25 Nisan 2024 Perşembe

'Dargeçit JİTEM davasında hukuk işletilsin, adalet sağlansın'

Dargeçit'de 3'ü çocuk 8 kişinin katledilmesinin üzerinden 25 yıl geçti. 25 yıldır dosyadaki delillere rağmen sorumlular yargılanmadı. Cumartesi Anneleri ve Dargeçit kayıplarının yakınları, 2 Kasım'da görülecek duruşmada için mahkeme heyetine çağrı yaptı: "Hukuk işletilsin, adalet sağlansın."

Cumartesi Anneleri, 814. haftalarında gözaltında kaybedilişlerinin 25. yılına "Dargeçit'li kayıplarımızı unutmadık" dedi. 

KADRİ DOĞAN: ADALET İSTİYORUZ
Dargeçit kayıplarından 13 yaşındaki Seyhan Doğan'ın ağabeyi Kadri Doğan, gece evlerini basan korucu ve askerler tarafından kardeşinin gözaltına alınarak kaybedildiğini hatırlattı. 

Annesi Asiye Doğan'ın 20 yıl boyunca kardeşinin bulmak için mücadele ettiğini, gözaltına alındığını hatırlatan Kadri Doğan, bugünün aynı zamanda annesinin ölüm yıldönümü olduğunu anımsattı. Annesinden sonra babasının 10 yıl boyunca mücadele ettiğini söyleyen Doğan, Adıyaman'da davanın devam ettiğini ve pazartesi günü duruşma görüleceğini kaydetti. Doğan, adalet istediklerini belirtti. 

MEHMET COŞKUN: DAVAMIZDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ
Abdurrahman Coşkun'un ağabeyi Mehmet Coşkun, "Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki; ne bir hukuk, ne bir adalet, ne bir mahkeme yok. 25 yıldır mücadele ettik. Doğru, kemiklerimizi bulduk, gerçek katilleri de bulduk ama bu katilleri cezalandıracak, tutuklayacak ne bir mahkeme, ne bir adalet, ne de bir mahkeme bulamadık. Ama biz davamızdan vazgeçmeyeceğiz" şeklinde konuştu. 

Mahkemenin kendilerinden delil istediğini belirten Coşkun, dosyada o gün askeri aracı kullanan şoförün tanıklıklarının olduğunu söyledi, "Daha ne delil istiyorsunuz ki, bu katilleri cezalandırmak için?" diye sordu.

ALTUNKAYNAK: ÇOCUKLARIMIZIN KATİLLERİNİN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ
Davut Altunkaynağın babası Abdülaziz Altunkaynak da, 2 Kasım'da duruşmanın görüleceğini hatırlattı, "Orada olacağız, adalet yerini bulana kadar da mücadelemize devam edeceğiz. Çocuklarımızın katillerinin peşini bırakmayacağız. 

'GERÇEKLER ORTADA SADECE CESARETLİ BİR YARGIÇ TUTUMUNA İHTİYAÇ VAR'
Avukat Erdal Kuzu, dosyaya ilişkin bilgi verdi. Dosyanın "güvenlik" nedeniyle Adıyaman'a nakledildiğini hatırlatan Kuzu, 5 yıldan fazladır süren davaya bakan heyetlerin defalarca değiştiğini, bu nedenle de yargılamanın uzun sürdüğünü söyledi.

Dargeçit-JİTEM davası dosyasında gözaltına alınarak katledilen 7 kişinin, nasıl katledildiğinin tüm gerçekliği ile ortada olduğunu belirten Kuzu, gözaltına alınan ve sağ kurtulan 8 kişinin de şimdiye kadar katıldıkları mahkemelerde tüm gerçeği anlattıklarını belirtti.

Avukat Kuzu, "Bu dosyada tüm gerçekler ortada sadece bu gerçekleri tespit edecek cesaretli bir yargıç tutumuna ihtiyaç var. Bugüne kadar gelinen nokta, toplanan deliller, ortaya çıkan kanıtlar mahkemenin bu gerçeği tespit etmekten kaçınamayacağını ortaya koyuyor. Bu dava 90'lı yıllarda devletin talimatıyla gerçekleştirilen cinayetlerin bütün özetlerini içinde barındırıyor. 2 Kasım'da görülecek duruşmada mahkemenin bir cesaret göstermesini bekliyoruz" dedi.

