2 Mayıs 2024 Perşembe

Diyarbakır halkı savaş politikalarına karşı sokağa çıktı

Diyarbakır Valiliği'nin 1 Eylül mitingini yasaklamasına karşı AZC Plaza önünde toplanan yüzlerce kişi, "Biji aşiti", "Faşistlerden hesabı halk soracak", "Direne direne kazanacağız", "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaaat etmiyoruz" sloganlarını attı.

Diyarbakır Valiliği, 1 Eylül mitingine "güvenlik" bahanesiyle izin vermezken, HDP'liler AZC Plaza önünde toplandı. Polis Ofis semtini abluka altına alırken, kitlenin toplanmasını engelleyemedi.

Diyarbakır Emek ve Demokrasi Platformu'nun 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla Yenişehir'de bulunan İstasyon Meydanı'nda bugün yapmak istediği mitinge valilik, polis sayısının az olduğunu ileri sürerek, "güvenliğin sağlanamayacağı" gerekçesiyle izin vermedi. Platform bileşenleri mitinge izin verilmemesi üzerine kentin en işlek caddesi olan Yenişehir ilçesi Ofis semtinde bulunan AZC Plaza önünde kitlesel açıklama yapma kararı aldı.

"Polis yokluğu" bahanesiyle mitinge izin verilmezken, Ofis semtindeki tüm sokak ve caddeler zırhlı araçlarla kapatıldı. Alanı çevreleyen bölgede binlerce polis konumlandırıldı. Uzun namlulu silahlar taşıyan polisler Ekinciler Caddesi, Sanat Sokağı başta olmak üzere birçok cadde ve sokağın yanı sıra HDP ilçe binası, Eğitim-Sen 1 Nolu Şube ve SES şube binasını da ablukaya aldı.

Polisin ablukası ve alana girişleri engelleme çabası nedeniyle çok sayıda kişi AZC Plaza önüne ulaşamazken, üç ayrı noktada yüzlerce kişi bir araya geldi. AZC Plaza önündeki eyleme DTK Eşbaşkanı Bedran Öztürk, HDP milletvekilleri Ebru Günay, Pero Dündar, Remziye Tosun, Saruhan Oluç, Hişyar Özsoy, Şevin Coşkun, Mahmut Toğrul, Garo Paylan'ın da katıldığı eylemde, kitle "Biji aşiti", "Faşistlerden hesabı halk soracak", "Direne direne kazanacağız", "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaaat etmiyoruz" sloganları, alkışlar ve zılgıtlarla bekleyişini sürdürüyor. Eyleme Barış Anneleri, KESK Şubeler Platformu, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM), Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF), Özgür Kadın hareketi (TJA) ve TİP de katıldı.

'MİHRAÇ'I İKTİDARIN SAVAŞ POLİTİKALARI ÖLDÜRDÜ' 
Diyarbakır Emek ve Demokrasi Platformu adına Dönem Sözcüsü Süleyman Bozkurt ortak açıklamayı okudu.

Kapitalizmin halkları kutuplaştırarak düşmanlaştırma siyasetine dikkat çeken Bozkurt, ABD ve AB başta olmak üzere kapitalist devletlerin insanlığa yıkım ve yeni acılar yaşatan savaşların sorumlusu olduğunu belirtti. Afganistan'daki gelişmelere değinen Bozkurt, "Bizler de savaş ve çatışmaların uzun yıllardan beri devam ettiği bir coğrafyanın parçasıyız" dedi.

Milliyetçi ırkçı politikalarla Kürt sorununa çatışma ve şiddete dayalı yaklaşımın yanı sıra siyasi iktidarın dış politikası nedeniyle çatışma ve savaş tehdidi altında olunduğunu belirten Bozkurt, "Ülkemizde savaş ve güvenlikçi politikaların uygulanması sonucunda yüzlerce sivil insan yaşamını yitirmiş bu durumlarla ilgili etkin bir soruşturma yürütülmemiş, sorumlular cezalandırılmamıştır" diye konuştu.

Şırnak'ta 7 yaşındaki Mihraç Miroğlu'nun zırhlı araçla katledilmesine değinen Bozkurt, "İktidarın çözümsüzlüğü derinleştiren savaş politikalarının sonucu daha fazla ölüm ve gözyaşı olmuştur" diye kaydetti.

Kadınlar, sömürülenler ve tüm ezilenlerin için insan onuruna yaraşır koşullar sağlanması, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine son verilmesi, kar hırsı uğruna doğa talanının durdurulması, savaşa karşı barış ve dayanışmanın sağlanmasını istediklerini belirten Bozkurt, "Ortak, güçlü, örgütlü ve kararlı bir mücadele vererek yarına özgür, eşit, demokratik bir yaşamı sağlayacağımıza inanıyoruz" dedi.

