18 Mayıs 2024 Cumartesi

Erdoğan'a göre Kürt sorunu bir var bir yok

Tayyip Erdoğan 3 yıl sonra açılış bahanesiyle gidebildiği Diyarbakır'da halkın gözünün içine baka baka yalanlarını sıraladı. OHAL'i kaldırdıklarını öne süren Erdoğan, "Kürt sorunu yoktur" sözlerini unuttu, "Diyarbakır'da 2005 yılında ne demişsek bugün de aynı yerdeyiz. Çözüm sürecini biz başlattık ama sonlandıran biz olmadık" iddiasında bulundu. Erdoğan konuşmasının tamamında HDP'yi hedef aldı.

Tayyip Erdoğan 3 yıl sonra Diyarbakır'a gitti. Toplu açılış bahanesiyle kente giden Erdoğan, kara propaganda yaptı, yalanlarını sıraladı.

OHAL'i kaldırdıklarını iddia eden Erdoğan, 2016 yılından bu yana Türkiye'nin bütün kentlerinde uygulanan OHAL ve KHK sistemi yokmuş gibi davrandı.

Erdoğan, 2013-2015 yılları arasında yürütülen müzakere sürecini kendisinin sona erdirmediğini de iddia etti, "Çözüm sürecini biz başlattık ama sonlandıran biz olmadık. Bunların gizli gündemleri, art niyetleri sonlandırdı" diye savundu.

Erdoğan konuşmasının tamamında HDP'yi hedef aldı. Açılış töreni öncesi HDP Diyarbakır İl binası önüne devlet organizasyonuyla taşınanları ziyaret eden Erdoğan, daha sonra Valilik önünde yapılan açılış törenine katıldı. Az sayıda insanın katıldığı açılış töreninde konuşan Erdoğan, Diyarbakır'da işsizlik ve yoksulluk olduğunu kabul etti. Erdoğan, işsizlik ve yoksulluğun nedenini, uyguladıkları savaş ve ekonomi politikaları değilmiş gibi göstermeye çalıştı, 'teröre' bağladı.

KÜRT SORUNU BİR VAR BİR YOK
Erdoğan 20 yıllık iktidarı süresince Kürt sorunu için bir 'var' bir 'yok' dedi. Bugünkü konuşmasında, 2005 yılındaki konuşmasını hatırlatan Erdoğan, 'barış, kardeşlik, çözüm, adalet, hak, özgürlük, demokrasi' dediklerini iddia etti. Bugün Diyarbakır'da yaptığı konuşmada, "Biz ret, inkar, asimilasyon politikalarını ortadan kaldırıp hak anlayışıyla asırlık meselelerin çözümüne yöneldik" dedi.

2002 yılında Moskova'da Türk Ticaret Merkezi'nin inşaat çalışmalarını yerinde incelerken Karslı bir işçiyle yaşadığı diyalog sırasında Erdoğan, "Sorun yok dersen, sorun ortadan kalkar. Biz böyle bir sorun yok diyoruz" demişti. Erdoğan 2005 yılında, "Kürt sorunu bu milletin bir parçasının değil, hepsinin sorunudur. Benim de sorunumdur" derken, 2011 yılında "Bu ülkede artık Kürt sorunu yoktur" demişti. Erdoğan, 2015 yılında ise "Ne Kürt sorunu" noktasına gelmişti.

SÜRECİ BUZDOLABINA KALDIRDIĞINI İNKAR ETTİ
Erdoğan 7 Haziran 2015 tarihindeki seçim yenilgisinin "çözüm sürecini buzdolabına kaldırdık" açıklamasını unutarak şunları söyledi: "Her türlü riski göze alarak başlattığımız çözüm sürecini sizler biliyorsunuz. Yeter ki anneler ağlamasın, akan kan dursun, her meşrepten her inançtan insan kardeş olsun dedik. Samimiyetle başlattığımız bir süreci provoke ettiler. Zehirledir. Bu tuzağa düşmediğiniz için her birinize saygılarımı sunuyorum. Bunlar, unutmayın Kürt düşmanı. Çünkü bunlar insanlık düşmanı. Bunlar coğrafyamızın, medeniyetin düşmanı. Bunların olduğu yerde vicdan, örf kalmaz. Bunlar 1940'lı yıllardaki tak parti yönetimindeki CHP zihniyetinin günümüzdeki versiyonudur. Bu ülkedeki tüm büyük günahların anası olan CHP ile yol yürümek de zaten ancak bunlara yakışırdı."

"Evet çözüm sürecini biz başlattık ama sonlandıran biz olmadık" iddiasında bulunan Erdoğan, HDP'yi hedef aldı, belediyelere atanan kayyumları savundu. Açılış törenindeki konuşmasında yalan üzerine yalan söyleyen Erdoğan, HDP'yi yalancılıkla suçladı. HDP'li belediyelerin halka hizmet ettiğini öne sürdü, "Onların yapmadıkları hizmetleri bakanlıklarımız yapmak zorunda kaldı" iddiasında bulundu. Erdoğan, kayyum atanan belediyelerdeki yolsuzluklara değinmedi.

Erdoğan konuşmasında, Diyarbakır'ın sokaklarının polis ve asker ablukası altına olmasından da HDP'yi sorumlu tuttu.

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'ın, "AKP bu ülkede kadınların başına gelmiş en büyük felakettir" açıklamasındaki gerçeklikten rahatsız olan Erdoğan, "Asıl KCK'sıyla, PKK'sıyla, PYD'siyle, HDP'siyle benim Kürt kardeşlerimin kanını, iliğini sömüren bu çete, son bin yıldır bu milletin başına gelmiş en büyük musibettir" dedi. Erdoğan, kendi içlerinden ifşaatla bir kez daha ortaya saçılan çete, mafya, kontrgerilla, IŞİD bağlantısı, uyuşturucu ve kaçak petrol ticaretine değinmedi.

"Tek dertleri Erdoğan'sız, AKP'siz Türkiye" diyen Erdoğan, kendisinin HDP ve CHP'nin faşist emellerine engel olduğunu savundu.

Erdoğan, Diyarbakır Hapishanesi'nin 1980 darbesi döneminde işkence merkezi olduğunu söylerken, bugün bütün hapishanelerin tecrit, baskı, işkence, şiddetin merkezi haline geldiği gerçeğinin üzerini örtmeye çalıştı. Erdoğan, "Bugün sizlere bir de müjde vermek istiyorum. Geçmişte uzunca bir dönem adı zulümle, işkenceyle, insanlık dışı muameleyle anılan Diyarbakır Cezaevi'ni yakında boşaltıyor ve kültür merkezi olarak sizlerin hizmetine sunuyoruz. Böylece Diyarbakır'ın hafızasındaki bir kötü anıyı ortadan kaldırmış oluyoruz" iddiasında bulundu.

Türkiye tarihinin en büyük demokrasi ve kalkınma hamlesinin AKP iktidarı döneminde olduğunu ileri süren Erdoğan, Diyarbakır Stadyumu'nu yapmakla, sadaka kültürüne dönüştürdükleri 'sosyal yardımlar'la övündü.