22 Aralık 2024 Pazar

Erdoğan'a destekte ikiz kardeşlik

Mussolini'ler tarihin çöplüğüne gitti. Erdoğan'lar da gidecek. Yarına, Erdoğan'ın ve Erdoğan faşizminin sefil destekçilerinin değil yarın adına dövüşenlerin onurlu adları kalacak!
Ulusalcı ve liberal solcu önemli bazı kişiler Erdoğan faşizmine desteklemekte birleştiler.
 
"Düşman kardeş" burjuva bu iki siyasi çizginin temsilcileri, Erdoğan faşizminin sadık destekçisi "ikiz kardeş" oldular.
 
Bunlardan en tipik ve göz çıkaranı, geçmişte Perinçek grubunun lider kadrosundan olanlar yapıyor. Ulusalcı faşizmin ideologluğunu yapan Perinçek ve onu tekrarlamaktan başka hiç birşey söyleyemeyen eski kadroları bir yanda.
 
Liberal solcu H.Berktay, O.Çalışlar eski Troçkist C.Algan da diğer yanda.
 
"Marksist" geçmişten gelerek, ulusalcı ve liberal çizgide konaklasa da Erdoğan faşizmini desteklemeleri hem çok acı vericidir hem de bayağı bir döneklik.
 
Öncelikle acı verici. Çünkü Erdoğan, kapitalizmin neoliberal saldırganlığının gözü dönük bir temsilciliğini başından benimsedi. İktidarda yerini sağlamlaştırdıktan sonra, ehven-i şer bir burjuva rejimi değil, faşist rejimini yerleştirmeye girişti. Yeni Osmanlıcı bölgesel hakimiyet için savaş naralarını sürekli kıldı ki, Suriye gerici iç savaşının akıncıbaşı ve yüzbinlerin kanını döken Erdoğan'dır. Kürde dışta da işgalleri ve savaşı dayattı.
 
Türkiye'ye Mussolini-Humeyni sentezinde bir faşizmi yerleştiren ve halklarımıza vahşet yaşatan Erdoğan diktatörlüğü karşısında, "Marksizm"i terketseler de her onurlu insan ve siyasetçinin, az çok muhalif olması gerektiği bir dönemden geçiyoruz.
 
Erdoğan faşizmine karşı, halkının ve halkların yanında onurluca yeralmak yerine ulusalcı ve liberal bu solcu şahsiyetlerin, diktatörün destekçileri olmaları, şaşırtıcı da. Fakat bütün ağır kriz dönemlerinde olağanüstü gelgitler yaşanabilir. Erdoğan'ın diktatörlüğünü yerleştirememesi için Gezi/Haziran ayaklanmasında milyonlarca sıradan insanın kahramanca mücadeleciliği de bu döneklerin tersi kutbundaki, bizim taraftaki "şaşırtıcı" gelişmeydi.
 
Perinçekgiller, şovenizmin koyu karanlığına batarak, Türk burjuvazisinin "milli" devletinin "beka"sı ve onu Çin'in yükselen dünya gücünün müttefikliğine çekmek için Erdoğan faşizminin destekçisi oldular. Boynuzun kulağı geçmesi örneği Erdoğan faşizminin kendisinden daha çok Erdoğan faşizminin destekçisi oldular. Faşizmin önünde örgütlü mücadeleciliğiyle devrimci engel olan Kürt'e düşmanlıkta Erdoğan'dan öne geçtiler. Kürt'e acil soykırım amigoluğu yapıyorlar.
 
Bunu antiemperyalist göstererek, emperyalizme karşı haklı tepkiyi ulusalcı faşist potada Erdoğan faşizminin barajına çekmeye çalışıyorlar.
 
Hitlercilerin nasyonal sosyalizmi benzeri arsız demagojiyle, faşizm ve ırkçılığı sosyalizmle bağdaştırma yüzsüzlüğü gösteriyorlar. Hatta Marksizmi bile şovenizmle bağdaştırmaya çalışıyorlar.
 
Unutmayalım Mussolini de 1. Emperyalist Paylaşım Savaşı gibi krizsel bir dönemde İtalyan burjuvazisinin emperyalist savaşını destekleyerek sosyalist Avanti'den faşizme tornistan etmişti. Ve henüz iktidara gelmeden faşist çetelerini en önce Avanti bürolarına saldırtarak yükselmişti.
 
Perinçek'in yaptığı da Mussolini yolundan yürümektir.
 
Burada şunu vurgulamak gerekir ki sorulan bir soruya cevap da Perinçek "halkın bu kadar oyunu almış Erdoğan'ı milli hükümet içinde öngörmemek olmaz" diyerek, düşman siyasi kardeşleri liberal solcular gibi Erdoğan faşizminin görece geniş kitlesel desteğinin de büyüsüne kapıldığını göstermişti. Ya da böyle göstererek ulusalcı kitleyi etkilemeye çalışıyor.
 
Berktay'dan Algan'a, liberal solcular ise uzun süre Erdoğan'dan burjuva demokrasisi beklediler ve desteklediler. Onlara göre "yetmez ama evet" çizgisiyle Erdoğan'ı desteklemek en "akılcı" ve zahmetsiz yoldu. Fakat Erdoğan iktidarın birinci aktörü olarak yerini sağlamlaştırdıktan sonra burjuva parlamenter demokrasi yerine yeni faşist rejimi yerleştirme yolundan yürüdü. Liberal solcular onun kitle desteğinin büyüsüne kapılmayı sürdürerek faşizminin sefil destekçisi oldular.
 
Geçmişlerindeki Marksizme düşman kesildiler. Ülkedeki sosyalizm mücadelesinin geçmişini karalama tefrikacısı olanından (Berktay), Erdoğan faşizmini destekleme üzerine liberal dayanaklar üretenine (Çalışlar ve Algan) bu liberal beyler halklarımızın antifaşist mücadelesini karalamaya vargüçleriyle çalışıyorlar. Erdoğan'ı desteklemeye devam eden bir bölük liberal şahsiyetle birlikte Serbestiyet'de tribün oluşturdular. Birlikte Erdoğan faşizmine liberal sol ve liberal çevrelerden sefilce destek sağlamak için, yeteneklerini sergiliyorlar.
 
Çok tipik bir kavşakta Perinçekgillerle liberal solcular, bu siyasi düşman kardeşler, Erdoğan faşizminin destekçisi sefil ikiz kardeşlere dönüştüler.
 
Kazandıkları ve kazanacakları, yargı ve orduda kariyer veya faşist tekelci medyada paralı yer kapmak gibi küçültücülükten başka birşey değil.
 
Fakat gücü az olanından, gücü çok olanına bütün demokratik güçlerin onurlu görevi Erdoğan faşizmine karşı mücadele etmektir. Ulusalcı ve liberal akımların etkisinde olan kitlenin de onurlu görevi, Erdoğan faşizmine karşı tüm demokratik ve özgürlük sever güçlerle birlikte mücadele etmektir.
 
Mussolini'ler tarihin çöplüğüne gitti. Erdoğan'lar da gidecek. Yarına, Erdoğan'ın ve Erdoğan faşizminin sefil destekçilerinin değil yarın adına dövüşenlerin onurlu adları kalacak!