5 Temmuz 2024 Cuma

Çorum katliamının 44. yılında anma

Çorum'da 1980 yılında gerçekleşen katliamın yıldönümünde yapılan anmada, gerçek sorumluların yargılanması ve katliamla yüzleşme çağrısı yinelendi. 

Çorum katliamının 44. yılında katledilenler anıldı. 1980 yılında gerçekleşen katliama ilişkin Çorum Emek ve Demokrasi Platformunun çağrısıyla bir araya gelen çok sayıda kişi yürüyüş düzenledi. Yürüyüşe Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Genel Başkanı Hüseyin Mat, Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Mustafa Aslan, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Cuma Erçe, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Kurucu Başkanı Turgut Öker, CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, CHP İl Başkanı Mehmet Tahtasız, CHP Merkez İlçe Başkanı Ulaş Tokgöz, CHP İl Genel Meclis Üyeleri, Belediye Meclis Üyeleri, Gençlik ve Kadın Kolları temsilcileri, İl-İlçe yöneticileri, Emek Partisi yöneticileri, çok sayıda demokratik kitle örgütü temsilcisi de katıldı.

Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV) Çorum Şubesi önünde toplanan kitle, "29 Mayıs-4 Temmuz 1980. Unutmadık, unutturmayacağız" pankartıyla Kadeş Barış Meydanına yürüdü. "Çorum'u unutmadık, herkes için adalet" dövizlerinin yanı sıra katliamda yaşamını yitirenlerin de fotoğrafları taşındı. Yapılan yürüyüşün ardından Çorum Emek ve Demokrasi Platformu adına yapılan ortak açıklamayı Ahmet Özden okudu.

'ÇORUM KATLİAMI DARBEYE ZEMİN HAZIRLAMAK İÇİN KULLANILDI'
Maraş katliamına işaret eden Özden, hesabı sorulsaydı Çorum, Çorum'un hesabı sorulsaydı Sivas katliamının olmayacağını vurguladı. Çorum Emek ve Demokrasi Platformu olarak, Çorum anmalarında iki temel talepleri olduğunu söyleyen Özden, "Bu taleplerden birincisi, Çorum Katliamı insanlığa karşı suçtur ve zaman aşımı işlemez. O nedenle tüm devlet arşivleri açılmalı ve gerçek sorumlular yargılanmalıdır. Çünkü 'Çorum Katliamı' dava dosyalarının tamamı; adi bir olay olarak görülmüş, tetiği çekenler bulunmuş gibi yapılarak göstermelik yargılamalar yapılmıştır. Oysa bu yargılamalar sonunda asıl faili bulması gerekir. Kim bu tetikçi katilleri kullandı? Kim bu çatışmaları körükledi? Kim bu silahların yurda sokulmasına izin verdi? Kim bu katliamın planını yaptı? Örneğin, Çorum'da katliam başlamadan önce, bir kısım polis şeflerinin Çorum ataması neden yapıldı? (Nail Bozkurt gibi) ya da Vali olarak Rafet Üçelli Çorum iline neden atanmıştır? Ya da ABD elçilik temsilcilikleri neden Çorum'u ziyaret etmiştir? TRT, inşaat halinde olan ve hiç kimse tarafından yakılmamış olan caminin yakıldığını neden saatlerce haber yapmıştır? Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 12 Eylül darbe iddianamesinde, Çorum Katliamının, darbeye zemin hazırlamak için kullanıldığını açıkça yazmaktadır" dedi. 

YÜZLEŞME ÇAĞRISI
İkinci taleplerini de aktaran Özden, "Eğer bu şehir barışın ve kardeşliğin şehri olacaksa geçmişi ile yüzleşmelidir. Bu şehirdeki mezhep farklılığı, kültür ve inanç farklılığı çatışmanın bir nedeni olarak kullanılmıştır. Yüzlerce yıl barış içinde aynı köyde, aynı mahallede, aynı sokakta yaşayan insanlar tetikçiler kullanılarak; fırınlarda yakılarak, işkence edilerek öldürülmüştür, binlerce insan tutuklanmış, binlerce insan yerinden yurdundan edilmiştir. Bu kentte bu nedenle bir barış ve kardeşlik anıtı olmalıdır. Bu nedenle bir anıt dikilmesini talep ediyoruz. Bu kentte Alevi- Bektaşi inancından olmanın baskı ve ötekileşmeye neden olduğunu bilmeyen yoktur. Göstermelik eşitlik nutuklarının altında, alttan alta bir ötekileştirme ve nefret söyleminin kullanıldığını da bilmeyen yoktur. Eğitimdeki yeni düzenleme ile egemen mezhebin ve tarikatların din anlayışının zorla Alevi-Bektaşi inancına sahip kişilerin çocuklarına öğretildiği bu baskı ve ötekileştirmenin en güzel örneğidir" ifadelerini kullandı.