4 Mayıs 2024 Cumartesi

'Engelliler için yüz yüze eğitimin koşulları oluşturulmalıdır'

Türkiye'de engellerin eğitim hakkını kullanmasına yönelik ciddi sorunların olduğunu kaydeden HDP Engelliler Komisyonu Eş Sözcüleri Çelebi ve Piroğlu, engellilerin yüz yüze eğitime her düzeyde katılımı için var olan bütçenin, insan kaynağının, müfredatın ve kurumsal yapının tıbbi yaklaşımdan kurtarılması; eşitlikçi, adil ve sosyo-politik bir dönüşümden geçirilmesi gerektiğini kaydetti.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Engelliler Komisyonu Eş Sözcüleri Hatice Betül Çelebi ve Musa Piroğlu, yüz yüze eğitimin yeterli hazırlık yapılmadan, okullar salgın koşullarına uyarlanmadan, gerekli hijyen için bütçe ve personel hazırlığı yapılmadan, tüm öğretmenlerin ve belirli bir yaş üstü öğrenciler aşılanmadan, yeterli sayıda öğretmenin atanmadan yeni eğitim-öğretim yılı sorunlu bir şekilde de olsa başladığını kaydetti. Yazılı açıklama yapan Eş Sözcüler, engelliler için salgın dönemi öncesindeki sorunların ağırlaşarak devam ettiğini ve engellilerin eğitim hakkının birçok şekilde ihlal edildiğini söyledi.

'AİLELERİN SÜRECE KATILIMI BİRÇOK YERDE ENGELLENMEKTE'
Türkiye'de engellilere yönelik "özel eğitimin", başlaması gereken yaşta ve konusunda yetkin öğretmenler gözetiminde verildiğini söylenen açıklamada, "Özel rehabilitasyon merkezlerinin kamusal bir yaklaşımla hizmet sunumu sağlanmalıdır. Maliyet endeksli değerlendirme ve yaklaşım engellilerin eğitim hakkını engellemektedir. Tamamen kamusal ve ücretsiz sunulması gereken eğitim hizmetleri; engelliler ve aileleri dışlanarak, ötekileştirilerek ve çok yüksek fiyatlarla sunulmaktadır.  Engelliler yaşadıkları çevrede bütünleştirici, kaliteli ve parasız bir eğitim hizmetini sistematik bir şekilde alamamaktadır. Özel eğitimin temel ilkelerinden olan 'ailelerin sürece katılımı' birçok yerde engellenmektedir" denildi. 

'OKUL BİNALARI ENGELLİLER ÖNGÖRÜLEREK İNŞA EDİLMELİ'
Açıklama, şöyle devam etti: "Okul binaları, servisleri, sınıfları, kantinleri, asansörleri, WC ve lavaboları, yol-geçit ve merdivenleri engelliler de öngörülerek inşa edilmeli ve uyumlu olmayan okullar belirli bir süre içerisinde uyarlanmalıdır. 2005 yılından bu yana ertelenen erişilebilirlik mevzuatı derhal uygulanmalıdır. Başvuran tüm engelli öğrencilere eğitim bursu sağlanmalıdır.

'HER OKULDA İŞARET DİLİ TERCÜMANI İSTİHDAM EDİLMELİ'
Mevcut haliyle kaynaştırma eğitimi engellilerin talepleri ve ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaktır. Kaynaştırma ve Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı (BEP) uygulamaları gerekli koşullar ve bilinç değişikliği sağlanmadığı için engelli öğrenciye yönelik 'damgalama, ötekileştirme ve ayrımcılık' ile sonuçlanmaktadır. Okullarda işaret dili ve Braille kullanımının yaygınlaştırılması gereklidir. Bu hem engelli haklarına ilişkin farkındalığı arttıracaktır hem engellilerin iletişim hakkının yerine gelmesini sağlayacaktır. Her okulda işaret dili tercümanı istihdam edilmelidir.

'ENGELLİLERİN EĞİTİM HAKLARI TANINMALI'
Engellilerin eğitim haklarının tanınması; 'insan potansiyelinin, onur ve değer duygusunun tam gelişiminin ve insan haklarına, temel özgürlüklere ve insanın nöro-çeşitliliğine saygı duyulmasının' gereğidir. Engellilerin; kişiliklerinin, yeteneklerinin, yaratıcılıklarının, zihinsel ve fiziksel becerilerinin potansiyellerinin en üst derecesinde gelişiminin sağlanması için koşullar oluşturulmalıdır. Eğitimle, engellilerin özgür bir topluma etkin bir şekilde katılımlarının koşullarının sağlanması hedeflenmelidir.

'ENGELLİLERİN EĞİTİME KATILMASI İÇİN VAR BÜTÇE DÖNÜŞÜMDEN GEÇİRİLMELİ'
Engellilerin eğitim hakkı dahil tüm haklarının tanınması ve uygulanması, eşit yurttaşlık temelinde ve kamusal bir yaklaşımla mümkündür. Eğitim gibi temel kamusal bir hizmetin piyasa koşullarında ve çoğu zaman denetimsiz bir şekilde sunulmasını beklemek hak temelli bir yaklaşım olamaz. Engellilerin yüz yüze eğitime her düzeyde katılımı için var olan bütçenin, insan kaynağının, müfredatın ve kurumsal yapının tıbbi yaklaşımdan kurtarılması; eşitlikçi, adil ve sosyo-politik bir dönüşümden geçirilmesi gereklidir."