Barış Annesi Nafiye Yiğit’in konuşma yaptığı eylemde, Kayseri Bünyan T2 Hapishanesi'nde tutsak edilen Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı’nın mektubu okundu.

'NEDEN ONLARI ENGELLEMEDİNİZ'
HDP Grup Başkanvekili, milletvekili Saruhan Oluç da yaptığı konuşmada, 1 Eylül mitinginin yasaklanmasının ardından AZC Plaza önünde yapılacak eyleme katılımı engellemeye yönelik polis ablukasına tepki gösterdi.

İçişleri Bakan Yardımcısı Muhterem İnce ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık'ın HDP'nin işgal altındaki Diyarbakır il binası önünde açıklama yapabildiğini hatırlatan Oluç, kendilerini engelleyen polise "Neden onları da engellemediniz" diye sordu.

'BAŞ EĞMEYİZ'
Oluç, "Onlar atanmıştır, biz halkın seçilmiş vekilleri, halkın sesi, sözüyüz. Asla susmayız ve sizin yasaklarınıza boyun, baş eğmeyiz, bunu da böyle bilin" dedi.

İktidarın barış mitinglerinden korktuğunu belirten Oluç, iktidarın savaş politikalarına dayanarak iktidarını sürdürdüğünü, bekasını sağladığını söyledi. "Irak'ta, Kuzey Doğu Suriye'de, Doğu Akdeniz'de, Libya'da, her yerde barış olsa, oturamazlar o koltuklarında. Onlar, Kürt halkına yönelik savaş politikaları üzerinden ayakta duruyorlar" diye konuştu.

El Kaide, IŞİD, HTŞ gibi yapılarla iktidarın işbirliği içinde olduğunu söyleyen Oluç, "Onlara maddi, manevi, lojistik destek verdiler" diyerek, bu çetelerin gerçekleştirdiği katliamlarda AKP-MHP iktidarının sorumluluğuna işaret etti.

'5 YILDA ONLARCA ÇOCUK ÖLDÜRÜLDÜ'
7 yaşındaki Mihraç Miroğlu'nun zırhlı araçla katledildiğini hatırlatan Oluç, son 5 yılda Kürt coğrafyasında panzer ve zırhlı araçlar arasında katledilen onlarca çocuk olduğunu söyledi, "Neden buna ses çıkarılmıyor? Neden bunu yapanlar cezalandırılmıyor? Neden o panzerlerin, zırhlı araçların kullanıcıları rahatça bu tür cinayetleri işleme cüretini buluyor? Çünkü cezasızlık politikası var. Bunu asla kabul etmiyoruz. Kürt çocuklarına dönük bu düşmanca tutumu asla kabul etmiyoruz. Bu suçları işleyenler, emirleri verenler, göz yumanlar hukuk önünde hesabını verecektir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın" dedi.

'KÜRDE DÜŞMAN HUKUKU UYGULANIYOR'
Katliamlar ve cezasızlık politikasının bugüne ait olmadığını geçmiş dönemde de benzer uygulamalar olduğunu kaydeden Saruhan Oluç, DEP Mardin Milletvekili Mehmet Sincar'ın 28 yıl önce sokak ortasında katledildiğini hatırlattı. Faillerin 28 yıldır korunduğunu söyledi, "Kürde düşman hukuku uygulanıyor" diye konuştu.

'SESİMİZİ KESEMEZSİNİZ'
HDP'nin barış mücadelesinden vazgeçmeyeceğini söyleyen HDP Grup Başkanvekili Oluç'un, "Ben barışı eğer devlet aklı işlemeye başlarsa bir hafta içinde sağlarım diyen İmralı'daki sese kulak verilmeli" sözlerinin ardından polis aracından uyarı anonsu geçildi. Polisin konuşmasını bölmek istemesine tepki gösteren Saruhan Oluç, vekil olduğunu hatırlattı, "Sesimi kesemezsiniz. Gerekirse savcınız hakkımda Meclise fezleke gönderir" dedi.

'YUMRUĞUMUZU SIKIP MÜCADELE ETMESİNİ BİLİRİZ'
Barışı gerçekleştirmek için iktidar ve muhalefetin ortak sorumluluk alması gerektiğini söyleyen Oluç, uzattıkları barış eline karşı savaş siyaseti yürütenlere şöyle seslendi: "Bizim sesimizi, sözümüzü kesmek isteyen, demokratik siyasetten partimizi kapatmak yoluyla tasfiye etmek isteyen, kayyumlar atayan, bizi siyasi rehine olarak cezaevinde tutan bir anlayışa karşı yumruğumuzu sıkıp mücadele etmesini de çok iyi biliriz."