezine taşımak istenildiği kaydedilen açıklama, şöyle devam etti: "Kampanyada bugüne kadar Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs'ın iki tarafında ulusal koordinasyonlar oluşturduk ve planlarımızı enternasyonal bağları güçlendirecek şekilde birlikte örgütlüyoruz. Bugünkü iklim grevi eylemlerinde de Yunanistan ve Kıbrıs'taki dostlarımız da Akdeniz'deki fosil yakıtların yeraltında bırakılması ve halklar arasında adil ve onurlu bir barış talepleriyle sokağa çıkıyorlar. İklim gerçekten hepimizin meselesi, çünkü hepimiz nefes alıyoruz, yemek yiyoruz, su içiyoruz; bu kadar basit. Bugün tüm dünyada eylemleriyle bu gerçekleri bir kez daha haykıran başta gençler olmak üzere tüm eylemcileri selamlıyoruz. Mücadelemiz ortak, farklı dilleri konuşsak da seslerimiz ortak."

Kazma Bırak Kampanyası Türkiye Koordinasyonu, taleplerini şöyle sıraladı: 

"Daha fazla fosil yakıt keşfi için rasyonel bir gerekçe bulunmamaktadır. Enerjiyi kar vurguncularının elinden alıp bölge halklarının ortak demokratik kontrolüne sunmalıyız.
Demokratik kontrol altındaki enerjinin üretimi ve tüketiminin yerelleştirilmesini sağlamalıyız.
 Enerji projeleri için yerel ve bölgesel çevrenin tahrip edilmesini durdurmalıyız.
Enerjinin dağıtımında kâra değil, toplumsal ihtiyaçlara göre dağıtımla enerji adaletini sağlamalıyız.
Enerji üretimini ve dağıtımını yeniden kamu mülkiyetine alarak enerjideki özel mülkiyete dayalı fırsatçılığı sona erdirmeliyiz. 
Yeni fosil yakıt araştırmalarına ve yeni rezervlerin açılmasına hayır.
Ülkelerimiz arasındaki çatışmaya hayır.
İklim adaletine ve barışa evet."