12 Mart 2025 Çarşamba

DEM Parti TİP, Saadet ve Gelecek Partisi'yle görüştü

DEM Parti siyasi görüşmeleri kapsamında TİP, Saadet Partisi ve Gelecek Partisi ile görüştü.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan'ın, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın Demokratik Toplum ve Barış Çağrısı'ndan ardından siyasi partilerle başlattığı görüşme trafiği devam ediyor. Eş Genel Başkanları, ikinci tur görüşmeleri kapsamında Türkiye İşçi Partisi (TİP), Saadet Partisi ve Gelecek Partisi ile görüştü.
Eş Genel Başkanlar ve beraberindeki heyet ilk olarak Meclis'te bulunan Halkla İlişkiler Binası'nda TİP temsilcileriyle görüştü . TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Genel Başkan Yardımcısı Doğan Ergün, Parti Sözcüsü Saliha Sera Kadıgil, Parti Meclisi üyesi ve milletvekili Ahmet Şık, heyeti karşıladı. Bir saatten fazla süren görüşme sonrası açıklama yapıldı.

BAŞ: YARGI SİLAHI SUSMALI
TİP Genel Başkanı Erkan Baş, "Barış ülkemizin ihtiyacıdır. Aynı zamanda bölgenin ve dünyanın ihtiyacıdır. Bu kapsamda Suriye'de yaşanan gelişmeleri de dikkatle takip ettiğimizi paylaşmak isterim. Özellikle son zamanlarda Suriyeli Alevi yurttaşları hedef alan saldırılar karşısında kaygılarımızı karşılıklı olarak paylaştık. Sadece ülkemizde değil, bölgemizde, dünyada barışın tesis edilmesi için hep birlikte mücadele etmemiz gerektiğini bir kez daha teyit etmiş olduk. Bir kez daha teşekkür ediyorum, iyi ki geldiniz, iyi ki birlikteydik" ifadelerini kullandı.

HATİMOĞULLARI: ZİYARETLER SÜRECEK
Tülay Hatimoğulları ise, "Çok önemli bir dönemden geçiyoruz" dedi. Ziyaretlerinin mart ayı boyunca devam edeceğini söyleyen Hatimoğulları, sürecin salt bir seçim, kazanma ve kaybetme gibi bir düzeye indirilmemesi gerektiğinin altını çizdi. Sürecin, 52 yıldır devam eden çatışmalı sürecin son bulması ve sorunun siyasi ve hukuki zemine taşınması olarak görülmesi gerektiğini vurgulayan Hatimoğulları, "Sayın Abdullah Öcalan, demokratik siyasetin önünün açılması çağrısında, bu anlamdaki örgütlenmenin de altını çizmiştir. Kendi sözleriyle 'Sosyo-ekonomik ve siyasal yapılanmalar; ancak demokratik toplum ve siyasal alanın mevcudiyetiyle mümkündür' şeklinde ifade etmişti" diye kaydetti. Hatimoğulları, çoklu krizlerinin çözümü ile demokratik mücadele ve örgütlenmenin kapısının aralanması noktasında çağrıyı çok önemli bulduklarını vurguladı.

Hatimoğulları, şunları söyledi: "Ortadoğu'da ve yanı başımızda Suriye'de çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Oradaki gelişmeler göz önünde bulundurursak bile barışa ne kadar acil ihtiyacımız olduğunu görürüz. Suriye'de binlerle ifade edilen çok büyük bir Alevi katliamı gerçekleşti. Alevilerin tarihi boyunca yaşadığı en büyük katliamlardan biriyle karşı karşıyayız. Suriye'deki Alevi canlarımızın yanındayız. Bunlar yaşanırken Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile geçici Şam Hükümeti arasında 8 maddelik bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşma imzalanmadan önce, Kuzey ve Doğu Suriye temsilcileri Alevi toplumuyla, Dürzilerle, Hıristiyanlarla görüşmeler yapıp kendilerini bilgilendirdiğini biliyoruz. Anlaşma bu katliamları da durdurmayı hedeflemektedir. Anlaşma aynı zamana Alevi katliamlarını, Hıristiyanlara ve Dürzilere dönük baskıları, yani Suriye'de yaşayan bütün farklı halkların ve inançların üzerindeki baskıları bitirmeyi de içermektedir. Bu anlamıyla bu anlaşmanın çok olumlu bir anlaşma olduğunu belirtmek isterim. Bu anlaşmadaki en temel hedef özellikle 1'inci ve 3'üncü maddede altı kalın kalın çizilmiş yaklaşımdır. Bu 8 madde Suriye'de bütün farklı halkların ve inançların eşit yurttaşlık hakkı temelinde haklarını kazanmış oldukları bir demokratik Suriye'nin inşasına giden yolu aralamıştır. Sayın Öcalan'ın yaptığı çağrının her kesime nasıl hitap ettiğini ve Suriye'deki yansımalarını da burada görmekteyiz."

