6 Mayıs 2024 Pazartesi

'Cinsel kimlik ayrımcılık temeli arasında sayılmıyor'

Biri Pembe Hayat Yönetim Kurulu üyesi iki trans kadının, Ankara Cinnah Otel'e alınmaması sonrası TİHEK'e yapılan başvuru "Cinsel kimlik ayrımcılık temeli sayılmıyor" gerekçesi ile reddedildi.
Biri Pembe Hayat Yönetim Kurulu üyesi iki trans kadının cinsel kimliklerinden dolayı Ankara'da bulunan Cinnah Otel'e alınmaması ile iligli Türkiye İnsan Hakları Eşitlik Kurumu'na (TİHEK) yapılan başvuru "Cinsel kimlik ayrımcılık temeli sayılmıyor" gerekçesi ile reddedildi.
 
Cinnah Otel'de randevusu bulunan iki trans kadın 10 Ağustos tarihinde otele gittiklerinde otel çalışanları tarafından cinsiyet kimliği gerekçe gösterilerek otele alınmadı.
 
Duruma itiraz eden trans kadınların daha sonra pek çok farklı nedenler sunularak otele girişi engellendi. Olayın ardından Pembe Hayat hukuk departmanı konuyu TİHEK'e taşıyarak yaşanılan olayın "Eşitlik İlkesi ve Ayrımcılık Yasağı" kapsamında bir suç oluşturduğunu belirtti.
 
TİHEK DE AYRIMCI
 
TİHEK, yapılan başvuruyu "Cinsel kimlik ayrımcılık temeli sayılamaz" diyerek reddetti. Eşitlik İlkesi ve Ayrımcılık Yasağı kapsamında ırk, renk, dil, din, inanç, mezhep, felsefi ve siyasi görüş ve cinsiyet gibi temellerin ayrımcılık oluşturduğunu kaydeden TİHEK, cinsiyet kimliğine dayalı ayrımcılığın bu kapsam içerisine giremeyeceğini açıkça belirtti.
 
'BU KARAR YÜKÜMLÜLÜĞE AYKIRIDIR'
 
Dernek avukatı Emrah Şahin, şikayetlerinin TİKEH Kanunu'nun 3. maddesinde ayrımcılık yasağı kapsamında değerlendirildiğini ve "ayrımcılık temellerinin sadece 'cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, mezhep, felsefi ve siyasi görüş, etnik köken, servet, doğum, medeni hal, sağlık durumu, engellilik ve yaş' olduğunu 'cinsel kimlik' kategorisinin bunlar arasında sayılmadığından" kaynaklı başvurularının red edildiiğini ifade etti. 
 
TİHEK'in, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeleri ve Anayasayı da hiçe sayarak bu kararı verdiğini aktaran Şahin, "Ayrımcılık şikayet başvuruları arasında dahi ayrımcılık yapmıştır. LGBTİ+'ları ötekileştiren bir kurumun adının İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu olmasına rağmen ayrımcılıkla ilgili tüm şikayetleri kabul etmemesi, her şeyden öte bir devlet kurumunun tüm vatandaşlarına eşit davranma yükümlülüğüne aykırıdır" dedi.
 
İstanbul Sözleşmesi ile "cinsiyet kimliği" ve "cinsel yönelim" kategorilerinin Anayasanın 90. maddesi gereğince ayrımcılık kategorisi olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten Şahin, "TİHEK gibi kurumlar, eşitlik ve insan hakları bağlamındaki tüm kazanımlarda geriye dönüşe sebep olmakta" diye bahsetti.
 
DAHA ÖNCEDE NEFRET SÖYLEMİNDE BULUNDU
 
Yaşananların TİHEK'in ilk vukuatı olmadığını aktaran Şahin, "TİHEK kurul üyesi Mehmet Altuntaş'ı homofobik twitleri nedeniyle şikayet etmiştik. Dernek olarak; "Kanun önünde 'gerçekten' herkes eşit olana dek" LGBTİ+ ların maruz bırakıldığı ayrımcılığa karşı yasal ve idari başvurularımızı aynı kararlılıkla yapmaya devam edeceğiz" diye belirtti.
 
Geçtiğimiz aylarda, eski Başbakanlık İnsan Hakları Başkanı TİHEK Mehmet Altuntaş, Uluslararası Af Örgütü'nün İstanbul Onur Yürüyüşü'ne dair paylaştığı paylaştığı bir tweetin altına "Onur mu ne onuru, ne aşkı! Aşk iki ayrı cins arasında olur" yazmıştı.
 
"İlahi yaratılış da doğa da bunu söyler. Bu bir gericiliktir" diyerek nefret söylemine devam eden Altuntaş, eşcinselliği 'doğaldan geriye, ilkelliğe doğru dönüş' olarak tanımlayarak sözlerini sürdürmüştü.