29 Mart 2024 Cuma

Erkek şiddetine karşı 'Acil Önlem Eylem Planı' kampanyası

Kadın Sığınakları ve Dayanışma Merkezleri Kurultayı Bileşenleri, kadına yönelik şiddetle mücadele için "Acil Önlem Eylem Planı" talebiyle bir kampanya başlattı.

Kadın Sığınakları ve Dayanışma Merkezleri Kurultayı Bileşenleri kadına yönelik şiddetle mücadele için "Acil Önlem Eylem Planı" kampanyasını yazılı bir açıklama ile duyurdu. 

Açıklamada Türkiye'de 11 Mart'ta ilk koronavirüs (Covid-19) vakasının açıklanması ve salgına karşı önlemlerin alınmaya başlanmasından bu yana, kadına yönelik şiddet alanında çalışan ve şiddete maruz bırakılan kadınlarla birebir dayanışma kuran kurultay bileşeni bağımsız kadın örgütleri, kadınların şiddetten uzaklaşabilmek için ihtiyaç duydukları destek mekanizmalarındaki sorunları birinci elden deneyimlediklerine dikkat çekildi.

'DEVLETİN İLGİLİ KURUMLARINDAN SOMUT AÇIKLAMA YAPILMADI'
Bu kriz sürecinde kadına yönelik şiddetle mücadelede kapsamlı, kurumların koordinasyon içinde çalıştığı  bir acil önlem/eylem planının eksikliğinin sonuçlarını deneyimledikleri vurgulanan açıklamada, "Kadınların salgın süresince ihtiyaç duydukları desteklere nasıl ulaşabileceklerine dair devletin ilgili kurumlarından somut ve detaylı bir açıklama yapılmadı. Uygulamada hâlihazırda yaşanan sorunlar bu dönemde artarak devam etti. Kadınlar başta 6284 sayılı kanun olmak üzere yasa, yönetmelik ve genelgelerle düzenlenmiş olan haklarına erişmekte güçlük çektiler, uygulayıcılar tarafından salgın bir bahane olarak kullanıldı. Kurultay bileşeni örgütler devleti bağımsız kadın örgütlerinin deneyimlerini dikkate alarak detaylı bir acil önlem/eylem planı hazırlamaya ve tüm devlet mekanizmalarını ve yerel yönetimleri bu plan çerçevesinde harekete geçirmeye çağırıyor" denildi.

Taleplerin de yer aldığı açıklamada metninde şu ifadelere yer verildi: 

"11 Mart'ta ilk Covid-19 vakasının açıklanmasından ve salgına karşı önlemlerin başlatılmasından bu yana kadına yönelik şiddet alanında çalışan kadın örgütleri olarak değişen çalışma koşullarımıza rağmen danışma ve dayanışma faaliyetlerimize devam etmeye, alanda alınması gereken önlemlere ve kadınların yaşadıkları sorunlara işaret etmeye çalıştık. Aynı süreç içerisinde tüm ikazlarımıza rağmen Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'ndan kadınların ihtiyaç duydukları desteklere ve bu desteklerin nasıl sağlanacağına dair yapılan açıklamaların ise somut ve detaylı bilgi içermediğini, sürecin kadın örgütleriyle koordinasyon içerisinde yürütülmediğini, aktarılan kısıtlı bilgilerin de uygulamada gerçekleşmediğini yaşayarak gördük.

DEVLET SINIFTA KALDI
Kadına yönelik şiddetle mücadelede muhatabımız yalnızca Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı değil, İstanbul Sözleşmesi'nin öngördüğü üzere koordinasyon içinde çalışması gereken İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı başta olmak üzere devletin bütün kurumlarıdır. Gördük ki Türkiye'nin kadına yönelik şiddetle mücadelesi açısından bir sınav niteliği taşıyan pandemi sürecinde yükümlülükleri olan devlet, bakanlıklar ve yetkili tüm kuruluşlar bu sınavdan kaldı. Bir kere daha anladık ki olağan ve olağanüstü dönemlerde kadına yönelik şiddete dair İstanbul Sözleşmesi'ni temel alan istikrarlı bir politikanın uygulanmasına ihtiyacımız var.

Devleti, şiddetten uzaklaşmak isteyen kadınlara destek veren biz bağımsız kadın örgütlerini dikkate alarak ve dahil ederek, aşağıdaki talepleri içeren bir acil önlem/eylem planını hazırlamaya ve tüm devlet mekanizmalarını ve yerel yönetimleri kapsayarak, ivedilikle bu planı uygulamaya çağırıyoruz.

