Diyarbakır'da kadın cinayetlerine karşı yürüyüş yapıldı

DAKAP ve Şiddetle Mücadele Ağı, "Kadın cinayetlerine karşı isyandayız. Bir kişi daha eksilmeyeceğiz" şiarıyla Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünden Dağkapı Meydanına yürüdü. Kadın düşmanı politikalarından vazgeçilmesi çağrısının yapıldığı yürüyüşte "Jin, jiyan, azadî" sloganı atıldı.
Artan kadın cinayetlerine karşı, Dicle Amed Kadın Platformu (DAKAP) ve Şiddetle Mücadele Ağı, "Kadın cinayetlerine karşı isyandayız. Bir kişi daha eksilmeyeceğiz" şiarıyla Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünden Dağkapı Meydanına yürüdü.
Yürüyüşe Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Serra Bucak, ilçe belediye eşbaşkanlarının yanı sıra çok sayıda kadın katıldı. "Kadın cinayetlerine karşı isyandayız" pankartı ile "Jin, natirsin, hesap dipirsin" "Jin jiyan e", "6284'ü uygula" ve "Bijî yekitiya jinan" dövizleri taşıyan kadınlar, yürüyüş boyunca, "Jin, jiyan, azadî", "Kadınları katleden zihniyeti kabul etmiyoruz" ve "Kadın cinayetleri politiktir" sloganları attı.
Dağkapı Meydanına varan kadınlar burada açıklama yaptı. Açıklamayı Arzu Koç okudu. Silopi ilçesinde çalıştığı lokantada iş arkadaşı Remzi Kayaalp tarafından katledilen Gülizar Yıldız'ı hatırlatan Koç, "Gülizar'ın sessiz çığlığı, iktidarın yıllardır görmezden geldiği, toplumun iliklerine işlemiş eril zihniyetin trajik bir yansıması. Göz göre göre canımızdan can gidiyor, çünkü kadınların ve çocukların yaşam hakları, 'Toplumsal Cinsiyet' eşitsizliği adı altında eziliyor. Bu kelime, artık bir suç haline gelmişken, bizler sessizce ölüyoruz" ifadelerini kullandı.
'CEZASIZLIK POLİTİKALARI SİYASİ TERCİHLERLE İLGİLİDİR'
Şiddet vakalarının devlet tarafından görünmezden gelindiğini söyleyen Koç: "Ne acıdır ki, karakol kapılarında medet uman kadınlara uzanmayan eller, cinayetleri 'geliyorum' diyen bir felakete dönüştürüyor. Yargılamalardaki o acımasız 'haksız tahrik' veya 'iyi hal' indirimleri... Bunlar sadece adil yargılama ilkesini değil, vicdanlarımızı da derinden yaralıyor. Bu indirimler, şiddeti meşrulaştıran, katilleri sırtını sıvazlayan bir utanç abidesi gibi yükseliyor. Uygulanan bütün bu cezasızlık politikaları doğrudan siyasi tercihlerle ilgilidir. Devletin kadınları korumaması da, kadın cinayetlerinin çoğalması da bir tercihtir" dedi.
'KADIN MÜCADELESİ OLDUKÇA UMUT HİÇ BİTMEYECEK'
Gülizar Yıldız'ın Remzi Kayaalp tarafından katledilmesinin sistematik zulmün kişisel bir yansıması olsa da, çok daha fazlasını fısıldadığını vurgulayan Koç, "29 yaşında, garsonluk yaparak hayatını kazanmaya çalışan ama aynı zamanda, eril zihniyet mücadelesine omuz verirken erkek devlet şiddetinin sonucu olarak cezaevlerinde bedel ödemiş bir emekçiydi. Onun ölümü, sadece bir canın kaybı değil, aynı zamanda kadınların özgürlük mücadelesine vurulan bir darbedir. İktidarın asıl hedeflediği kadınların mücadelesini boşa çıkarma ve umutsuzluğu aşılamadır. Oysaki biz kadınlar biliyoruz ki; Kadın mücadelesi ve dayanışması var oldukça umut hiç bitmeyecek" ifadelerini kullandı.
'MÜCADELEDEN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ'
Kadın düşmanı söylemlerden ve politikalardan vazgeçilmesi gerektiğini vurgulayan Koç, "Bu mücadele, sadece faillerin cezalandırılması değil, aynı zamanda kadınların korunma taleplerinin ciddiye alındığı, şiddetin en başından engellendiği bir sistem demek. Kadınların sesine kulak verilmediği sürece, bu acılar, bu kayıplar maalesef devam edecek" ifadelerini kullandı.
Açıklama, "Jin, jiyan, azadî" sloganı ve oturma eylemiyle son buldu.