29 Mart 2024 Cuma

DFG: Gazeteciler hakikati gün yüzüne çıkarmak için dimdik ayakta

DFG, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'ne dolayısıyla gazeteciler üzerindeki baskılara dikkati çekerek, "Bedeli ne olursa olsun, hakikati gün yüzüne çıkarmak için mücadele eden gazeteciler dimdik ayakta duruyor" açıklaması yaptı.

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'ne ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, bugün yüzlerce gazetecinin mevcut iktidarın hışmına uğrayarak çalışmak zorunda kaldığı, onlarca gazetecinin hapishanelerde tutsak edilerek sahadan koparıldığı ve mesleklerini icra etmekten yoksun bırakıldığı kaydedildi.

Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Mehmet Aslan'ın gazetecilik faaliyetleri nedeniyle tutuklanmasına değinilen açıklamada, "Aslında bu açıklamamızla Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutlamamız gerekirken, bizler gazeteci arkadaşımızın tutuklanmasını kınamak zorunda kalıyoruz" ifadeleri kullanıldı.

ONLARCA GAZETECİ HAPİSHANEDE
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nde 91 gazetecinin hapishanelerde olduğu belirtilen açıklamada, "İktidarın antidemokratik uygulamalarının bir yansıması olarak gazetecilere yönelik baskı her geçen gün katmerleşerek büyüyor. Ülkede devlet yetkilileri, görevlilerinin faili olduğu hak ihlallerini, iktidara yönelik eleştirel haberleri yaptıkları için gazeteciler gözaltına alınıyor, haklarında davalar açılıyor ve tutuklanıyorlar. 2016 yılında ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) ile birlikte yüzlerce basın kurumu kapatılmıştı. Bugün ise iktidar tarafından alternatif yayın yapan tüm mecraların çalışmaları Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından engellenmeye çalışılıyor. Kanalların ekranları karartılıyor, internet sitelerine ve haberlere erişim engelleri getiriliyor. Bu saldırılarla hem gazetecilerin önüne set çekilmek isteniyor, hem de halkın gerçek bilgilere ulaşması engellenmek isteniyor" denildi.

KİMLİK KARTIYLA GAZETECİ OLUNMAZ
Tüm zorlu şartlara rağmen görevini sürdürme çabası içerisinde olan gazetecilerin "turkuaz basın kartı" olmadığı gerekçesiyle engellendiğine değinilen açıklamada, "Oysaki gazeteci; toplumun haber alma hakkını savunan, bunun için zorlu şartlar altında olsa bile haber yapmayı sürdüren, dünyada olup bitenleri kamuoyuna ulaştıran kimsedir. Bu kimse bir basın yayın organına bağlı biri de olabilir, bağımsız çalışan biri de olabilir. Kamuoyuna bilgi aktarıyorsanız, olup bitenleri haberleştiriyorsanız ve yaptığınız haberleri kitlelere ulaştırıyorsanız siz gazetecisiniz ve gazeteci işini yapmak için kimseden icazet almaz. Gazeteci, herhangi bir yerden aldığı bir kimlik kartıyla gazeteci olmaz. Gazetecinin tanıtım kartı çalışmasını kolaylaştıran bir araçtır sadece. Bu sarı olmuş, mavi olmuş, kırmızı veya turkuaz olmuş fark etmez" diye belirtildi.

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ AYAKLAR ALTINDA
Basın özgürlüğünün ayaklar altına alındığı bu dönemde, bu şartlara rağmen hala gerçekleri yazan basın emekçilerinin olduğuna vurgu yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi: "Tarih boyunca Türkiye'de basın hiç özgür olamadı belki ama bu son süreçte basın özgürlüğü resmen ayaklar altına alındı. Tüm bu yaşananları bir arada değerlendirdiğimiz zaman aslında nasıl korkunç bir tabloyla karşı karşıya olduğumuzu daha net görebilmekteyiz. Ancak bedeli ne olursa olsun hakikati gün yüzüne çıkarmak için mücadele eden gazeteciler bu haksızlıklar karşısında dimdik ayakta duruyor. Zora ve baskılara karşı kalemini kullanan gazeteciler ve tüm bu baskılara rağmen halen gerçekleri yazma cesareti gösteren basın emekçilerinin bulunması umudu büyütüyor. Bizler Dicle Fırat Gazeteciler Derneği olarak, gazetecilerin çalışmasının engellenmesine karşı tüm meslektaşlarımıza birlikte mücadele etme çağrısında bulunuyoruz."