27 Nisan 2024 Cumartesi

Cumartesi Anneleri: Ellerinize ve yüzünüze bulaşan kanı silmenize izin vermeyeceğiz

Agit Akipa ve İbrahim Yıldırım davasında 28 yıldır adalet sağlanmadı. Diğer kayıp davalarında olduğu gibi. Dün görülen JİTEM davasında ise delil ve itiraflara rağmen Ağar ve Çiller'in de aralarında olduğu devlet yetkilileri ödüllendirildi. Cumartesi Anneleri, iktidarların birbirine devrederek sürdürdüğü adaletsizlik politikasına dikkat çekti, "Ellerinize ve yüzünüze bulaşan kanı silmenize ömür boyu izin veremeyeceğiz. Mutlaka yargılanacaksınız" dedi.

Cumartesi Anneleri, 768. haftalarında 28 yıllık adaletsizliğe dikkat çekti, Agit Akipa ve İbrahim Yıldırım dosyasında süren adaletsizliğe son verilmesini istedi.

Galatasaray Meydanı'na gitmeleri polis barikatı ile engellenen kayıp yakınları İHD İstanbul Şubesi önünde açıklama yaptı.

Haftanın açıklamasını gözaltında kaybedilen Hasan Ocak'ın kardeşi Maside Ocak okudu. Gözaltında kaybetme ve faili meçhul cinayetlerin demokratik hukuk devletinde kabul edilemez uygulamalar olduğunu belirten Ocak, "Bu suçların cezasız bırakılması Anayasayı, yasaları, uluslararası sözleşmeleri geçersiz kılarak, ağır ve ciddi insan hakları ihlallerinin tekrarlanmasına neden oluyor" dedi.

Türkiye'de toplumun, gerçekleştirdiği ihlallerden ötürü devleti sorgulayabileceği araçlardan mahrum bırakıldığını belirten Ocak, insanların devletle hesaplaşması görevini yerine getirmesi gereken yargının, bu hesaplaşmaya engel olduğunu kaydetti.

'DEVLETİN BİZE UNUTTURDUĞU SORULARI SORMAYA DEVAM EDECEĞİZ'
Bunlardan birinin dün yaşandığını hatırlatan Ocak, Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ankara JİTEM davasının tanıklara, delillere, belgelere ve kamu görevlilerinin beyanlarına rağmen beraatle sonuçlandığını söyledi. Ocak, "Bu kararı verenler, verdirenler bilsinler ki kayıplarımıza ilişkin adli bir yargılama süreci sağlanmadığı sürece devletin unutturduğu soruları sormaya devam etme sorumluluğumuzu yerine getireceğiz. Bize yapılan bu kolektif zulmü ifşa etmekten vazgeçmeyeceğiz. Son derece açık ve ağır sonuçları olan ve kimsenin savunamayacağı bu zulme itirazımızı sürdüreceğiz" diye belirtti.

'ADALET ARAMAKTAN VE GALATASARAY'DAN VAZGEÇMEYECEĞİZ'
28 yıldır İbrahim Demir ve Agit Akipa'nın gözaltında kaybedilmesine ilişkin dosyada adaletsizliğin sürdüğünü vurgulayan Ocak, iktidarı, adli ve idari makamları göreve çağırdı ve ekledi: "İbrahim Demir ve Agit Akipa dosyasındaki cezasızlık son bulsun. Onların kaybedilmesine neden olanlar adil bir biçimde yargılansın. İbrahim Demir, Agit Akipa ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten, 69 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray Meydanı'ndan vazgeçmeyeceğiz."

Ardından İbrahim Demir'in kızı Deniz Demir konuştu, "Galatasaray'ı bize yasaklarıyla, Tahir Elçi avukatımızdı katlettiler. Katledip yasaklatabilirler ama bizi asla mücadelemizden alıkoyamayacaklar" dedi.

Fehmi Akipa, tüm kayıpları ve Tahir Elçi'yi andı. Babası Agit Akipa'nın 28 yıl önce katledildiğini söyleyen Akipa, "Burada gördüğünüz Türkiye'nin adaletinin resmidir. Biz mutlaka adalete ulaşacağız. Adalet demeye devam edeceğiz" diye belirtti.

'ELLERİ VE YÜZLERİNE BULAŞAN KANIN SİLİNMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ'
Katledilen işinsanlarından Adnan Yıldırım'ın kızı Leyla Yıldırım, dün görülen JİTEM davasında babasının da aralarında olduğu 17 kişinin katilinin yine cezasızlıkla ödüllendirildiğini belirterek, "Babam devletin bilgisi ve desteği ile öldürüldü. Bu katliamlar Kürt'leri sindirme politikasıdır. Faili meçhul davası basit cinayet davası olarak ele alındı ama bunlar siyasi cinayetlerdir ve devlet politikasıdır. Cinayetlerde kullanılan silahlar sadece devlet envanterinde bulunan silahlar olduğu halde, Susurluk raporu da dahil bazı belgeler devlet sırrı olduğu için delil olarak kullanılmadı, gizlendi" diye kaydetti.

