28 Mart 2024 Perşembe

'DEDAŞ devlet şemsiyesi altında bizi boğazlıyor'

DEDAŞ'ın kesintilerinden kaynaklı günlerdir elektriksiz ve susuz olan Mardinli yurttaşlar, kendilerine yaşatılanların "zulüm" olduğunu vurgulayarak, "DEDAŞ devletin şemsiyesi altında bizi boğazlıyor" tepkisinde bulundu. 

Mardin’in Kızıltepe ve Derik ilçelerine bağlı 40’ı aşkın kırsal mahallede, binlerce yurttaş 14 Mayıs'tan bu yana elektriksiz ve susuz yaşamlarını sürdürüyor. Söz konusu durumun nedeni ise, Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. (DEDAŞ) tarafından "çiftçilerin su kuyularının elektrik borçları" iddiasıyla yapılan elektrik kesintileri. Kesintilerden kaynaklı mahalle sakinlerinin su ihtiyaçlarını karşıladıkları su pompaları da çalışmaz hale geldi. Koronavirüs (Kovid-19) salgının olduğu bir süreçte yaşanan kesintiye tepkili olan yurttaşlar, çeşitli hastalıklarla karşı karşıya olduklarını belirtti. 

HASTALAR ÖLÜME TERK EDİLİYOR
Mezopotamya Ajansı’ndan Ömer Akın’ın haberine göre Kızıltepe'ye bağlı 130 haneli Alanlı (Enterî) kırsal mahallesi sakinlerinden Nurettin Kılıç (58), borçları olmamasına rağmen elektriksiz bırakıldıkları dile getirdi. Mahallelerinin 800 nüfuslu olduğunu aktaran Kılıç, kendilerine borçlulara baskı yapmaları için elektrik kesintisi yapıldığının söylendiğini kaydetti. Yurttaşların karşı karşıya getirilmek istendiğine dikkati çeken Kılıç, "Trajikomik bir durum yaşıyoruz. Elektrik olmadığı için kuyulardan suyumuzu da çekemiyoruz. Bütün mahalleli ve hayvanlarımız susuz bekliyor" dedi. 

Kesintilerden kaynaklı hastaların zor durumda olduğunu vurgulayan Kılıç, "Köyümüzde kronik hastalar var. Cihazlara bağlı hastalar var. Elektrik olmadığı için bu makineler çalışmıyor. Buzdolapları da çalışmadığı için ilaçlar bozuluyor. İnsanlarımızın hayatı tehlikeye giriyor" diye konuştu. Kesintilerin "hukuksuzluk" olduğunu belirten Kılıç, DEDAŞ’ın devletten güç alarak kesinti yaptığını ekledi. 

ÇİFTÇİLER GÜNÜNDE KESİNTİ
Aynı mahallede yaşayan Zeki Akın (60) ise, daha önce göletlerden su tedarik ettiklerini, ancak sonrasında elektriğe bağlı olan kuyulardan ihtiyaçlarını karşılamaya başladıklarını anlattı. DEDAŞ'ın istediği vakit kendilerini hem susuz hem de elektriksiz bıraktığına dikkati çeken Akın, 14 Mayıs Çiftçiler Günü'ne işaret ederek, "Güzel bir haber beklerken gece saatlerinde elektriğimiz kesildi. Evde yediğimiz yemeklerimiz bile dolaplarımızda bozuldu. Derik Belediyesi bir tanker su getiriyor. Bu tanker, iki su bidonu doldurmadan bitiyor. Gelen suyu kendimiz mi içelim ya da hayvanlarımıza mı verelim? Bilmiyoruz. Perişan olmuşuz" sözleriyle yaşadıkları zorluklara değindi. 

