18 Mayıs 2024 Cumartesi

Ege Bölgesi hapishanelerinde yaşanan ihlaller raporlaştırıldı

Ege Bölgesi hapishanelerinde yaşanan dört aylık hak ihlallerini raporlaştıran İHD İzmir Şubesi Hapishane Komisyonu, işkence ve kötü muameleye maruz kalan tutsakların çok sayıda hakkının ihlal edildiğini kaydetti. Çözüm önerilerini de sıralayan Komisyon, tutaklar üzerinde uygulanan derhal sona ermesini istedi. 

İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Hapishane Komisyonu, Ege Bölgesi hapishanelerinde yaşanan 2021 yılı 4 aylık hak ihlallerini raporlaştırdı. 

Komisyonun hapishaneden gelen başvurular, basın taramaları ve avukat görüşmeleri sonucunda tespit ettiği ve hala devam eden hak ihlalleri şöyle: 
▪ "Hapishanelerde bulaşıcı hastalıkların olduğu ve buna ilişkin yeterli tedbir ve önlemlerin alınmadığı,
▪ İşkence ve kötü muamele uygulamalarının olduğu,
▪ Gardiyanlar tarafından mahpuslara darp ve şiddet uygulandığı,
▪ Koğuşların kalabalık olduğu,
▪ Tedavi haklarının engellendiği,
▪ Ayrımcılık yasağına aykırı davranışlarla karşılaştıkları,
▪ Dilekçelere cevap verilmediği,
▪ Kitap, dergi ve gazete ile ilgili sınırlı sayı ve yayın yasağı uygulandığı,
▪ Mahpusların birbirleriyle ve aileleriyle sağlıklı ilişki kuramadıkları,
▪ Atölye, spor ve kültürel çalışmaların engellendiği,
▪ Ortak alanların ve havalandırmanın az kullandırıldığı veya kullandırılmadığı,
▪ Tecrit uygulamaları,
▪ İlaçların, diyet yemeklerin düzenli olarak verilmediği veya hiç verilmediği,
▪ Yatacak yerlerin bulunmadığı, mahpusların dönüşümlü yataklarda yattığı veya yerde yattığı,
▪ Hijyenik ortamın sağlanmadığı,
▪ Aramaların keyfi olması, arama sırasında eşyaların talan edildiği, eşyalara el konulduğu,
▪ Yasaklı olmayan kitap, dergi, gazetelerin verilmediği,
▪ İletişim haklarının keyfi kullandırıldığı veya hiç kullandırılmadığı,
▪ Hastaneye sevklerin gerçekleştirilmediği,
▪ Revire çıkartılmadıkları,
▪ Yemek ve sıcak su gibi temel ihtiyaçların yetersiz karşılandığı veya hiç karşılanmadığı ve bunun ceza uygulaması şeklinde gerçekleştirildiği,
▪ Yemeklerin sağlıksız olduğu, diyabetik ve hasta mahpuslara uygun yemek verilmediği,
▪ İHD ve diğer kurumlara gönderilen mektuplara el konulması, gönderilmemesi,
▪ Açık görüşe çıkarılmama,
▪ Aile ziyaretlerinin sınırlandırıldığı,
▪ Aile ziyaretine gelen kişilere çıplak arama dayatıldığı,
▪ Kış aylarında ısınma sorunu yaşadıkları,
▪ Kadın mahpusların kişisel hijyen malzemelerine ulaşmakta (ped vb) zorluk çektikleri,
▪ Keyfi tutumlar sergilenerek aile görüşmelerinin kesildiği,
▪ Covid-19 tedbirleri kapsamında temizlik ve dezenfekte işlemlerinin yapılmadığı,
▪ İçme suyunu kendilerinin temin ettiği ve paraları olmadığı takdirde ulaşamadıkları,
▪ Mahpuslara yeterli eldiven, maske, kolonya, temizlik malzmesi ve dezenfektan verilmediği,
▪ Temizlik malzemelerinin az miktarda verildiği veya hiç verilmediği,
▪ Kantin fiyatlarının çok yüksek olduğu,
▪ Keyfi hücre cezaları ve disiplin cezaları verildiği,
▪ Koğuşların dar ve küçük (yetersiz yaşam alanı) olduğu,
▪ Açlık grevine giren mahpuslara disiplin cezası verildiği,
▪ Açlık grevine giren mahpuslara saf B1 vitamini ve D3 vitamini verilmediği, iaşenin kısıtlı verildiği, düzenli olarak nabız, kan, tansiyon ölçümlerinin yapılmadığı tespit edilmiştir."

