Cumartesi Anneleri: Devletin esir aldığı Galatasaray'ı alacağız

Hasan Ocak'ın gözaltında kaybedilmesinin ardından başlayan kayıplar mücadelesi 24. yılında. Kayıp yakınları 24 yıl önce 27 Mayıs 1995'te gözaltında kaybetme suçuyla yüzleşilmesi, hesaplaşılması ve adaletin sağlanması talebiyle Galatasaray Meydanı'na çıktı. Acılarını dirence, öfkelerini kararlılığa dönüştürerek devletin kaybetme ve katletme politikasına karşı durdu, durdurdu. 

 

Kayıp yakınları, 739. buluşmalarında, mücadelelerinin 24. yılını selamladı ve bir kez daha Galatasaray Meydanı'nın kendilerine yasaklanmasını kınadı, "Vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz" dedi. 

 

Cumartesi Anneleri, yasak kararı nedeniyle bu hafta da açıklamalaranı İHD İstanbul Şubesi önünde gerçekleştirdi. Eyleme, HDK Eş Sözcüsü Gülistan Koçyiğit, HDP Milletvekili Oya Ersoy, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da katıldı. 

 

'KAYIPLARIMIZA, HAKİKATE VE ADALETE SAHİP ÇIKTIK'

 

Haftanın açıklamasını gözaltında kayıpların simgesi olan Hasan Ocak'ın kardeşi Maside Ocak okudu. 24 yıldır durmadan, soluksuzca mücadelelerini sürdürdüklerini vurgulayan Ocak, "Hakikatin inkara, hak ihlallerini cezalandırma yükümlülüğünün cezasızlık politikasına dönüştürüldüğü bu topraklarda; kayıplarımıza, hakikate ve adalete sahip çıktık" dedi.

 

'KAYBETME POLİTİKASINI MÜCADELEYLE DURDURDUK'

 

Çünkü Antigone'den bu yana mezarsız sevdikleri için adalet isteyenlerin seslerini engellemeye hiçbir güç yetmedi, yetmeyecek. Çünkü insan iradesini bastırabilecek bir silah henüz icat edilmedi." Galatasaray'ı bir hafıza mekanına dönüştürdüklerini kaydeden Ocak, şöyle devam etti: "İnkar edilen, unutturulmak istenen kayıplar gerçeğini Galatasaray'da canlı tuttuk. Devletin kaybetme politikasını Galatasaray'dan yükselttiğimiz mücadeleyle durdurduk.  Kaybetme suçunun ve kaybedilenlerin Galatasaray üzerinden kolektif bellekte yer alması için mücadele ettik."

 

'DEVLET PANZERİ, AĞIR SİLAHIYLA GALATASARAY'I ESİR ALDI'

 

Kayıplarla buluşma mekanı olan Galatasaray'ın 40 haftadır hukuka aykırı bir şekilde kendilerine yasaklandığını hatırlatan Maside Ocak, şunları söyledi: "Devlet tomasıyla, panzeriyle, ağır silahlı polisleri ile Galatasaray'ı esir aldı. Bizi de bu daracık sokağa polis zoruyla hapsetti. Devleti yönetenler; kendi anayasalarını, kendi yasalarını çiğneyerek adalet isteyen sesimizin duyulmaması talimatı verdi. Bunu da aşacağız. Çünkü biz bugüne yasakları aşa aşa geldik. Çünkü Antigone'den bu yana mezarsız sevdikleri için adalet isteyenlerin seslerini engellemeye hiçbir güç yetmedi, yetmeyecek. Çünkü insan iradesini bastırabilecek bir silah henüz icat edilmedi."

 

'İKTİDAR İNKARIN CEZASIZLIĞIN, ADALETSİZLİĞİN DEVAMCISI'

 

Siyasi iktidarın kayıp yakınlarının sesinin duyulmasını istemediğini kaydeden Ocak, "Çünkü bu iktidar da diğerleri gibi kaybetme suçunun faillerinin hesap vermelerini sağlayacak mekanizmaların kurulması yükümlülüğünü yerine getirmedi. Türkiye'yi insan haklarının etkili bir biçimde koruduğu demokratik bir sisteme geçirmedi. Her demokratik talebi kriminalize ederek bu toprakları yalnız bizim için değil, insanca bir yaşam isteyen herkes için bir hukuksuzluk cehennemine dönüştürdü. Bu topraklardaki inkarın, cezasızlığın, adaletsizliğin devamcısı oldu."

