'Diyarbakır'ı parsel parsel ranta açtırmayacağız'

Diyarbakır'ın Sur Belediyesi'ne atanan kayyum Abdullah Çiftçi, Dicle Üniversitesi sınırları içinde yer alan ve mülkiyeti belediyeye ait 14 arsayı satışa çıkarmasına ilişkin TMMOB İl Koordinasyon Kurulu ve Sur Koruma Platformu tarafından yürütmeyi durdurma talebiyle Diyarbakır İdare Mahkemesinde yaptığı başvurunun ardından HDP Diyarbakır İl Örgütü de il binasında basın toplantısı düzenledi.

 

Açıklamaya, HDP Diyarbakır milletvekilleri Selçuk Mızraklı, Remziye Tosun ve Semra Güzel ile birlikte parti yöneticileri katıldı. HDP Milletvekili Remziye Tosun, DBP'li belediyelere atanan kayyumların iktidardan aldıkları güç ile yolsuzluklara imza attıklarını vurguladı. Tosun, "Yaklaşık 2 haftadır Amed'de ana caddelere asılmış olan ve üzerinde 'Sur Belediyesi'nden satılık arsalar' yazan pankartlar da bu talancı zihniyetin ayyuka çıkmış halidir. Yerel seçimlere üç ay kala belediye mülkiyetinde bulunan taşınmazlara dair alelacele alınan bu satış kararı, kabul edilemez. Yasal olarak kendine tanınan görev ve yetki sınırlarını aşan kayyumun, 3 ay sonra değişeceği gün gibi ortadayken, Sur'daki 14 parselin yangından mal kaçırır gibi satışının yapılmaya çalışılması gayri ahlaki olduğu gibi, akıllara iktidar yandaşlarının giderayak kayırılması ve Sur'un talan edilmesini de getirmektedir" dedi.

 

Satışa çıkarılan 14 arazinin de İmar Kanunu'nun 18. Maddesi uygulaması ile elde edilen imar yollarının belediye tarafından tescili yapılmış olmasına rağmen kamu yararına kullanılması gereken arazilerin satışa çıkarılması, hukuki ve ahlaki açıdan yanlış olduğunu ifade eden Tosun, "Halktan kamu yararına alınan bu arazilerin kamu yararına kullanılması zorunludur. Ancak 'zemin artı 5 kat' konut izni verilen bu parsellerin satışının kamu yararı ile herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır" diye belirtti.

 

'HALK GÖÇE ZORLANMAKTADIR'

 

Arazilerin satışa çıkarılmasıyla Sur'un tarihi kimliğinin yok edilmek istendiğine işaret eden Tosun, "Kadim Sur kenti, uzun süredir ahlaki, hukuki, siyasi ve insani hiçbir kuralın kabul edemeyeceği şekilde yasaklı olmaya devam etmektedir. Topluma adeta kapatılmaya çalışılmakta, tarihi çalınmakta, Sur'da yaşayan halkımız göçe zorlanmaktadır. Kentsel dönüşüm adı altında Sur'un hafızası, sosyolojisi ve tarihi dokusu yok edilmekte, Sur ruhsuzlaştırılmaktadır. Şimdi de bu tarihi kent sömürge valileri tarafından yandaşlara peşkeş çekilmek istenmektedir" diye konuştu.

 

'PARSEL PARSEL RANTA AÇTIRMAYACAĞIZ'

 

Kayyum atanan diğer belediyelerde de benzer girişimlerin olduğunu ifade eden Tosun, "Diyarbakır'ı parsel parsel ranta açtırmayacağız ve sömürgeci zihniyete inat halkımızla birlikte omuz omuza 31 Mart'ta zafere giden yolun taşlarını döşeyeceğiz" diyerek taşınmazların satılmasına müsaade etmeyeceklerini söyledi. 

 

'YARIN GEÇ OLMADAN'

 

Kayyumların uygulamalarına karşı kamuoyu, siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri ile ekoloji ve çevre hareketleri, hukukçu ve insan hakları kurumlarını tutum almaya çağıran Tosun, devamla şunları söyledi: "Öncelikli çağrımız halkımızadır. Doğa, kent ve tarih katliamına karşı bulundukları her yerde bu kirli politikalara karşı demokratik haklarını kullanarak karşı çıkmalı, bu sömürgeci anlayışı kabul etmemelidir. İçinde yaşadığımız bu kentin değerlerini korumak ve savunmak, mücadele hattını onurlu bir duruşla örmek hepimizin görevidir. Bu sorunlar karşısında tüm kamuoyunu duyarlı olmaya, duyarlı olan her kesimi yarın çok geç olmadan bu politikalara karşı ahlaki ve politik sorumluluk almaya çağırıyoruz."