25 Nisan 2025 Cuma

Diyarbakır'da kayyum darbesine tepki

Kayyum politikasını derhal sonlanmasını isteyen Amed Kent Konseyi, iktidarı evrensel hukuk kurallarına uyması için uyardı. 

Amed Kent Konseyi, kayyum darbesine ilişkin Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde açıklama yaptı. Açıklamaya demokratik kitle örgütü ve siyasi parti temsilcileriyle konsey bileşeni kurumların temsilcileri katıldı. Açıklamayı yapan Amed Kent Konseyi bileşenlerinden İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi Başkanı Ercan Yılmaz, belediyelere kayyum atamanın yolunu açan Kanun Hükmündeki Kararname (KHK) ile birlikte 2016'da Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) yönetimindeki 95 belediyenin eşbaşkanları görevden alınarak, yerlerine kayyum atandığını hatırlattı.

'2024 SEÇİMLERİNDEN BU YANA 11 BELEDİYEYE KAYYUM ATANMIŞTIR'
Kayyum darbesinin hukuksuzluğuna dikkat çeken Yılmaz, iktidar temsilcilerinin, 31 Mart 2019 seçimlerinden sonra da kayyum politikalarına devam ettiğini anımsattı. Yılmaz, 31 Mart 2019'da İçişler Bakanlığı'nın kararları ile 3'ü büyükşehir, 5'i il, 33'ü ilçe ve 7'si belde belediyesi olmak üzere Halkların Demokrasi Partisi (HDP) yönetimindeki 48 belediyeye kayyum atandığını anımsattı. Yılmaz, "31 Mart 2024 tarihinde yapılan son yerel seçim sürecinde ve sonrasında kayyum uygulamalarının devam edip etmeyeceği yönündeki tartışmalar devam ederken, 3 Haziran 2024 tarihinde Hakkari Belediyesi'ne atanan kayyum ile mesele tekrardan kamuoyunun gündemine girmiştir. Van Büyükşehir Belediyesi'ne atanan kayyumla birlikte Türkiye'de 31 Mart 2024 günü yapılan mahalli seçimlerden bu yana 9'u DEM Parti, 2'si ise Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminde bulunan 11 belediyeye kayyum atanmıştır" ifadelerini kullandı.

'KAYYUM ATAMALAR TAMAMEN SİYASİ SAİKLERLE GERÇEKLEŞMİŞTİR'
Seçme ve seçilme hakkının 2016'dan beri sistematik bir biçimde ihlal edildiğini vurgulayan Yılmaz, "Siyasi iktidar, belediyelere kayyum atama kararlarının gerekçesini oluşturmak için ya uzun yıllardır adliye raflarında bekletilen dava dosyalarını ya da seçilmişlerin seçime girmeden önce haklarında verilen, ancak henüz kesinleşmeyen mahkumiyet kararlarını gerekçe göstererek, ulusal ve uluslararası kamuoyunda, verilen bu hukuksuz kararların meşru olduğu algısını yaratmaya çalışmaktadır. Ancak bu çabanın gerek ulusal gerekse uluslararası toplumda bir karşılığı olmadığını belirtmek isteriz. Zira Venedik Komisyonu'nun, Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi'nin 2017 yılında vermiş olduğu karar ile Avrupa Parlamentosu'nun 14 Şubat 2025 tarihli kararlarında Türkiye'de devam eden kayyım uygulamalarının, uluslararası standartları ve Türkiye Anayasası'nı çiğneyen bir hal aldığı şeklindeki kararları ile kayyum atama kararlarının tamamen siyasi saiklerle verildiği tespit edilmiştir" diye konuştu. 

'ŞİDDET VE SALDIRI KAYYUM POLİTİKALARININ DEVAMIDIR'
Kayyum darbesi sonrası yapılan protesto eylemlerinde uygulanan polis şiddeti ve işkencesine işaret ederek, "Bu müdahaleler sırasında aralarında Amed Büyükşehir Belediyesi ve Kent Konseyi Eşbaşkanı Doğan Hatun'un da bulunduğu yüzlerce yurttaş bir işkence biçimi olarak kabul edilen ters kelepçe yöntemi ile gözaltına alınmıştır. Yine aynı eylemlerde hem seçme ve seçilme hakları için hem de belediyeler aracılığıyla elde ettikleri kazanımlar için mücadele eden kadınlar kolluk kuvvetlerinin çok daha sert ve işkenceye varan muamelelerine maruz kalmıştır. Mevcut hukuksuzluğa karşı barışçıl protestolar düzenleyen halka ve kadınlara yönelik bu şiddet ve saldırı hali kayyum politikalarının bir devamıdır" şeklinde konuştu.

DEM Parti ŞIrnak Milletvekili Nevroz Uysal Aslan'a dönük polis saldırısına değinen Yılmaz, "Polisler tarafından lince varacak düzeyde darp edilmesi, kadınlara ve çocuklara plastik mermilerle saldırılması kolluk şiddetinin geldiği noktayı açıkça göstermektedir" dedi. Polisin şiddet uygulamasını kabul etmediklerini ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti: "Anayasa ve birçok evrensel hukuk metninde bir hak olarak tanımlanan toplantı ve gösteri hakkını kullandıkları için gözaltına alınan tüm yurttaşların bir an önce serbest bırakılmasını, bugüne kadar yapılan kayyum atama işlemlerinin tamamına derhal son verilerek kayyum atamalarına zemin sağlayan Anayasaya aykırı kanun maddelerinin iptal edilmesini ve yine bu konuda konunun muhatabı olan yargı makamları ile iktidarı ve parlamentoyu göreve çağırıyoruz."