28 Nisan 2024 Pazar

'Enes'in intiharı kapitalist sistemin cinayetidir'

Enes Kara'nın intiharının politik olduğunu ve kapitalist sömürü düzeninin yarattığı bir katliam olduğuna dikkat çeken Gençlik Örgütleri bileşenleri milyonlarca gencin geleceğini çalan bu düzene karşı birlikte mücadele çağrısı yaptı.

Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Enes Kara aşırı muhafazakar ailesi tarafından cemaat yurdunda kalmaya zorlandı. Yurtta sayısız baskıyla ve psikolojik şiddetle karşılaşan Enes, Türkiye'nin içinde bulunduğu politik atmosfer nedeniyle gelecek kaygısı yaşamaya başladı. 

İstemedikleri okullara gitmeye zorlanan, iş bulma kaygısı yaşayan, barınma, beslenme, ulaşım sorunu yaşayan milyonlarca öğrenciden biri olan Enes'i bu düzen intihara sürükledi. 

Enes'in failinin sistem olduğunun altını çizen Gençlik Örgütleri, ETHA'ya konuştu. Yeni Demokrat Gençlik'ten Mert Soydan, Öğrenci Faaliyeti'nden Lizge Biter ve Kaldıraç Üniversite'den Ekinsu Gündoğan birlikte mücadele çağrısı yaptı.

'İKTİDAR KENDİ GENÇLERİNİ YARATMA ÇABASINDA'
Yeni Demokrat Gençlik'ten Mert Soydan, üniversiteler açıldığından beri öğrenci gençliğin bir dizi sorunla karşı karşıya kaldığını kaydetti. Barınma sorununun bunlar içerisinde en can alıcılarından biri olduğunu ifade eden Soydan, kapasitesiz ve niteliksiz yurtların öğrencilere dayatıldığını, birçok öğrencinin ise KYK yurdu çıkmadığından ya da aile baskısıyla gerici yurtlara mecbur bırakıldığını belirtti.

"Burjuva-feodal sistemin dayattığı geleceksizlik bugün geniş halk kitlelerini ve bunun içerisinde de halk gençliğini etkilemektedir. İntiharlar da bugün sistemin yaratmış olduğu geleceksizliğin, yoksulluğun, umutsuzluğun bir sonucudur. Daha çok öğrenci ve işsiz gençlerde yaşanan intiharlar politiktir" diyen Soydan, Enes'in geride bıraktığı sözlerin bunu en açık biçimde gösterdiğini kaydetti.  Soydan, çürümüş sistemin bu intiharların en çarpıcı sebebi olduğunu dile getirerek, iktidarın bu çürümüş düzen içerisinde kendi gençlerini yaratma çabasında olduğunu işaret etti.

"Bu düzenin gençleri olamayanlar"ın ise intiharı bir seçenek olarak gördüklerini belirten Soydan, gençliğin geleceksizliğe mahkum olmadığının, bu çürümüş düzene karşı isyanı örgütlü bir güce dönüştürmek gibi bir sorumluluk sahibi olduklarının altını çizdi.

Soydan, Enes'ten önce de Sibel'in, Hakan'ın ve daha yüzlerce gencin geçinemediği veya umutları tükendiği için intihara sürüklendiğine dikkat çekerek, tam bu noktada geleceksizliği yaratan sisteme karşı mücadele etmenin önemine vurgu yaptı. Soydan son olarak, bu sisteme karşı tüm gençliği, isyanı ve öfkeyi kuşanarak örgütlenmeye çağırdı.

'GELECEĞİMİZ YOKSA KORKUMUZ DA YOK'
Öğrenci Faaliyeti'nden Lizge Biter, bugün Enes Kara'da cisimleşen intihar haberlerinin kendiliğinden gelişen olaylar değil, kapitalist sömürü düzeninin yarattığı cinayetler olduğunu vurguladı.

"Saray faşizminin sürdürücülüğünü yaptığı neoliberal kapitalizm, sınırları o kadar keskinleştirmiştir ki yaşamak için mücadele etmek temel bir hareket olmuştur" diyen Biter, yapılması gerekenin bu sömürü düzenini ortadan kaldırmak için herkesin elini taşın altına koyması olduğunu belirtti.

Üniversiteliler olarak bulundukları her alanda kapitalist sömürü düzeniyle mücadeleye devam edeceklerini dile getiren Biter, son olarak "geleceğimizi çalanlara, ekonomik kriz ile üniversitelileri susturmaya çalışanlara bir kez daha söyleyelim: geleceğimiz yoksa korkumuz da yok" dedi.

'TÜİK'İN EN ÇOK SAKLAMAYA ÇALIŞTIĞI VERİDİR İNTİHARLAR'
Kaldıraç Üniversite'den Ekinsu Gündoğan ise, Enes'in vefatının bir intihardan ziyade cinayet olduğunu ifade etti. Bu cinayetin faillerinin kapitalist sistem ve saray rejimi olduğunu dile getiren Gündoğan, 2020 yılında intihara sürüklenen İstanbul Üniversitesi öğrencisi Sibel Ünli'nin ekonomik krizin baskısı altında olduğunu hatırlattı.

"TÜİK'in en çok saklamaya çalıştığı veridir intiharlar. Saklamak isterler çünkü işçi, kadın, öğrenci, halk, doğa düşmanı sistemin bizlere çürümeden, umutsuzluktan başka hiçbir şey vaat etmediğini görmemizi istemezler" diyen Gündoğan, burjuva düzenin ölümü gösterip sıtmaya razı etme döneminin artık bitmesi gerektiğini, Enes'in, Sibel'in ve daha nice insanın hesabını sormanın zamanının geldiğini ifade etti.

Gündoğan, dünyanın dört bir yanında direniş mayalanırken, sömürüsüz bir dünya için mücadele hattını belirlerken sosyalizmin ufkundan bakmanın önemini vurguladı. Ölüm-sıtma sarmalından çıkış için okulların, yurtların, ulaşımın, elektriğin, suyun, doğalgazın kamulaştırılması talebini örgütlemenin gerekliliğine dikkat çeken Gündoğan, "Ücretsiz yemekhane için kampüs kampüs gezmeli, ücretsiz barınma hakkımız için yurt yurt eylemler başlatmalı, faturalar kıskacından çıkış ücretsiz olmalarıyla mümkündür" diyerek, Enes'in hesabının ancak böyle sorulabileceğini, intiharların ancak böyle engellenebileceğini söyledi. Örgütlü mücadelenin öneminin altını çizen Gündoğan, "Kapının ardında olanın ise özgürlük" dedi.