Mahkeme kararının kendileri için "mücadele bitti" anlamına gelmediğini kaydeden Yıldırım, "Kürt olan babalarımızın ölümünden dönemin başbakanı Tansu Çiller, adalet bakanı ve çete başa Mehmet Ağar sorumludur. Biz ilk günkü gibi mücadelemize devam edeceğiz. Elleri ve yüzlerine bulaşan kanların ömür boyu silinmesine izin vermeyeceğiz" şeklinde konuştu.

EREN BASKIN: KESİNLİKLE YARGILANACAKLAR
Mecit Baskın'ın oğlu Eren Baskın, yaşadıkları duyguları şu sözlerle ifade etti: "Dün ve bugün buraya geldiğimizde sevdiklerimizle gözgöze gelemedik. Sanki biz suçluymuşuz gibi.."

Savcının elleri bile titremeden mütalaayı okudunu ve adeta sanık avukatlığı yaptığını söyleyen Baskın, "Üzerlerinde ah var. Bu ah benim Diyar'ın, Maside'nin, Besna'ın, Leyla'nın ahı. En güzel anlarında bu ah onlardan çıkacak. Ayaklarına bir taş bile deyse onun bizim ahlarımızdan olduğunu bilsinler. Kesinlikle ama kesinlikle yargılanacaklar, bunu da unutmasınlar" şeklinde konuştu.

NE OLMUŞTU?
36 yaşındaki İbrahim Demir ve 39 yaşındaki Agit Akipa, Şırnak'ın İdil ilçesine bağlı Çukurlu Köyü'nde yaşıyordu. Agit Akipa aynı zamanda köyün muhtarıydı.

Köylüler üzerinde ağır bir koruculaştırma baskısı vardı. Köye giriş ve çıkışlar asker kontrolü altındaydı. Köy okulu karakol haline getirilmiş, bazı köylülerin evlerine el konmuş ve askerler yerleştirilmişti.

Agit Akipa ve İbrahim Demir, askerlerin okulu ve evleri boşaltmaları için Kaymakamlığa ve İçişleri Bakanlığı'na başvurdu. Başvurudan sonra üzerlerindeki baskı daha da arttı ve Karakol Komutanı tarafından "sizi yaşatmayacağız" diye tehdit edildiler.

12 Aralık 1991 tarihinde İbrahim Demir ve Agit Akipa İdil'deki bir taziyeden evlerine dönmek için diğer köylülerle birlikte traktöre bindiler. Traktör yolda askerler tarafından durduruldu. İbrahim Demir ve Agit Akipa Dargeçit Anıtlı Tabur Komutanlığı'na bağlı Ağaçlı mezrasında bulunan Piyade Bölük Komutanı ve askerleri tarafından gözaltına alındılar.

Jandarma karakoluna giden ailelere, karakol komutanı "Onları hiç görmedik" dedi. Bir asker gizlice aileleri "mağaralara gidin" diye yönlendirdi. Bölgeyi köylülerle birlikte karış karış arayan aileler, 13 Aralık 1991 günü girişi taşla örülerek kapatılmış bir mağarada, kayıpların işkence görmüş, gözleri ve elleri bağlanmış haldeki cansız bedenlerine ulaştı.

Olay hakkında başlatılan soruşturmada İdil Cumhuriyet Başsavcılığı Ağaçlı mezrasında bulunan Piyade Bölük Komutanı Üsteğmen ve ilgili er ve erbaşların "adam öldürme" suçundan şüpheli olduğuna kanaat getirdi ve 18 Aralık 1991 tarihinde soruşturma açma izni almak için dosyayı Dargeçit Kaymakamlığı İlçe İdare Kurulu'na gönderdi. Dargeçit Kaymakamlığı İlçe İdare Kurulu 20 Mayıs 1992 tarihinde "men'i muhakeme" kararı verdi.

2011 yılında aileler avukatları Tahir Elçi aracılığıyla İdil Cumhuriyet Başsavcılığı'na tekrar başvuruda bulundu. Savcılık dosyaya ulaşmak için ilgili kurumlara başvurdu. Ancak bütün kurumlar arşivlerinde herhangi bir dosya, bilgi veya belgeye rastlamadıklarını bildirdi.

Bunun üzerine İdil Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Agit Akipa ve İbrahim Demir' in zorla kaybedilmesi ve dosyayı kaybeden Dargeçit Kaymakamlığı görevlileri hakkında "görevi kötüye kullanmak"tan yeni bir soruşturma başlatıldı. (2011/646) Ancak yürütülen soruşturmalardan bugüne kadar bir sonuç alınmadı.