29 Mart 2024 Cuma

'Çocukların yaşam hakkının ihlali devletin sorumluluğundadır'

Diyarbakır Adliyesi önünde bir araya gelen demokratik kitle örgütleri, Ceylan Önkol'un Yayla Karakolundan atılan havan topu sonucu yaşamını yitirmesinin 13'üncü yıldönümünde Türk devletinin çocuk ölümlerine sebep olan asker ve polislerle ilgili cezasızlık politikasını teşhir ederek, çocukların yaşam hakkının devletin sorumluluğunda olduğunu hatırlattı.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi Çocuk Komisyonu, Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi, Rengarenk Umutlar, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, Rosa Kadın Derneği, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Eş Genel Başkanı Bünyamin Şeker ve çok sayıda demokratik kitle örgütü, Ceylan Önkol'un katledilişinin 13'üncü yıldönümünde Diyarbakır Adliyesi önünde basın açıklaması düzenledi.

Basın açıklamasını Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Komisyonu üyesi Eylül Özgültekin okudu. Özgültekin, Önkol'un askeri birimlere ait havan mermisiyle 28 Eylül 2009'da katledildiğini hatırlatarak, Önkol ailesinin durumu yetkililere bildirmesine rağmen Ceylan Önkol'un cesedinin 6-7 saat yerde kaldığına dikkat çekti.

Savcı ve otopsi uzmanlarının olay yerine gitmediğini ve ailenin kendi imkanlarıyla Önkol'un bedeninin parçalarını toplayıp karakola götürdüğünü belirten Özgültekin, otopsinin de karakol bahçesinde yapıldığını dile getirdi. Önkol'un ölümüne ilişkin Kriminal Polis Laboratuvarı'nın hazırladığı raporda Önkol'un mühimmata sert bir cisimle vurduğu ve ölümüne bu vurmayla ortaya çıkan patlamanın yol açtığının iddia edildiğini dile getiren Özgültekin, İHD ve Prof. Dr. Ümit Biçer tarafından hazırlanan raporda ise Önkol'un herhangi bir teması olmaksızın patlamanın gerçekleştiğine dair ifadelerin altını çizdi.

Soruşturmayı yürüten savcının bir türlü bulunamayan failler hakkında takipsizlik kararı verdiğini söyleyen Özgültekin, polis ve askerlerin fail olduğu diğer dosyalarda olduğu gibi Önkol dosyasında da cezasızlık politikasının istikrarlı bir şekilde uygulandığını vurguladı. 2011-2021 yılları arasında en az 228 çocuğun bölgede gerek polis ve asker gerek farklı aktörler tarafından öldürüldüğünü aktaran Özgültekin, Ceylan Önkol şahsında dosyaları sürüncemede bırakılan tüm çocuklar için yaşam hakkını koruma ve adaleti sağlama yükümlüğünün devletin sorumluluğunda olduğunu hatırlattı.

"Bölgede yaşayan çocukların çatışmalı ortamdan etkilenme sonucu; zırhlı araç çarpmaları, resmi hata ve ihmal sonucu, faili meçhul saldırı, mayın ve sahipsiz bırakılan patlayıcılar sonucu, sınır hatlarında vurulma sonucu kolluk ya da farklı aktörler tarafından vurularak yaşamlarını yitirdiklerine tanıklık etmekteyiz. Yaşam hakkı ihlal edilen çocuklarla ilgili idari ve yargı organlarınca, etkili ve adil bir soruşturma yürütülmemesi, faillerinin gizlenmesi ve yargı karşısına çıkarılmaması, gerçekleştirdikleri ihlalleri sürdürmeye teşvik etmektedir" ifadelerini kullanan Özgültekin, Türk devletini tarafı olduğu uluslararası sözleşmelerin gereğini yapmaya ve çocukların ölümünden sorumlu olan her faili tespit ederek gerekli adımları atmaya çağırdı.