 

'BİLİYORUZ; ENİNDE SONUNDA VİCDAN KAZANACAK, BİZ KAZANACAĞIZ'

 

Maside Ocak, tüm baskı ve engellemelere karşı Galatasaray'a, kayıplara, hakikate ve adalete sahip çıkmayı devam edeceklerini vurguladı ve ekledi: "Hukuksuzluğa, cezasızlığa ve ağır hak ihlallerine itirazımızı sürdüreceğiz. İhtiyacımız olan tek şey umutsuzluğa kapılmadan vazgeçmeme kararlılığımızı sürdürmek. Biliyoruz vazgeçmezsek eninde sonunda kötülüğe karşı iyilik kazanacak, vicdan kazanacak, biz kazanacağız."

 

'UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ, VAZGEÇMEYECEĞİZ'

 

Ardından gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren'in karşi İkbal Eren konuştu. "Her hafta bir birimizden, buradan ayrılırken, özellikle de arkadakilerden (polislerden) asla unutmayacağız diyerek ayrılıyoruz. Bizim için değişen sadece Galatasaray için de mücadele etmek oldu" diyen Eren, "unutmayacağız, unutturmayacağız, vazgeçmeyeceğiz" diyerek sözlerini tamamladı.

 

'90'lı yıllarda Beyaz Toroslarla insanların gözaltına alınıp katledildiğini hatırlatan Tayyip Canan, şöyle devam etti: "O Toroslara bindirilen insanlar bir daha gelmedi. Bazıları hariç. Mesela babam geri geldi ama kafasında 7 kurşunla 'bayram hediyesi' olarak. 24 yıldır meydanlardayız. Hak, hukuk ve adalet mücadelesi veriyoruz. Katiller yargılanana kadar vazgeçmeyeceğiz." İşkence edenlerin vicdanlarda aklanamayacağını vurgulayan Canan, sorumluların yargılanması için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. 

 

'GALATASARAY ANALARIMIZIN MUSALLA TAŞIDIR'

 

Gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır'ın ağabeyi Mikail Kırbayır, yarım asırlık hayatında teknolojik gelişmelerden, hak ihlallerine kadar her şeye tanık olduğunu söyledi, "Tek görmediğim adalet oldu" dedi. "Galatasaray bizim için aynı zamanda analarımızın musalla taşıydı" diyen Kırbayır, ekledi: "Olmazsa olmazımız olan Galatasaray'dan vazgeçmeyeceğiz. Bir an önce yasak kalksın." 

 

'GALATASARAY KAYIPLARIMIZA SÖZÜMÜZDÜR, VAZGEÇMEYECEĞİZ'

 

Hasan Ocak'ın ağabeyi Ali Ocak, 24 yıl önce Galatasaray Meydanı'nda yapılan ilk eylemde, bugün aralarında olmayan Baba Ocak'ın "Oğlum Hasan için buradayım, adalet istiyorum. Adaletsizliğe, hukuksuzluğa karşı olan herkesi yanıma çağırıyorum" dediğini hatırlattı.

 

O günden sonra Edirne'den Kars'a, İstanbul'dan Diyarbakır'a, kayıp yakınlarının koskocaman bir aile olduğunu kaydeden Ocak, "Yeni kayıp yakınları olmadı belki ama hukuksuzluklar, adaletsizlikler çoğaldı" dedi. Galatasaray'ın kaybettikleri yakınlarına verdikleri mücadele sözü olduğunu vurgulayan Ali Ocak, "Vazgeçmeyeceğiz" diye vurguladı.

 

Kayıp yakınları, 740. haftada yine Galatasaray'da olacaklarını kaydetti.