18 Mayıs 2024 Cumartesi

Eskişehirli kadınlar: Erkek adalet değil, gerçek adalet istiyoruz

Ayşe Tuba Arslan davası için Eskişehir Demokratik Kadın Platformunun çağrısıyla Eskişehir Adliyesi önünde bir araya gelen kadınlar "Erkek adalet değil, gerçek adalet istiyoruz" dedi.

23 kez suç duyurusunda bulunmasına rağmen Yalçın Özalpay'ın satırlı saldırısı sonucu katledilen Ayşe Tuba Arslan davasında istinaf savcısının 'canavarca hisle öldürme yok' diyerek tahrik indirimi istediği istinaf sürecinin karar duruşması öncesi, Eskişehir Adliyesi önünde bir araya gelen Eskişehirli kadınlar "Erkek adalet değil, gerçek adalet istiyoruz" dedi.

Eskişehir Adliye Sarayı önünde basın açıklaması yapmak isteyen kadınlara polis izin vermedi. Kadınlar, bunun üzerine Eskişehir Adliyesi'nin B kapısı önünde açıklama yaptı. Kadınlar yaptıkları açıklamalarda, istinaf savcısının tahrik indirimi isteğinin kabul edilmeyeceği vurgulandı.

Eskişehir Demokratik Kadın Platformu (EDKP) adına basın açıklamasını okuyan Sibel Gündüz Koca, Ayşe Tuba'nın 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele gününde kız kardeşlerinin omuzlarında toprağa verildiğini hatırlattı.

"Bizler Eskişehir Demokratik Kadın Platformu olarak Ayşe Tuba Arslan davasının takibi için defalarca Eskişehir Adliyesi önüne geldik ve 'erkek adalet değil gerçek adalet istiyoruz!' dedik. Eskişehir 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılan yargılamada Yalçın Özalpay'ın hiçbir indirim uygulanmaksızın tasarlayarak, canavarca hisle veya eziyet çektirerek, nitelikli kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasının ardından da yine buradan, bu kararın en azından bundan sonra yeni Ayşe Tuba'lar olmaması adına caydırıcı olacağı için bir nebze de olsa kamu vicdanını rahatlattığını söyledik" diyen Koca, Ayşe Tuba'nın da kendisine fiziksel ve psikolojik şiddet uygulayan Yalçın Özalpay'ı defalarca şikayet etmek için Eskişehir Adliyesine geldiğinin altını çizdi.

Koca, istinafa giden Yalçın Özalpay için Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinde yapılan duruşmada, savcının olayda canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürmenin söz konusu olmadığını ve sanık hakkında haksız tahrik indirimi uygulanması gerektiğini söyleyerek vicdanları yaraladığını söyledi.

'İSTİNAF SÜRECİNİ DE SAVCININ MÜTALAASINI DA KABUL ETMİYORUZ'
Ayşe Tuba'nın hayatının yargılandığı istinaf sürecini de savcının söz konusu mütalaasını da kabul etmediklerini kaydeden Koca, "Kadın cinayetlerini meşrulaştırmak için üretilen aldatma senaryolarını, namus safsatalarını tüm kadın cinayeti davalarında görüyoruz. Kadınlara şiddeti reva gören bu akıl, kadınların hayatları pahasına 'aile' kutsaması yapan, her gün kadınların şiddetin bir biçimine maruz kaldığı ve katledildiği bir ortamda İstanbul Sözleşmesi'nden imza çeken iktidar aklından alıyor cesaretini. Bu iktidar aklı başta Ayşe Tuba olmak üzere bu ülkede yaşanan tüm kadın cinayetlerinin azmettiricisidir" dedi.

Türkiye'nin 1 Temmuz itibariyle resmi olarak da İstanbul Sözleşmesi'nden çıkacağına dikkat çeken Koca, İstanbul Sözleşmesi'nin kadınların eşit ve şiddetten uzak hayat hakkının güvencesi olduğunu dile getirdi. Hukuksuz bir şekilde İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasının kadın cinayetleri davalarında yaşanan hukuksuzlukların da derinleşmesine neden olduğunu ifade eden Koca, "Yargısal süreçlerde ayrımcılığın, adaletsizliklerin ve yeni şiddet biçimlerinin tekrar tekrar ortaya çıkmaması için, etkin ve ivedi koruma, soruşturma ve yargılama için, erkek adalet değil, gerçek adalet için İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz! Ayşe Tuba'nın öldürülmesi yalnızca onun hayatının çalınması değil, tüm kadınlara yönelen bir tehdittir. Ve bizler bugün burada, kız kardeşimizin davasına sahip çıkmanın, bundan sonra yaşanabilecek hukuksuzlukların önüne geçmenin, İstanbul Sözleşmesi'ne sahip çıkmanın bir parçası olduğunu bilerek; haklarımıza, hayatlarımıza her gün sistematik bir şekilde saldıranlara karşı gücümüzü kadın dayanışmasından alarak bulunuyoruz" diye konuştu.