16 Mayıs 2024 Perşembe

DTK'dan ulusal ve uluslararası topluma çağrı

Başka DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güvn olmak üzere açlık grevinde bulunan tutsakların durumuna ilişkin basın açıklaması yapan DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, "Halklarımızın ve insanlığın geleceği uğruna bedenini ölüme yatıran Leyla Güven ve diğer açlık grevi eylemcilerinin sesine ses vermeye, taleplerine sahip çıkmaya ve onlarla dayanışmaya çağırıyoruz" dedi.
Tecride Karşı Özgürlük İnsiyatifi, hapishanelerde devam eden açlık grevlerine ilişkin Demokratik Toplum Kongresi (DTK) binasında basın açıklaması yaptı.
 
Basın toplantısında konuşan DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Leyla Güven'in açmık grevinin 71. günü olduğunu hatırlattı. Hapishanelerden, Erbil'e, Strazbourg'a kadar çok sayıda merkezde 300'ü aşkın devrimci, demokrat ve yurtseverin başlattığı açlık grevinin 50'li günlere yaklaştığını ifade eden Öztürk, "DTK Eşbaşkanı Leyla Güven'in mutlak tecritin kırılması amacıyla başlattığı açlık grevi eylemi kritik eşik sınırını da aşmış ve hayati riskle hepimizi karşı karşıya getirmiştir" dedi.
 
DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, başlattığı açlık grevi eylemi ile vicdanlara çağrıda bulunduğunu kaydeden Öztürk, Leyla Güven'in halkların birliğini ve beraberliğini tehdit eden politikaların en yoğunlaşmış ifadesi olan tecridin kırılması, halkların geleceğe daha büyük bir güven ve zihin açıklığı ile bakmasının önünü açmayı amaçladığını belirtti.
 
PKK lideri Abdullah Öcalan'a uygulanan tecridin zorbalık ve faşizm olduğunun altını çizen Öztürk, "Abdullah Öcalan'a karşı uygulanan mutlak tecrit uygulaması, Kürt düşmanlığının, Kürt varlığını inkar etmenin ve tarihsel yok etme zihniyetinin en keskinleşmiş ve derinleştirilmiş stratejik halidir" dedi.
 
Leyla Güven'in çığlığına kulaklarını tıkayanların insanlık suçu işlediğini vurgulayan Öztürk, tecridin halkların geleceğini, demokrasiyi, birliği ve kardeşliği nasıl sabote ettiğini görmek ve buna karşı durmak demokratik değerleri savunduğunu iddia eden siyasi partilerin, demokratik kitle örgütlerinin, aydınların, hukuk çevrelerinin ve toplumsal vicdanla özdeşleşen bilim insanlarının temel görevi olduğunun altını çizdi.
 
AİHM ve CPT'nin verdiği kararların Türkiye'deki faşizm uygulamalarına meşruiyet  kazandırdığını söyleyen Öztürk, "Yine buradan ilan ediyoruz ki, bu kurumlar, gerek mutlak tecrit, gerekse de mutlak tecrit uygulamasını kaldırmak için bedenlerini açlığa yatıranların yaşayabilecekleri her türlü olumsuz sonuçlarından, AKP-MHP faşist ittifakı kadar sorumlu olacaklardır" diye belirtti.
 
AİHM ve CPT'nin tecridin kaldırılması için AKP hükümeti nezdinde girişimlerde bulunmasını isteyen Öztürk, "AKP hükümetini, bir akıl tutulması olan Kürt düşmanlığından vazgeçmeye, Leyla Güven ve diğer açlık grevi eylemcilerinin taleplerine kulak vererek, demokratik ve adil bir barışın temel güvencesi olan Kürt Halk önderi Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki mutlak tecrit uygulamasına son vermeye çağırıyoruz" dedi.
 
DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk konuşmasını şöyle sürdürndü:
"Bu nedenle, başta halkımız, ayrımsız Kürdistan'i ve Türkiyeli bütün demokratik siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, aydın, demokrat, yurtsever şahsiyetler olmak üzere, bütün uluslararası toplumu çok acil olarak; halklarımızın ve insanlığın geleceği uğruna bedenini ölüme yatıran Leyla Güven ve diğer açlık grevi eylemcilerinin sesine ses vermeye, taleplerine sahip çıkmaya ve onlarla dayanışmaya çağırıyoruz."