8 Kasım 2025 Cumartesi

Cumartesi Anneleri, Yurtseven, Özeken ve Sarıtaş için adalet istedi

Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydanı'ndaki 1076. hafta buluşmasında 30 yıl önce Hakkari'de gözaltında katledilen Abdülkerim Yurtseven, Mikdat Özeken ve Münür Sarıtaş için adalet istedi.

Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının bulunması ve faillerin yargılanması talebiyle 1076. kez Galatasaray Meydanında yan yana geldi. Eylemde, gözaltında kaybedilenlerin fotoğrafları ve karanfiller taşındı.

Cumartesi Anneleri adına basın metnini okuyan Setenay Yarıcı, gerçek bir toplumsal barış için adaletin önemine dikkat çekti ve "Hakikat ve adalet talebimiz, yalnızca kendimiz için değil, bu topraklarda yaşayan herkesin adil, demokratik ve güvenli bir geleceğe kavuşması içindir" dedi. Yarıcı, 30 yıl önce Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde gözaltına alınıp kaybedilen Abdülkerim Yurtseven, Mikdat Özeken ve Münür Sarıtaş'ın hikayesini kamuoyuyla paylaştı.

27 Ekim 1995'te Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul komutasındaki Yüksekova Komando Taburu'na bağlı askerlerin Yüksekova'nın Ağaçlı köyüne baskın düzenlediğini belirten Yarıcı, şöyle devam etti: "Köylüler dipçiklenerek ve yaşlılar yerlerde sürüklenerek köy meydanında toplandı. 73 yaşındaki yürüme güçlüğü çeken Abdülkerim Yurtseven, 18 yaşındaki Mikdat Özeken ve 13 yaşındaki Münür Sarıtaş gözaltına alınarak askeri araçla Yüksekova İlçe Jandarma Taburu'na götürüldü. Aileler, onları sormak için tabura gittiğinde Binbaşı Yurdakul, '24 saat gözaltında tutulacaklar' dedi. Ancak ertesi gün aynı aileler tekrar gittiklerinde, 'Kimseyi gözaltına almadık, bir daha buraya gelmeyin' yanıtını aldılar. Başvurular sonuçsuz kaldı ve üç köylüden bir daha haber alınamadı."

'DELİL YETERSİZLİĞİ DENEREK DOSYA KAPATILDI'
Abdülkerim Yurtseven'in gözaltında işkenceyle katledildiğini belirten Yarıcı, "Binbaşı Yurdakul, diğer iki köylünün tanıklık etmesini engellemek için öldürülmeleri talimatı verdi. Mikdat Özeken ve Münür Sarıtaş tabura ait eğitim sahasında kurşunlanarak öldürüldü, ardından üzerlerine benzin dökülerek yakıldı. Tüm bu tanıklıklara rağmen dava 'delil yetersizliği' gerekçesiyle beraatle sonuçlandı" ifadelerini kullandı.

Yetkililere seslenen Yarıcı, "Etkin soruşturma yürütme taahhüdünüzü yerine getirin. Üç köylünün gözaltında işkenceyle öldürülmesi ve bedenlerinin kaybedilmesiyle ilgili gerçek bir yargılama süreci başlatın" dedi.

SARITAŞ: OĞLUMU ÖLDÜREN DEVLETTİR
Gözaltında katledilen Münür Sarıtaş'ın babası Şükrü Sarıtaş'ın eyleme gönderdiği mektupta, "13 yaşındaki oğlum Münir'i gözaltına alan, öldüren ve bedenini kaybedenler resmi devlet görevlileridir. Başka anne babalar bizim yaşadıklarımızı yaşamasın diye bize yaşatılanlar 'devlet terörü' olarak tanınmalı, failler yargılanmalıdır" ifadeleri yer aldı.

Eylem, kayıp yakınlarının meydana karanfil bırakmasıyla sona erdi.