26 Nisan 2024 Cuma

Dev Sağlık-İş: Bir maskeyi defalarca kullanmak zorunda kalıyoruz

Özel Sultangazi Bahat Hastanesi önünde eylem yapan Dev Sağlık-İş Sendikası, "Sağlık çalışanlarının özel hastane patronlarının insafına terk edilmesine izin vermeyeceğiz" dedi.

DİSK'e bağlı Dev Sağlık-İş Sendikası, "Pandemi Sürecinde Özel Sağlık Kuruluşlarında Çalışan Sağlık Çalışanlarının Gerçeği Raporu"nu, Özel Hastane ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı yürüten Reşat Bahat'ın sahibi olduğu Sultangazi Bahat Hastanesi önünde kamuoyu ve sağlık emekçileriyle paylaştı.

Hastane önündeki açıklamaya Dev Sağlık-İş Genel Sekreteri Erdoğan Demir, Genel Merkez Yöneticisi Dr. Mihriban Yıldırım ve sendika üyeleri katıldı.

Eylemde konuşan Demir, Covid-19 salgını döneminde özel hastane patronlarının sağlık emekçilerini düşünmediğini söyledi. Yıllardır sağlık çalışanlarının emekleri üzerinden servetlerine servet, kârlarına kâr katan özel hastane patronlarının bu süreçte yaşadıkları "kriz"in bedelini sağlık emekçilerine ödetmeye çalıştığını ifade eden Erdoğan, "Özel hastane patronları 'devlet üç, beş ay özel hastanelere el koysun, sonra gene bize devretsin.' diyor. Bu sözler esasında 'Bu sürecin mali yükü özel hastane bütçelerinden değil, hepimizin ödediği vergilerden oluşan devlet bütçesinden karşılansın.' anlamına gelmektedir" dedi.

Bazı özel hastaneler ise salgını fırsata dönüştürmeye çalıştığına dikkati çeken Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Covid-19'lu hasta bakmayıp, temiz hastane olduklarını belirten reklamlar yaparak diğer hastanelerin hastalarını 'müşteri' olarak görerek kapmaya çalışmaktadır. 

"Covid-19 sürecinde bütün sağlık emekçileri çok zor koşullar altında çalışmaya devam ediyor.

"Salgınla beraber birçok özel Hastanede hastalar tedirgin oluyor diye maske takılmasına izin vermeyen patronlar ve sağlık çalışanlarını patronların insafına terk eden Sağlık Bakanlığı enfekte olan, hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının sorumlusudur.

"Özel hastanelerde çalışan sağlık çalışanları pandemi sürecinde bir çok sorunla karşı karşıya.

"Koruyucu ekipmanlara ulaşmakta sıkıntı yaşıyorlar, bir maskeyi bile defalarca kullanmak zorunda kalıyor.

"Kısa çalışma ödeneği ile ücretleri nerdeyse yüzde 50 oranında düştü. Tam süreyle hatta daha fazla çalışmasına rağmen SGK primleri yarım yatırılıyor.

"Bir çok sağlık çalışanı ücretsiz izne çıkarıldı. Birçok sağlık çalışanı zorunlu yıllık izine çıkarıldı.

"Güvencesiz bir şekilde özel hastane patronlarının insafına terk edilmiş sağlık çalışanlarını sendikamıza birlikte mücadele etmeye haklarımızı birlikte kazanmaya davet ediyoruz."

Dev Sağlık-İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu tarafından hazırlanan Pandemi Sürecinde Özel Sağlık Kuruluşlarında Çalışan Sağlık Çalışanlarının Gerçeği Raporu'na göre; Türkiye'nin çok sayıda ilinde 267 hastanenin denetlendiği teftişte, özel kurumların yüzde 70'inde ücretin zamanında ve tam ödenmesi yükümlülüğüne aykırılık, yüzde 85'inde fazla çalışma ücretlerinin ödenmediği tespit edildiği, işyerlerinin yüzde 65'inde 'Çalışma Süreleri Yönetmeliği' hükümlerine aykırılık saptandığı belirtildi.