'HAYVANLARLA AYNI YERDEN SU İÇİYORUZ'
Tarlalardaki kuyular ve hanelerde kullanılan elektriğin aynı hattan olduğunu dile getiren Akın, "Madem borcu olan var tespit edilsin ve onların elektriği kesilsin. Sadece kuyuların borcu varsa kuyuların kesilsin. Hanelerin elektriği neden kesiliyor? On binlerce insan mağdur durumda. Abdest alacak suyumuz yok. Suyumuzu yağmur suyundan biriken göletlerden temin etmeye çalışıyoruz. Bu gölette hayvanlarımız da su içiyor. Günde iki yüz hayvan buradan su içiyor. Kısa bir süre sonra bu da bitecek. Suyu kaynatarak temizlemeye çalışıyoruz. İnanmayanlar gelip görebilirler. Bizleri bu suya muhtaç ettiler. Hayvanlarımız ile aynı yerden su içiyoruz. Kendimizi salgından mı koruyalım ya da buradan doğabilecek hastalıklardan mı" diye sordu. 

EKİNLER KURUMAYA BAŞLADI
Derik'in 300 haneli Arıklı (Mustafamilik) Mahallesi'nde oturan Hıdır Akın (37), ekinleri suladıkları vakit kesintilerin yaşandığına değindi. Tarlaları sulayamadıklarını belirten Akın, "Bunun için de ekinler kurumaya başladı. Ekimlerimizin kaderi artık yağmura kalmış. Bu ekinden ürün alamazsak seneye nasıl ekim yapacağız" şeklinde endişesini dile getirdi. 2013 yılından bu yana kesintilerle karşı karşıya kaldıklarını anımsatan Akın, "Her yıl ekin yapmamız yönünde açıklamalar yapıyorlar ama hasat zamanı gelince elektriğimizi kesiyorlar. Bizler nasıl çiftçilik yapalım? Avrupa’daki devletler çiftçileri desteklerken bizim devlet önümüzü kesiyor. Eğer çiftçi ekim yapabilirse ülke ekonomisine faydası olacak. Kendi paramızla ekin yapamıyoruz. Bu şirket devletin şemsiyesi altında halkı boğazlıyor. Bu sene yapılan elektrik kesimi yüzünden tarladan alacağımız verim en az yüzde 30 azaldı" şeklinde konuştu.  
 
Aynı mahalle sakinlerinden Mahmut Demir (55) de, bir haftadan beri elektriksiz ve susuz olduklarına işaret ederek, Ramazan ayında böylesi bir kesintinin "zulüm" olduğunu vurguladı. Demir, "Bu salgından dolayı zaten halkımız perişan, bir de elektriğimiz ve suyumuz kesildi. Hayvanlarımız susuzluktan helak oldu. İnsanlarımız birkaç kilometre uzaklıktaki çaydan suyu, küpler ile çekmek zorunda" dedi.

TURAN: DEDAŞ KORSANVARİ UYGULAMAYA SON VERMELİ
Halkların Demokratik Partisi Tarım Komisyonu Sözcüsü Rıdvan Turan, "DEDAŞ fırsatçılık ve tefecilik yapıyor; bölge insanını toplu olarak cezalandırıyor" diyerek yapılanlara tepki gösterdi.

"Danıştay 10’uncu Dairesi’nin oy çokluğuyla aldığı 'çiftçinin desteklemelerine el konulmayacağına' dair karara rağmen çiftçilerin tarımsal desteklemesine bloke uygulamaktadır" diyen Turan, "Başta Şanlıurfa, Mardin olmak üzere birçok ilde yaklaşık binlerce çiftçinin en büyük sorunu haline gelen elektrik kesintilerinin ardından DEDAŞ ve DSİ’nin desteklemelerine el koyması fırsatçılıktan, tefecilikten başka bir şey değildir. Son olarak Mardin’in Kızıltepe ve Derik ilçelerinde çiftçilerin elektrik borçlarını gerekçe yapan DEDAŞ, birçok yerde elektrik kesemeye başlamıştır" ifadelerini kullandı.

Turan, "DEDAŞ Bu hukuksuz ve korsanvari uygulamaları bir kenara bırakıp tarımsal üretim alanları ve yaşam alanlarındaki elektrik kesintilerine derhal son vermelidir" dedi.