Mevcut sürecin zeminin güçlendirilmesinde devletin ve iktidarın sorumluluğunun büyük olduğuna dikkat çeken Hatimoğulları, "Şimdi görev devlette ve iktidardır. Devletin ve iktidarın bu konuda vereceği emek oldukça önemlidir. Bütün dünya ve kamuoyu şu an bunları beklemektedir. Sayın Erdoğan'ın Suriye'deki anlaşma ile ilgili yaptığı açıklamayı hep beraber izledik.

SAADET PARTİSİ ZİYARETİ
Hatimoğulları ve Bakırhan daha sonra Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan ile bir araya geldi. DEM Parti heyeti, Arıkan'ın yanı sıra Siyasi İşler Başkanı Mesut Doğan, Dış İlişkiler Başkanı Mustafa Kaya, Kadın Kolları Başkanı Nurgül Beytiye Ekinci ve Meclis Grup Başkanvekili Bülent Kaya tarafından kapıda karşılandı. Karşılama sonrasında basına verilen fotoğraf ve görüntünün ardından görüşmenin yapılacağı toplantı salonuna geçildi. Görüşme sonrası ortak basın toplantısı düzenlendi.

BAKIRHAN: BİR YOL HARİTASI LAZIM
İlk söz alan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, görüşmenin olumlu geçtiğini ve görüşmede birçok noktada aynı sonuçlara vardıklarını söyledi. Bakırhan sözlerini şöyle sürdürdü: "Suriye Geçici Yönetimi ile Kuzey ve Doğu Suriye yönetimi arasındaki mutabakat metnini konuştuk. Türkiye'nin diğer meselelerini konuştuk. Çağrı metni önemliydi ve bunu birçok siyasi parti görüşmesinde de dile getirdik. Çağrı metni, biraz Meclis zeminini işaret ediyordu. Meclis zeminine düşen görev ve sorumlulukları hatırlatıyordu. Biz de artık bu saatten sonra Meclis'in harekete geçmesi gerektiğini, Meclis'teki siyasi partilerin de hazır bir çözüm ve barış olsun meselesindeki hemfikir olmalarından kaynaklı artık Meclis'in de yasal düzenlemeler için önüne bir yol haritası, bir plan ve program koymasını gerektiğini belirtmek istiyoruz" dedi.

Türkiye ve Ortadoğu'da yaşanan gelişmelere dikkat çeken Bakırhan, "Türkiye neyi bekliyor" diye sordu. Öcalan'ın Suriye'deki mutabakatın da önünü açtığını dile getiren Bakırhan, "Bizim de yakinen izlediğimiz önemsediğimiz o süreç doğru yönetilirse, demokratik bir Suriye zemini oluşabileceğini söylediğimiz bu sürecin de aynı zamanda anahtarı oldu. Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanı da bu konuda çok önemli şeyler söyledi. Kazanan Suriye halkı olacak dedi. Buna katılıyoruz ve önemsiyoruz. Kazanan sadece Suriye'deki halklar olmayacak aynı zamanda Türkiye olacak, Türkiye'de yürüyen bu süreç olacak. Ortadoğu kazanacak. Demokrasi tartışılacak müzakere ile yol alınacak" ifadelerinin kullandı.

Bakırhan, şu çağrıyla devam etti: "Şimdi artık Kuzey Doğu Suriye yönetimi ile sizin de temasa geçme zamanınız geldi.  Direkt Kuzey Doğu Suriye yönetimi ile görüşüp konuşabilirsiniz. Ne istediklerini anlayabilirsiniz. Bu aynı zamanda Türkiye'nin bölgede izlediği politikalara katkı sunar. Artık bir diyalog sürecine girdiğimiz için de. Evet, nasıl Suriye'de diyalog bir mutabakatla sonuçlandıysa; Türkiye'deki bu çözüm tartışmalarının da bir mutabakatla demokratik yasal adımların atılmasına vesile olmasını umuyoruz. Ramazan ayı vesilesiyle de umarım hayırlı olur bu süreç."

ARIKAN: SORU İŞARETLERİ GİDERİLDİ
Bakırhan'dan sonra söz alan Arıkan da şöyle konuştu: "Olağanüstü dönemler yaşıyoruz. Gerek ülkemizde gerek yakın coğrafyamızdaki yaşanan hadiselere baktığımızda; siyasi partilerin bir araya gelmelerinin, müzakere etmelerinin ne kadar kıymetli olduğunu bugün bir kez daha gördük. Hem bundan önceki gelişmelerle alakalı hem de bundan sonra yaşanacaklarla alakalı karşılıklı fikirlerde bulunduk. Eminim ki bizim DEM Parti'nin bundan sonraki yürüyüşü ile alakalı ve bizim olaylara bakış açımızla alakalı kafalardaki sorun işaretlerinin giderildiği bir toplantı icra edildi. Kürt meselesiyle alakalı Saadet Partisi'nin 56 yıllık bir geçmişi var. 56 yıl boyunca bu konun hakkında Saadet Partisi milli görüş hareketi nerede durduysa bugün de ayını yerde durduğumuzu tekrar ifade etmek isterdi. Tabi 3 gün sonra Suriye'deki iç savaşın 14. yılına giriyoruz. Acı hadiselerin yaşandığını birkaç gün önce yaşanan katliam karşısında üzüntümüzü de tekraren ifade ediyorum. Silahların susması, Suriye toprak bütünlüğünün muhafaza edilmesi, içerideki halkların müzakere kanalıyla bir araya gelmeleri de kıymetlidir."

