19 Nisan 2024 Cuma

ESP Genel Başkanvekili Tümüklü: Bu zafer hepimizin

ESP Genel Başkanvekili Şahin Tümüklü, açlık grevi direnişini ve zaferi ETHA'ya değerlendirerek "Bu zafer hepimizin. Bu zaferi büyütmek gibi bir görevimiz de var" dedi.
Leyla Güven öncülüğünde başlayan ve binlerce tutsağın katılımıyla 200 gün süren açlık grevi ve ölüm orucu direnişi kazanımla sonuçlandı. Direnişçiler, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki avukat ve aile görüşü yasağının kaldırılmasını, tecridin kırılması noktasında ilk adım olarak değerlendirdi.
 
ESP Genel Başkanvekili Şahin Tümüklü, direnişi ve kazanımı ETHA'ya değerlendirdi. 
 
Açlık grevlerinin bitirilmesini direnişin kazanımı olarak değerlendiren Tümüklü, "Hukuksuzluğun, zorbalığın ve haksızlığın uygulandığı bu faşist düzende bir milletvekilinin bedeni ile başlattığı direniş, hızla yayılarak sadece ülke genelinde değil yurtdışında da dalga dalga yayılan inat ve irade ile kazanıldı" dedi. 
 
'HERKES DİRENİŞE KÜRT ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ İLE KURDUĞU İLİŞKİ DÜZEYİNDE OMUZ VERDİ'
 
"Bu zafer, teslim alınmaya çalışılan halkların, kadınların, gençlerin ve anaların başarısıdır. Bu coğrafyada, Kürt sorunu başta olmak üzere politik özgürlüğün kazanılması için mücadele eden bu kesimler, durduğu yerden direnişe omuz verdi. En başta da analarımız meydanlarda faşizmin tüm zorbalığına karşı direndi. Gözaltı ve tutuklama saldırısına, meydanların yasaklanmasına rağmen sokakları terk etmeyen analarımız direnişin gerçek öznesinin kim olduğunu gösterdi" diyen Tümüklü, aynı zamanda bu direniş çizgisiyle yürünecek yolun da bundan sonra gösterildiğini kaydetti.
 
"İrade, iddia ve cüreti birleştirdiğinizde ve sabırla bunu sürdürdüğünüzde yenemeyeceğiniz hiç kimse, hiç bir şey yok. Direniş ve sonrasında gelen bu zafer bunu bize bir kez daha gösterdi. Faşizm bundan kaynaklı geri adım atmak zorunda kaldı" diyen Tümüklü, Öcalan üzerindeki tecridin bu direnişle kırılmaya başlandığını ve ülkedeki faşist ablukanın da nasıl kırılacağının bir kez daha somutlandığını belirtti.
 
'ZAFERİ BÜYÜTMELİYİZ'
 
"Başta Leyla Güven olmak üzere zaferin elde edilmesinde katkısı olan her bir direnişçinin, komünist, yurtsever ve komünar direnişçilerin, can siperane mücadele eden anaların, Strazburg'dan Hewler'e kadar direniş ağında yer alan her bir yoldaşımızın emeği var" diyen Tümüklü, ekledi: "Bu zafer hepimizin. Dolayısıyla, bu zaferi daha da büyütmek her birimiz için önümüzde bir görev olarak duruyor."
 
PKK lideri Abdullah Öcalan'ın direnişçilere gönderdiği mesaja da değinen Tümüklü, Türkiye'nin en başat sorunun Kürt sorununun demokratik çözümü olduğunu hatırlattı. "Bu sorunun kendisi politik özgürlük sorunudur. Politik özgürlük sorunu aynı zamanda faşizmin yenilmesi sorunudur. Bunun da yolu Kürt sorunu başta olmak üzere bu ülkedeki özgürlüklerin kazanılması ve geliştirilmesi meselesidir. Bu nedenle faşizmi yenmek istiyorsanız ya da geriletmek ve politik özgürlükleri elde etmek istiyorsanız, Kürt sorununu çözmek zorundasınız. Bunun da muhatabı Kürt halkı ve onun mücadelesidir. En doğal muhatabı da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'dır. Sayın Öcalan tam da bu gerçekliği bir kez daha hatırlatıyor. Bu ülkede politik özgürlük kazanılacaksa eğer bunun yolunun Kürt sorununun çözümünden geçtiğini vurguluyor" diye konuştu.
 
Tümüklü, Suriye ve Rojava'da açığa çıkan denklemin Kürt sorununun çözümünün bir parçası olduğunu ve bundan bağımsız çözümün mümkün olmadığına dikkat çekti. Tümüklü, "Sadece içeride yürütülen politikanın değil, Rojava'da yaşanan gelişmeler de bu sürecin bir parçası. Belki bazı dar düşünenler için Öcalan’ın mesajı sanki salt seçimle ilgiliymiş gibi ele alınabiliyor. Aslında süreci anlamak için verdiği ‘40 gün sonra bazı süreçleri göreceğiz’ mesajı, bunu nasıl boşa çıkardığı ve esas odaklanması gerekenin Ortadoğu ve Türkiye açısından Kürt sorununun nasıl ve ne şekilde çözüleceği meselesidir. Bu anlamıyla kendi rolünü bir kez daha herkese hatırlatıyor. Tecridin varlığı bu eksende daha büyük bir krizin göstergesi oluyor" dedi.