Rapor özetle şöyle:
"İşçilere ödenen ücretlerin yüzde 40'ının asgari ücret seviyesinde olduğu tespit edilmiştir. Çalışanların 'çok tehlikeli işler' sınıfında yer aldığı hastanelerde en temel çalışan sağlığı ve güvenliği önlemlerinin dahi alınmadığı raporayansımıştır. Teftişte incelenen özel sağlık kurumlarında çalışanların yüzde 40'ının kıdeminin 1.5 yıldan az olduğunu saptanmıştır. Bu durum sağlık alanında işçi sirkülasyonun ne denli yüksek olduğunu göstermektedir. Bu da kuşkusuz iş güvencesi olmayan bir çalışma rejiminin hâkim olduğunun kanıtıdır. İncelenen 267 işyerinin sadece 4'ünde toplu iş sözleşmesi yapıldığı görülmüştür. Toplu iş sözleşmesinin bu denli düşük bir düzeyde  saptanması sağlık çalışanlarının tüm bu sorunlara karşı sendikal örgütlenme haklarını neredeyse hiç kullanamadığını ortaya koymaktadır.

"Sağlık Bakanlığı'nın 2019'da açıklanan son verilerine göre Türkiye'de bulunan 1534 hastanenin 577'si (yüzde 37) özel hastanedir. 232 bin hastane yatağının 50 bini (yüzde 21), 38 bin yoğun bakım yatağının 15 bini (yüzde 39) özel hastanelerdedir. Özel hastanelerde her yıl yaklaşık 1,6 milyon ameliyat gerçekleştirilirken, karmaşık cerrahilerin yüzde 52'si özelde yapılmaktadır. Özel sağlık sektörü 2009'dan bu yana her yıl ortalama yüzde 13'lük büyüme hızına sahiptir. 2018 yılı verilerine göre Türkiye'de sağlık hizmet sunumunda 1 milyon 16 bin kişi çalışmakta olup bunun 242 bini (yüzde 23'ü) özel sağlık kurumlarında yer almaktadır.

KADINLARIN SÜMÜRÜLMESİ PANDEMİYLE ARTTI
"Kamuda olduğu gibi özel hastanelerde de cinsiyetçi iş bölümünün bir yansıması olarak kadın emek gücü yoğunlaşmıştır. Özel sektördeki istihdam artışının kamudan fazla olduğu göz önüne alınırsa, bu artış kadın meslek gruplarında yoğunlaşmıştır ve en önemli nedenlerinden biri kadınların ucuz emek gücü olarak görülmesidir. Emek sömürüsünün yanında kadınlar cinsiyetçi şiddete ve tacize maruz kalmaktadırlar. Pandemi gibi olağanüstü süreçlerde kadınların toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedeni ile yaşadığı sorunlar katmerleşmekte, kadına yönelik şiddet, kadın bedeni, emeği ve sağlığı üzerindeki baskı ve şiddet artmaktadır. Sağlık sektöründe en fazla etkilenenler de yine kadınlar olmuştur. Pandemi sonrası süreçte özel hastanelerde yaşanması beklenilen krizde yine en çok kadın sağlık emekçilerinin etkilenmesi şaşırtıcı olmayacaktır.

SAĞLIK EMEKÇİLERİ DÜŞÜK ÜCRETLE ÇALIŞTIRILIYOR
"Özel hastanelerde uzunca bir süredir doktorlara şirket kurdurularak hizmet satın alma şeklinde iş gördürülmekte, doktorlar bu şekilde 4857 sayılı İş Kanununa tabi olmadan çalışmaya zorlanmaktadır. Bu nedenle sabit bir maaş alamayan, ancak baktığı hasta, yaptığı işlem sayısına göre özel hastaneye fatura veya serbest meslek makbuzu keserek 'hak ediş' üzerinden gelir elde eden hekimlerin gelirleri bugünlerde hızla azalmakta, neredeyse ücretsiz olarak çalışmaya zorlanmaktadırlar. Bu şekilde çalıştırılan hekimler hastalanmaları durumunda ise bütün gelirlerini kaybetmektedir.