İktidarın, Türkiye'de demokratikleşme için gereken adımı atmasından kaygılandıklarını söyleyen Arıkan, kayyum darbesine işaret etti. Arıkan, "Eğer bir belediye başkanının geri dönme imkanı kalmadıysa o belediyeye kayyım atamak yerine orada bir seçim yapılması seçimlerin tekrarlanması daha demokratik bir durumdur. İktidarın bu süreçle ilgili samimiyetini ortaya koyabilmesi için nefret dilinden de çıkması gerekiyor. İktidar partisine yakışan, Sayın Cumhurbaşkanının yapması gereken kucaklayıcı bir dili önemsemesi, ön plana çıkarmasını da önemli buluyoruz" dedi.

BUGÜNÜN SON GÖRÜŞMESİ GELECEK PARTİSİ'NDE OLDU
DEM Parti Eş Genel Başkanları Hatimoğulları ve Bakırhan ile beraberindeki heyetin bugünkü son görüşmesi Gelecek Partisi oldu. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile partinin Aile ve Sosyal Politikalar Başkanı Aynur Algül, Siyasi İşler ve İçişleri Genel Başkanı Yardımcısı İzzetin Küçük, İzmir ve Bursa milletvekilleri Mustafa Bilici ve Kani Torun, Diyarbakır İl Başkanı Aydın Altaç, DEM Parti heyetini dış kapıda karşıladı. Selamlaşmanın ardından basına fotoğraf ve görüntü verildi. Ardından toplantı basına kapalı bir şekilde gerçekleşti.

HATİMOĞULLARI: ÇAĞRI GENİŞ KESİMLERCE SAHİPLENİLDİ
Görüşme sonrası ortak basın toplantısı düzenlendi. İlk söz alan Hatimoğulları, görüşmenin olumlu geçtiğini del getirdi. 27 Şubat çağrısının çok geniş kesimlerce bugüne dek sahiplenilmesinin, herkesin barış konusunda sözünü en güçlü şekilde söylemesinin, Türkiye açısından ve diyalog sürecinin barışla taçlanması açısından önemli olduğunu söyleyen Hatimoğulları, "Bugün Sayın Öcalan'ın yapmış olduğu bu çağrıya Türkiye'de muhalefet dahil olmak üzere hem siyasi hem toplumsal dinamiklerin olumlu görüş belirtmesi, desteklemesi, barışın Türkiye topraklarında bir an önce tesis edilmesi için verdikleri mesaj çok anlamlı. Aynı şekilde dış dünya bakımından da birçok ülkenin bu konuda yapmış oldukları destek açıklamaları, birçok insan hakları kuruluşlarının yapmış olduğu destek açıklamaları çok önemli” dedi.

Kuzey ve Doğu Özerk Yönetimi ile geçici Şam Yönetimi arasında imzalanan 8 maddelik anlaşmaya işaret eden Hatimoğulları, "Bu anlaşmanın oradaki çatışmaları, Alevi ve Hıristiyan toplumuna dönük baskı ve katliamların bitmesine vesile olacağını ümit ediyoruz. Yapılan anlaşma ve çağrı birbirini tamamlayan ve bölgemize barışı ve huzuru ve aynı zamanda çok ihtiyaç duyduğumuz istikrarı beraberinde getireceğine dair yürekten bir inanca sahibiz. Bunun hayat bulması çok önemli olacaktı. Bu sürecin barışla ve demokratikleşme ile taçlanması için emek veren her kesime sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum bu hepimizin mücadelesi. Türkiye'nin barışa kavuşması akan gözyaşının ve kanın dinmesi bölgemizin barışa ve huzura kavuşması hepimizin bütün Türkiye halkları ve Ortadoğu halkları olarak fazlasıyla hak ediyoruz” dedi.

Hatimoğulları'nın ardından konuşan Davutoğlu ise "Biz Türk, Kürt, Sünni, alevi bütün bu gerilim hatlarının laik muhafazakar gerilim hatlarının barışçıl yollarla, konuşarak anlaşarak yüz yüze bakarak çözülebileceğine kesinlikle inanıyorum. Aşamayacağımız bir mesele, çözemeyeceğimiz bir konu yoktur. Belki de bu sürecin en önemli sonuçlarından birisi daha önce bir araya gelmesinin mümkün bile görülmeyen partilerin DEM ile Milliyetçi Hareket Partisi arasında, sayın Bahçeli ile DEM yöneticileri arasındaki telefon trafiğinin kendisi bile kıymetlidir” dedi.