'İNSANLIĞA KARŞI SUÇ İŞLEYENLER, AZMETTİRENLER CEZALANDIRILSIN'
Haftanın açıklamasını Saliha Şanlı okudu. Şanlı, "Geçmişi ve bugünü ağır hak ihlalleriyle dolu bu topraklarda hakikatlerle yüzleşmiş, "bir daha asla"  kararlılığıyla  geçmişle hesaplaşmış bir Türkiye talep ediyor ve bunun için mücadele ediyoruz. Ancak bu yönde siyasi ve adli bir irade gösterilmediği için tüm imkanları kullandığımız halde hakikate ve adalete ulaşmamız mümkün olmuyor. Adalete ulaşmak için başvurduğumuz yargı makamları hukukun tarafsız, doğru, adil ve etkin bir şekilde uygulanmasını sağlama görevini yerine getirmiyor" dedi. 

25 yılında Dargeçit kayıplarını unutmadıklarını belirten Şanlı, 3'ü çocuk, bir uzman çavuş olmak üzere 8 kişinin Dargeçit Jandarma Taburu'nda gözaltında kaybedildiklerini hatırlattı, "bu insanlığa karşı suçu azmettirenlerin, işleyenlerin  hakkaniyete uygun bir biçimde cezalandırılmalarını istiyoruz" diye belirtti.

Mahkeme heyetine,  görevlerini "önyargıdan uzak, tarafsız ve bağımsızlıklarını gölgeleyecek etkilerden arınmış olarak icra etme" çağrısı yapan Şanlı, Dargeçit ve tüm kayıplar için adalet istemekten ve 115 haftadır kayıp yakınlarına kapatılan, kayıplarla buluşma mekanı olan Galatasaray'dan vazgeçmeyeceklerini vurguladı.

NE OLMUŞTU?
29 Ekim-8 Kasım 1995 tarihleri arasında ağır silahlı askerler ve korucular tarafından Mardin/Dargeçit'te ev baskınları yapıldı. Bu baskınlarda dört çocuk, iki lise öğrencisi ve iki kadının da aralarında olduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar Dargeçit Jandarma Taburuna götürüldü.

Gözaltındakilerden 12 yaşındaki Davut Altunkaynak, 13 yaşındaki Seyhan Doğan, 16 yaşındaki Nedim Akyön, 19 yaşındaki Mehmet Emin Aslan, 20 yaşındaki Abdurrahman Olcay, 21 yaşındaki Abdurrahman Coşkun, 57 yaşındaki Süleyman Seyhan'ı soran ailelerine "Sorgu sonrası serbest bırakıldılar, dağa gitmişler" cevabı verildi. Ailelerinin tüm başvurularına rağmen onlardan bir daha haber alınamadı.

Kayıplarını aramaktan vazgeçmeyen aileler tehdit edildi, gözaltına alındı ve işkence gördü. Yaptıkları suç duyuruları etkin bir biçimde soruşturulmadan takipsizlikle sonuçlandı. İlgili mercilere yapılan tüm başvuruları sonuçsuz kaldı.

Olaydan 4 ay sonra 6 Mart 1996 tarihinde, Süleyman Seyhan'ın kafası olmayan yakılmış bedeni bir kuyuda bulundu. Süleyman Seyhan'ın ailesine bilgi veren uzman çavuş Bilal Batırır da Dargeçit Jandarma Taburunda kaybedildi.

Ailelerin ve İnsan Hakları Derneği'nin 29 Mayıs 2009 tarihli başvurusu ve İHD Mardin Şubesi'nin çabası sonucunda Dargeçit Cumhuriyet Başsavcılığı dosyayı yeniden açtı ve soruşturma başlattı. Savcılığın yürüttüğü soruşturma kapsamında Dargeçit kayıplarının gözaltında öldürülerek kuyulara gömüldüğü gerçeği ortaya çıktı. 2012-2013 ve 2015 tarihleri arasında tanık beyanlarına dayanarak yapılan kazılar sonucunda, gözaltına alınan kişilerin ağır işkence izleri taşıyan kemiklerine ulaşıldı. Savcılığın hazırladığı iddianame mahkeme tarafından kabul edildi. 2015 yılında Mardin Jandarma Komutanı Hurşit İmren ile Dargeçit Jandarma Komutanı Mehmet Tire'nin de içinde olduğu 18 kişi hakkında, "birden fazla kişiyi taammüden öldürme" suçlamasıyla dava açıldı.

Yedi Dargeçitli'nin ve uzman çavuş Bilal Batırır'ın nasıl ve kimler tarafından kaybedildikleri tüm detaylarıyla savcılık iddianamesine ve mahkeme kayıtlarına geçti. Dava dosyasında sanıkların sorumluluğuna işaret eden birbiriyle tutarlı çok sayıda tanık beyanı ve bu beyanları destekleyen deliller yer aldı.