Tüm bu hak ihlalleri göz önüne alındığında; tutsağı insan saymayan zihniyetin gerek yasal düzenlemeler, gerek uygulamadaki keyfiyet, etik olmayan yaklaşımlar ve bürokratik engellerin tutsaklar için insani olmayan bir tablonun ortaya çıkmasına neden olduğunu kaydeden İHD İzmir Hapishane Komisyonu, şu önerileri sıraladı:
▪ "Başvuru ve şikâyetlerin herhangi bir kısıtlama olmaksızın ve derhal gerekli mercilere ulaştırılması sağlanmalı.
▪ Adli ve idari mekanizmalar, yapılan başvuru ve şikayetlerle ilgili etkin soruşturma yürütmelidir.
▪ Hapishane rejimi, fiziki koşullar ve uygulanan muameleler hakkında etkili bir idari ve yargısal denetim sağlanmalı.
▪ Mahpusların aile ve dış dünya ile temas hakkı engellenmemelidir.
▪ Mahpuslar uluslararası ve ulusal mevzuatın emrettiği şekilde ailelerine ve avukatlarına mümkün olduğunca yakın hapishanelere sevk edilmelidir.
▪ Gazete, dergi, radyo, kıyafet, mektup ve kitap kısıtlaması vb. gibi çağ dışı yaklaşımlar terk edilmelidir.
▪ Anadilde görüşme, yazışma ve savunma hakları yasal güvence altına alınmalı, keyfi engellemeler kaldırılmalı.
▪ Mekan ve üst aramaları insan onuruna aykırı olmayacak şekilde ve pandemi sürecinde hijyenik koşullar yaratılması koşuluyla olmalıdır.
▪ Adeta mahpusları sindirme araçları haline gelen, disiplin cezalarında insan haklarına aykırı yasal düzenlemeler kaldırılmalı, pratikten kaynaklanan hukuka aykırılıklar giderilmelidir.
▪ Mahpuslara yaşatılan işkence ortamından derhal vazgeçilmeli, mahpuslara uluslararası hukukun emrettiği şekilde insan onuruna yaraşır bir şekilde bir muamele gösterilmelidir.
▪ Yerel ve uluslararası mevzuat hükümlerine uygun şekilde, ulusal ve uluslararası heyetlerin etkin denetim mekanizmalarının oluşturulmasının önü açılmalıdır.
▪ Hapishane hekimi ve tıbbi personelinin İstanbul Protokolü eğitimi almaları sağlanmalıdır.
▪ İnsanlık onuruna yakışmayan Çıplak arama işkencesinden vazgeçilmelidir.
▪ Mahpusların sosyal ve kültürel aktivitelerindeki kısıtlamalar kaldırılmalıdır.
▪ Mahpuslarla ilgili olarak "ayrımcılık yasağına" aykırı düzenleme ve uygulamalardan vazgeçilmelidir.
▪ Başta yaşam hakkı göz önüne alınarak sağlığa ve tedaviye erişim haklarının
önündeki engeller ve kısıtlamalar kaldırılmalıdır.
▪ Pandemi sürecinde Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere bu alanda çalışan kurum ve kuruluşların önerileri dikkate alınarak bu uyarılara uygun önlem ve tedbirler alınıp, düzenli olarak kontrolleri sağlanmalıdır.
▪ Türkiye genelinde aşılama aşılama yaş sınırının 18 yaşa çekilmesi de göz önünde bulundurularak hapishanelerde kalan mahpusların aşılarının bir an önce yapılması sağlanmalıdır.
▪ İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan mahpuslar ve tüm hapishanelerdeki mahpuslar üzerindeki tecrit uygulamasına derhal son verilmelidir."