3 Mayıs 2024 Cuma

'Ersin'e ant olsun; Özgür Ülke bu toprakların adı olacak'

Özgür Ülke gazetesinin bombalanmasının 27. yılında Kadırga bürosunun önünde yapılan anmada, basın şehitlerine 'hakikati yazmaktan bir an olsun vazgeçilmeyeceği' sözü verildi. "Bu gazete Ape Musa'nın gazetesi, Hafız Akdemir'in gazetesi, Ferhat Tepe'nin, Ersin Yıldız'ın gazetesi, ilk genel yayın yönetmeni Gurbetelli Ersöz'ün gazetesi" vurgusu yapılan anmada, Özgür Ülke'nin bu toprakların adı oluncaya dek özgür basın geleneğinin biat etmeyeceğinin altı çizildi.

Özgür Ülke gazetesinin İstanbul ve Ankara'daki bürolarının 3 Aralık 1994'te bombalanmasının üzerinden 27 yıl geçti. Özgür basın geleneğinin sürdürücüleri 27 yıl önce bombalanan Kadırga'daki binanın önünde açıklama yaptı. Çok sayıda gazeteci, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Esengül Demir'in de katılımıyla gerçekleşen açıklamada, "Özgür basın susturulamaz" yazılı pankart açıldı.

AYKOL: O GÜN BİZİ BİR GAZETE OLMAKTAN ÇIKARIP GELENEK HALİNE GETİRDİLER
Özgür Ülke gazetesinin çalışanlarından Hüseyin Aykol, saldırının yaşandığı günü hatırlattı. "Bir Ersin'imiz yaktı içimizi. Çok yaktı" diyen Aykol, "Ama o gün bize bir şey yaptılar; farkında bile olmadan yaptılar. O gün bizi bir gazete olmaktan çıkarıp bir gazetecilik geleneği haline getirdiler. Ertesi gün matbaadan 'Bu ateş sizi de yakar' manşetli Özgür Ülke çıktığında, artık ne yapılırsa yapılsın bu yolculuğun kesintisiz süreceğinin kanıtlanmasıydı. Ve öyle de oldu. Ne zaman gazetemize bir şey olsa, halkımızın içi rahattı artık. Biliyorlardı ki, dünyaya bir meteor çarpmadıkça, bu gazete ertesi gün bayilerde olur" ifadelerini kullandı.

Özgür basının şehit listesine Ersin'den sonra çok sayıda ismin eklendiğini dile getiren Aykol, şöyle devam etti: "3 Aralık 1994 gününde henüz doğmamış olan çocuklarımız ellerinde fotoğraf makinalarıyla koşuşturup duruyorlar sokaklarda. Ve şimdi, yeniden buradayız işte. Bizi bu halk yetiştirdi, ona olan borcumuzu ödemek için buradayız ve burada olacağız. Ersin'e ant olsun ki, Özgür Ülke adı, bir gazete olmaktan öteye, yaşadığımız toprakların adı oluncaya dek, burada olacağız. Ve o gün, Nikolay Tihonov'un şu muhteşem dizelerini Sur'dan Cizre'ye ve Kadırga'ya kadar bütün duvarlara yazacağız:
Çocuklara anlatamayacağız bütün bunları
Hepsini kendileri anlayacaklar büyüdüklerinde
Gösterip onlara güzelliklerle dolu dünyayı
Bizim yerimize yanıt veren biri çıkacaktır nasıl olsa
Barış çocukları, hey! Hiçbir ücret istenmiyor sizden
Ödendi çünkü bütün bu gördükleriniz, kanla."

GÜNAY: O ATEŞ HALA YAKIYOR
HDP Sözcüsü Ebru Günay da eylemde yaptığı konuşmada, 27 yıl boyunca özgür basının hayatları pahasına gerçekleri yazdığını vurguladı. Özgür Ülke'nin MGK kararıyla hedef gösterilmesinin ardından bombalandığını hatırlatan Günay, devletin sansür, Kürtlere yönelik baskı, imha ve inkar politikasına işaret etti. Günay, hiçbir baskının özgür basını engelleyemediğini de vurguladı. Patlamanın ardından sosyalist gazetecilerin dayanışmasıyla Özgür Ülke gazetesinin yayınlandığını hatırlatan Günay, "4 Aralık günü Özgür Ülke gazetesi, 'Bu ateş sizi de yakar' manşetiyle yayınlandı. O manşet hala gerçekliğini koruyor. Bu ateş hala her yeri, herkesi yakmaya devam ediyor" dedi.