TALEPLER: İSTANBUL SÖZLEŞMESİ VE 6284 ETKİN UYGULANMALI
-Alo 183, sadece kadına yönelik şiddet alanında başvuru alan Acil Yardım Hattı olmalıdır. Kadın örgütlerinin şiddet hattına ilişkin önerilerine de danışılarak kapasitesi ve personelin niteliği artırılmalı, kolayca ulaşılabilir hale getirilmelidir. Alo 183 hattı için kamu spotları hazırlanarak etkili mecralar aracılığıyla kadınlara duyurulmalıdır.

-Sığınak ve acil barınma ihtiyacının karşılanması için sığınak sayısı ve kapasitesi artırılmalı, gerektiği takdirde bunun için uygun kamu binaları ve özel yerleşkeler devreye sokulmalıdır.

-6284 sayılı Kanun ve İstanbul Sözleşmesi etkin ve eksiksiz şekilde uygulanmalıdır! 6284 sayılı Kanun ve İstanbul Sözleşmesi'ni uygulama konusundaki dirençler ve fiili engeller ivedilikle ortadan kaldırılmalıdır. HSK'nın 6284 ile ilgili kısıtlama kararı geri çekilmeli ve valilik, kaymakamlık, kolluk kuvvetleri arasındaki koordinasyon ivedilikle ve mazeretsiz sağlanmalıdır.

KADES UYGULAMASI TÜM PLATFORMLARDA DUYURULMALI
-Telefonla konuşamayacak durumda olan kadınlar için işlevli bir uygulama olan KADES, tüm platformlarda etkin bir şekilde duyurulmalı/paylaşılmalıdır.

-Kadınların şiddet sonrası destek mekanizmalarına erişimi için Pandemi önlemleri çerçevesinde kolaylaştırıcılık sağlanmalıdır. Hastane, karakol ve adliye süreçlerinde gerekli önlemler alınmalıdır.

-Kadına yönelik şiddete karşı sosyal, hukuki ve psikolojik desteklerin online platformlarda gerçekleştirilebilmesi için çalışmalar ivedilikle  güçlendirilmelidir.

-Kamu spotu aracılığıyla kamuoyuna, salgın önlemleri süresince kadınların tüm yasal haklarının devam ettiği/var olduğu konusunda bilgilendirme yapılmalı ve kamu çalışanları bu konuda bilgilendirilmelidir.

-Sosyal yardımlar/desteklerin öncelikle erkek şiddetine maruz kalan kadınlara ulaştırılmasının önü açılmalıdır. Ekonomik sorunların kadınları, şiddetle yaşamaya mahkum etmesi engellenmelidir.

-Yerel yönetimler tarafından hazırlanan acil eylem planlarında kadına yönelik şiddet faktörü dikkate alınmalı, stratejik plan revizyonlarında kadınlara yönelik hizmetlere yer verilmelidir.

-Türkiye'de kadınların 10. hafta sonuna kadar gebeliği sonlandırma hakları fiili olarak erişilebilir olmalıdır. Yasal hak olan "istenmeyen gebeliklerin sonlandırılması prosedürü" mutlaka işletilmelidir.

-Şüpheli kadın ölümleri mutlaka titizlikle incelemeye alınmalı ve aydınlatılmalıdır.
 
-Her ilde olmak üzere, cinsel saldırı suçuna maruz kalan kadınların, suça dair delil tespitinin, psikolojik desteğin ve hukuki sürece ilişkin etkin erişiminin sağlanması için, cinsel saldırı kriz merkezleri kurulmalı ve faaliyete geçirilmelidir.

ÇOCUK İZLEM MERKEZLERİNİN SAYISI ARTIRILMALI
-Çocuk istismarına karşı Çocuk İzlem Merkezleri'nin sayısı artırılmalı, her ilde ve büyük ilçelerde hayata geçirilmeli ve etkin biçimde çalışması sağlanmalıdır.

Bizler; devletin almadığı önlemler yüzünden hayatımızdan olmayacağız! Devlet yükümlülüklerini yerine getirmelidir. İstanbul Sözleşmesi'ne göre kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddete dair önleme, koruma, kovuşturma ve politika üretmekle yükümlü olan ve bunu kadın örgütleriyle koordinasyon içerisinde yapma mecburiyeti olan devletin, kadın örgütlerini muhatap alarak taleplerimizi derhal hayata geçirmesini istiyoruz."

91 KADIN ÖRGÜTÜ DESTEK VERDİ
91 kadın örgütü kampanyada imzacı olarak yer aldı. Açıklamanın sonunda ise Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı bileşeni olan Adıyaman Kadın Yaşam Derneği, Ceren Kadın Derneği, Gökkuşağı Kadın Derneği, Muş Kadın Çatısı Derneği, Muş Kadın Derneği, Selis Kadın Derneği ve Van Kadın Derneği'nin faaliyetine 22 Kasım 2016 tarihli Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameyle (KHK/677) son verildiğinden listede yer alamadığı vurgulandı.