DEM Parti: Toplumsal barışı inşa etmek için mücadeleye devam edeceğiz

PM sonuç bildirgesini açıklayan DEM Parti, "Tarih göstermiştir ki, barış talebi, mücadeleden vazgeçmek değil, mücadelenin daha güçlü ve yeni araçlarla, daha geniş bir toplumsal dayanışma ve örgütlenmeyle sürdürülmesidir" dedi. Sonuç bildirgesinde; baskıya karşı direnişi, savaşa karşı barışı, sömürüye karşı emeğin gücünü büyütmeye devam edileceği belirtildi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), 12 Şubat tarihinde Ankara'da yaptığı Parti Meclis toplantısı sonuç bildirgesini açıkladı.
24 Ocak tarihinde yaşamını yitiren DEM Parti bileşenlerinden Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi'nin (SYKP) kurucularından ve DEM Parti PM üyesi olan Bereket Kar şahsında, devrimci mücadelede hayatını kaybedenlere ithaf edilen PM toplantısında, Ortadoğu'daki savaşlar, Suriye'deki gelişmeler, Kürt sorununun demokratik çözümü, Türkiye'nin demokratikleşmesi, işçi ve emekçilerin sorunları ve ortak geleceği üzerine kapsamlı değerlendirmelerde bulunulduğu kaydedildi.
'KÜRTLERİN KENDİ KADERİNİ TAYİN HAKKI YOK SAYILIYOR'
"Dünyanın dört bir yanında savaş, yoksulluk ve adaletsizlik giderek derinleşirken, halkların barış içinde yaşama umudu her zamankinden daha büyük bir tehdit altındadır. Ortadoğu, emperyalist çıkarların, otoriter rejimlerin ve mezhepçi çatışmaların pençesinde bir savaş alanına çevrilmiştir" denilen sonuç bildirgesinde, Türkiye, İran, Irak ve Suriye'de Kürt halkının kendi kaderini tayin hakkının yok sayıldığı belirtildi.
Türkiye'nin Rojava'ya yönelik saldırılarının sadece Kürt halkının değil, Arapların, Ermenilerin, Türkmenlerin, Çerkeslerin; Süryanilerin, Alevilerin, Êzidîlerin, Dürzilerin ve tüm bölge halklarının ve inançların iradesine yönelik olduğu vurgulanan açıklamada, siyonist İsrail'in Filistin işgalini derinleştirmesi ve Gazze'nin insansızlaştırılması girişimine de değinildi.
'ÖCALAN'IN ÇÖZÜM PERSPEKTİFİ SAHİPLENİLMELİ'
Halkların ortak mücadelesinin ve dayanışmasının, barış ve özgürlüğün garantisi olduğunun vurgulandığı açıklamada, "Tarih göstermiştir ki, barış talebi, mücadeleden vazgeçmek değil, mücadelenin daha güçlü ve yeni araçlarla, daha geniş bir toplumsal dayanışma ve örgütlenmeyle sürdürülmesidir" denildi.
PKK lideri Abdullah Öcalan'ın geliştirdiği çözüm perspektifinin, Türkiye'nin demokratikleşmesi ve kalıcı barışın sağlanması açısından tarihsel bir fırsat olduğu belirtilen açıklamada, barış ve demokratik çözümün ana konuları olarak, "Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması, özgür çalışma koşullarının sağlanması; Kürt halkının demokratik ve siyasi haklarının anayasal güvence altına alınmasının sağlanması ve Türkiye'de demokratikleşmenin önünü açacak çoğulcu ve katılımcı bir inşa sürecinin başlatılması; Türkiye'de ezilen inanç ve halkların ayrımcılığa uğramadan, anadilinde eğitim ve kültürel haklar başta olmak üzere tüm demokratik haklara sahip olması ve Türkiye'nin Ortadoğu'da savaş yerine diyalog ve barış politikalarını benimsemesi" sıralandı.
'HAKKINI ARAYAN HERKES SALDIRI ALTINDA'
"Türkiye'de hukuksuzluk ve adaletsizlik sadece savaş politikalarıyla sınırlı değildir" denilen açıklamada, işçilerin, emekçilerin, kadınların, seçilmiş belediye başkanlarının da saldırı altında olduğu kaydedildi. Her türlü saldırıya rağmen barış ve adalet mücadelesi verenlerin direnmeye devam ettiğini belirtildiği açıklamada, "İşçiler grevlerde haklarını savunuyor, kadınlar erkek şiddetine karşı sokakları terk etmiyor, halklar iradelerine sahip çıkıyor. Umut, bu ortak direnişin içinde filizleniyor" denildi.
'MÜCADELEYİ BÜYÜTMEYE DEVAM EDECEĞİZ'
Savaş ve sömürüye karşı halkların ortak sesini büyütmenin en güncel görev olduğunun ifade edildiği açıklamada, barışın, sadece bir siyasi karar değil, halkın mücadelesiyle toplumsallaşan bir süreç olduğu kaydedildi. "Barışın gerçek ve kalıcı olması için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirecek, halkların müzakere zeminini genişletecek ve barışı sadece siyasi aktörlerin değil, Türkiye halklarının ortak talebi haline getirmek için çalışacağız" denilen açıklamada, baskıya karşı direnişi, savaşa karşı barışı, sömürüye karşı emeğin gücünü büyütmeye devam edileceği vurgulandı.