247 defa basılan Özgür Ülke gazetesi hakkında 220 kez toplatma kararı verildiğini anımsatan Günay, bu tablonun bile saldırıyı özetlediğini ifade etti. 27 yıl boyunca özgür basına yönelik saldırı politikalarının arttığını ancak buna karşı da özgür basın geleneğinin büyüdüğünün altını çizdi. Günay, "Gurbet Elli Ersöz'den, Ape Musa'ya, Ersin Yıldız'a mücadele büyüyor" ifadelerini kullandı.

'ŞEHİTLERE HAKİKAT AŞKINI BÜYÜTECEĞİMİZ SÖZÜNÜ VERİYORUM'
"Bugün ekonomik krizi 'saldırı' olarak tanımlayanlar, o gün Özgür Ülke'nin hakikati söylemesini 'saldırı' olarak tanımladılar" diyen Günay, bugün hala özgür basına karşı saldırı ve yıldırma politikasının devam ettiğinin altını çizdi. Özgür basın şehitlerini anan Günay, "Gurbetelli Ersöz'den Ape Musa'ya, Ersin Yıldız'a  tüm basın çalışanlarını ve şehitlerini saygıyla bir kez daha anıyor, miras bıraktığı hakikat gazeteciliğini, hakikat aşkını büyüteceğimizin sözünü veriyoruz" dedi.

DEMİR: BASIN ÇALIŞANLARIN BEDEL ÖDEYEREK GELENEĞİ SÜRDÜRÜYOR
HDK Eş Sözcüsü Esengül Demir de 27 yıl önce yaşananları hatırlattı. Özgür Ülke'nin bombalanmasının hemen ardından özgür basın emekçilerinin mücadeleyi kararlılıkla sürdürdüğünü belirten Demir, "O gün eşzamanlı olarak Özgür Ülke gazetesinin hem İstanbul hem Ankara büroları bombalanarak büyük bir tehdit aracı olarak kullanıldı. Nedeni de 90'lı yıllarda özgür Kürt basını devletin Kürdistan'daki karanlık, kirli işlerini deşifre ediyordu" diye açıkladı.

Saldırıların hala sürdüğünü belirten Demir, özgür basın geleneğinin sürdüğünü, hakikati yazma mücadelesinin devam ettiğinin altını çizdi. Demir, "Basın çalışanlarının görevini büyük bedeller ödeyerek, yılmadan devam ettirdiğini biliyoruz. Yitirdiğimiz tüm basın emekçilerini saygıyla anarken, onun ardılları olan, gerçeğin sesi olan yeni, genç basın emekçilerini de selamlıyorum" ifadelerini kullandı.

KESKİN: ÖLÜLERİMİZE BORCUMUZ VAR HİÇBİR YERE GİTMİYORUZ
Özgür Ülke gazetesinin avukatlığını üstlenen Eren Keskin, bombalı saldırıdan bir gün önce Babıali'de büroda Ayşe Zarakolu'yla oturdukları sırada aralarında geçen diyaloğu aktardı: "Karşı oda boştu ve o gün tutulduğunu öğrendik. Bir takım adamlar gelmişti, inşaat yapılıyor havası veriyorlardı. Bize de kötü kötü bakıyorlardı. Ayşe abla, 'bunlar bize hiç iyi bakmıyorlar, kim acaba' demişti. Meğer bomba yerleştiriyorlarmış. Ertesi gün gazetemiz bombalandı."

"Bu gazete Ape Musa'nın gazetesi, bu gazete Hafız Akdemir'in gazetesi, bu gazete Ferhat Tepe'nin gazetesi ve daha adını sayamayacağımız insanın gazetesi. Ama her şeyden önce ilk genel yayın yönetmeni Gurbetelli Ersöz'ün gazetesi. Hepsi katledildi, hiçbirinin katili yakalanmadı, cezalandırılmadı" diyen Keskin, o gün Özgür Ülke'nin bombalanması kararını veren Tansu Çiller ve Mehmet Ağar'ın bugün iktidarın yanında olduğuna dikkat çekti.

