25 Nisan 2025 Cuma

DAD: Suriye'deki Alevi katliamlarını durdurmak için adım atılmalıdır

Lazkiye, Humus ve Tarsus bölgelerinde cihatçı faşist HTŞ çetelerinin Alevilere yönelik katliamına ilişkin açıklama yapan Demokratik Alevi Dernekleri (DAD), " Başta Türkiye olmak üzere, Birleşmiş Milletler (BM) ve tüm küresel-bölgesel güçler bir an önce HTŞ üzerinde ki etkilerini kullanmalı ve halkların ve inançların yaşamlarını güvenceye alacak şekilde katliamları durdurmak adına adım atmalıdır" dedi. 

Suriye'de Şam yönetiminin cihatçı faşist HTŞ çetesine devredilmesinin ardından Alevilere yönelik katliamlar sürüyor. Geçici hükümet, ülkenin kıyı kentlerinde gerçekleşen katliama ilişkin Demokratik Alevi Dernekleri (DAD), açıklama yaptı. 

'TARİHSEL ALEVİ DÜŞMANLIKLARI İLE KATLİAMLAR YAPMAKTA'
Cihatçı faşist HTŞ çetelerinin iktidara geldiği günden bu yana Alevileri hedef aldığı, Alevi yerleşim yerlerinde infaz, tecavüz ve gaspların gerçekleştiği kaydedilen açıklamada, "Son birkaç gündür katliam furyası ciddi boyutlara ulaştı. Lazkiye, Humus ve Tartus bölgelerinden gelen görüntüler kan donduran cinsten. HTŞ şemsiyesi altında toplanan cihadist örgütler, Esad diktatörlüğüne karşı biriktirdikleri öfke ve kini, tarihsel Alevi düşmanlıkları ile birleştirmekte ve toplu Alevi katliamları yapmaktadır" denildi. 

'KATLİAMLARI DURDURMAK ADINA ADIM ATILMALIDIR'
Esad'ın ve temsil ettiği rejimin, milliyetçilik esaslı bir iktidar ideolojisi ile şekillenmiş BAAS Partisinin kurduğu rejim olduğunun altı çizilen açıklamada, şunlara yer verildi: "Ne herhangi bir diktatörlük, ne de herhangi bir milliyetçilik Alevilikle yan yana getirilemez! Dolayısıyla katliamlara gerekçe yaratmak isteyen tekfirci, selefi aklın bu çabaları beyhudedir. Bu akıl tarih huzurunda Alevilere karşı sürekli suç mahallindedir! Suriye halklarının ağır bedeller ödeyerek uzun süredir yaşadığı savaş sürecinin, milliyetçilik ve dincilik politikaları ile son bulmayacağı her defasında acı bir şekilde deneyimleniyor. Suriye'nin özgür ve demokratik geleceği ancak Alevilerin, Kürtlerin, Dürzilerin, Arapların, Hristiyan halkların ve diğer ötekileştirilenlerin ortak yaşam paydalarını büyüterek yaşam bulabilir. Suriye'nin özgür ve demokratik geleceği için Türkiye demokratik kamuoyunun, Alevi toplumunun ve dünya insanlığının yapabileceği çok şey var. 'Birbirimizin Xızırı olma' ilkesinin ertelenmeyecek derecede ihtiyaç olduğu bir süreçteyiz. Yönümüz Suriye'de ki canlarımızla dayanışmaya dönük olmalı, herkes bulunduğu yerden ses çıkarmalı ve katliamlara seyirci kalınmamalıdır. Başta Türkiye olmak üzere, Birleşmiş Milletler (BM) ve tüm küresel-bölgesel güçler bir an önce HTŞ üzerinde ki etkilerini kullanmalı ve halkların ve inançların yaşamlarını güvenceye alacak şekilde katliamları durdurmak adına adım atmalıdır! Bu kaçınılmaz insani ve vicdani görevdir! Zaman sahipsiz, mekan rızasız, mazlum çaresiz değildir."