14 Mart 2025 Cuma

Cumartesi Anneleri 700. hafta davasında beraat kararı

Cumartesi Anneleri'nin 700. hafta buluşmasına yönelik polis saldırısında aralarında kayıp yakınlarının da olduğu işkenceyle gözaltına alınan 46 kişinin yargılandığı davada beraat kararı verildi.

Cumartesi Anneleri 700. hafta davasında karar çıktı. Galatasaray Meydanında 25 Ağustos 2018'de gerçekleşen 700. hafta buluşmasına polis saldırmış, aralarında kayıp yakınlarının da bulunduğu 46 kişi işkenceyle gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınanlara dönük "2911'e muhalefet" suçlamasıyla 21. Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın 15. duruşması, 14. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda görüldü.

Duruşma öncesi İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi ve kayıp yakınları adliye önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklama ve duruşmaya, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekili Celal Fırat, Emek Partisi (EMEP) milletvekili İskender Bayhan, KESK İstanbul Şubeler Platformu ve çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcisi katıldı.

'İHLAL KARARLARINA RAĞMEN YARGILAMA SÜRÜYOR'
Cumartesi Anneleri adına basın açıklamasını okuyan Sebla Arcan, 700. hafta buluşmasında yaşanan polis saldırısını ve dava sürecini hatırlatarak, Anayasa Mahkemesi'nin ihlal kararlarına rağmen yargılamanın sürdürüldüğünü belirtti. Herkesin adil yargılanma hakkı olduğunu ifade eden Arcan, "700. hafta buluşmasına ilişkin dava, dört yılı aşkın süredir devam etmektedir. Bu durum, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) kapsamında makul sürede yargılanma hakkımızın açıkça ihlal edilmesi anlamına gelmektedir" dedi. Davada altı kez hakimin değiştiğine işaret eden Arcan, "Oturumlara katılmayan bir hakimin, yalnızca tutanaklar üzerinden karar vermesi adil yargılanma hakkımızı zedelemektedir" ifadelerini kullandı.

'KAYIPLARIMIZDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ'
Arcan, şöyle devam etti: "Bu dava daha fazla uzatılmadan, haklarımız daha fazla ihlal edilmeden, hakkımızda yöneltilen tüm suçlamalar düşürülmelidir. Bilinmesini isteriz ki; hiçbir baskı yöntemi bizi ne kayıplarımızdan ne de hakikat ve adalet mücadelemizden vazgeçiremez. Kayıplarımızı istiyoruz."

TOSUN: ASIL KONUŞMAMIZ GEREKEN KAYIPLAR MÜCADELESİ
Gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un kızı Besna Tosun, "Toplanma özgürlüğünü konuşuyoruz ama bizim asıl konumuz kayıplarımız, hakikat ve adalet mücadelemiz. Toplanma özgürlüğümüzün engellenmesi asıl konuyu gölgede bıraktı. Biz bu davanın kapanmasını ve kayıplar meselesini artık konuşmak istiyoruz" dedi. Failler yargılanmazken kayıp yakınlarının yargılandığına işaret eden Tosun, ne olursa olsun kayıplar mücadelesinden vazgeçmeyeceklerinin altını çizdi.

SAVCILIK BERAAT İSTEDİ
Adliye önünde gerçekleştirilen basın açıklamasının ardından duruşmanın görüleceği salona geçildi. Duruşma kimlik tespitiyle başladı. Savcılık mütalaasında, kayıp yakınlarının üzerilerine atılı suçun oluşmadığını belirterek ayrı ayrı beraatlerini istedi.

Yargılanan kayıp yakınları ve hak savunucuları teker teker söz alarak beraatlerini istedi.

Kayıpların akıbetinin açığa çıkarılması için taleplerinin yıllarca görmezden gelindiğine işaret eden kayıp yakını Jiyan Tosun, "Yargı makamlarının kayıp yakınlarına adalet borcu var. Bizim verecek bir hesabımız yok" dedi.

Murat Akbaş, "30 yıldır süren haklı ve meşru bir mücadelenin yargılaması olmaz. Yargılanması gerekenler faili meçhulleri yaratanlardır" dedi.

'HUKUKA VE İNSAN HAKLARINA UYGUN BİR KARAR VERİLMELİ'
İHD İstanbul Şube Başkanı ve avukat Gülseren Yoleri, "700. hafta buluşmasına kadar suç olmayan bir eylemin bir anda yasaklanarak suç haline getirildiği bir durumla karşı karşıyayız. Bunun nasıl izah edilebileceği konusunda biz bir gerekçe bulamazken, idarenin ürettiği gerekçenin de hukuka aykırılığını Anayasa Mahkemesi'nin ihlal kararları gösteriyor" dedi.

Davanın polis saldırısından 2 yıl sonra açılmasının ve 5 yıldır sürüyor olmasının da kabul edilemez olduğunu belirten Yoleri, suç olanın gözaltında kaybetme olduğunu vurguladı. 30 yıldır kayıp yakınlarının bir arada adalet arayışı içerisinde olduğunun altını çizen Yoleri, Galatasaray Meydanının abluka altında olmasına da tepki gösterdi. Yoleri, "Hukuka ve insan haklarına uygun bir karar verilmesini talep ediyoruz" dedi.

Mahkeme, yargılanan tüm kayıp yakınlarının ayrı ayrı beraatlerine karar verdi, polislerin olayda yaralandıklarına dair şikayetlerini ise kabul etmedi.