'BİAT ETMEMEK ÖZGÜRLÜKTÜR'
Değişmeyen bir devlet aklıyla karşı karşıya olduklarını belirten Keskin, o yıllarda gazetecilerin katledildiğini bugün ise sosyal medya üzerinden hedef gösterildiklerini belirtti. Keskin, Özgür Gündem'de dayanışma için nöbetçi eş genel yayın yönetmenliği yaptığını hatırlattı ve şöyle devam etti: "İki genel yayın yönetmeni olarak o kadar çok hapis cezamız var ki; her gün kesinleşmesini bekliyoruz. Ama hiçbir yere gitmiyoruz. Bizim ölülerimize Ape Musa'ya, Gurbetelli Ersöz'e, Hafız'a, Ferhat'a borcumuz var. Bu borcu gerekirse hapiste yatarak öderiz. O nedenle biat etmiyoruz, bizim tek özgürlüğümüz bu. Özgür Ülke, Özgür Gündem geleneği özgür basın geleneği biat etmiyor, etmeyecek."

AKGÜL: DEVLET AKLI HİÇ DEĞİŞMEDİ ÖZGÜR BASININ MÜCADELESİ DE 
DİSK Basın-İş adına söz alan Elif Akgül de bazı kesimlerin Türkiye'de AKP öncesi gazeteciliğin ne kadar "harika" olduğu söylemlerine tepki gösterdi. "Biz eski Türkiye dendiğinde Kürt gazetecilerin, sosyalist gazetecilerin öldürüldüğünü hatırlıyoruz" diyen Akgül, gazeteci Ruhat Aktaş'ın Cizre bodrumlarında yakılarak katledildiğini hatırlattı. Akgül, "Dünün Türkiyesi'yle bugünün Türkiyesi arasında devlet aklı değişmedi. Gazeteciler mücadeleye devam ediyor. Özgür basın geleneği susmuyor ve biz de Kürt gazetecilerle dayanışmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

ALTAN: YAZMAYA DEVAM EDECEĞİZ
DFG Eş Başkanı Serdar Altan da, konuşmasını Kürtçe yaparak, bombalanmanın üzerinden 27 geçmiş olmasına rağmen hala dün gibi hatırladıklarını ifade etti. 27 yıllın çok uzun bir süre olduğunu, ancak aynı zamanda çok kısa bir zaman dilimi olduğunu ifade eden Altan, "Özgür basın hala olduğu noktada. Her gün burada olmaya devam edeceğiz. Baskılar sürse de gerçekleri dile getirmekten, halka ulaştırmaktan tek adım geri atmayacağız, yazmaya devam edeceğiz" ifadelerinde bulundu.

KARANFİL BIRAKILDI
Açıklamanın ardından bombalanan Özgür Ülke Gazetesi binasının önüne taşınan pankart ve döviz ile karanfiller bırakıldı.

YILDIZ MEZARI BAŞINDA ANILDI
Daha sonra Ersin Yıldız'ı anmak için mezarın bulunduğu Yeşilpınar Mezarlığı'na gitti. Mezarlıktaki anma, saygı duruşu ile başladı. Burada konuşan Gazeteci Hüseyin Aykol, Yıldız'ı unutmadıklarını belirtti. Yıldız'ı anmanın sadece mezarı başına gelmek olmadığını, aynı zamanda onun verdiği mücadeleyi sürdürmenin de bir anma olduğunu ifade eden Aykol, "O'nun bıraktığı yerden devam ettik. Onun ardından onlarca ajans, gazete, TV kurduk. Bugün 4 parçada onlarca basın-yayın kurumu var. Burada hükümet medyası, sayı olarak ilk sayıda olabilir ancak alternatif medya olarak ilk sıradayız. Ve sayı olarak ikinci sırada bulunuyoruz. Öldüren, yok eden devlet aklına karşı rövanşımızı bu şeklide veriyoruz. Halkımızın haber ihtiyacını karşılıyoruz. Bundan  sonra da devam edeceğiz" diye konuştu.

Aykol'un konuşmasının ardından Yıldız'ın mezarına karanfiller bırakıldı.