13 Mayıs 2024 Pazartesi

Çepni'den halklara çağrı: Açlık ve yoksulluğun sebebi mülteciler değil AKP iktidarıdır

İktidarın mülteci düşmanı politikalarına ilişkin Meclis'te basın toplantısı düzenleyen Çepni, açlık ve yoksulluğu yaratanın mülteciler değil iktidarın sermaye odakları politikaları olduğunun altını çizdi. Ülkelerin iki yüzlü mülteci politikalarına dikkat çeken Çepni, işçi ve emekçilere halklara aslı düşmanın iktidarın olduğunu kaydetti ve öfkeyi doğru yere yöneltme çağrısı yaptı. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Murat Çepni, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında göç ve mülteci sorununu ele aldı. Çepni, özellikle son aylarda çok sayıda saldırının gerçekleştiğini hatırlattı. 

Türkiye'nin mültecilerin hukuki durumuna dair Cenevre Sözleşmesi'nin 1961'de, mültecilerin hukuki statüsüne dair protokolü ise 1967'de onayladığını anımsatan Çepni, ancak coğrafyayı sınırlama ilkesini sürdürerek sadece Avrupa'dan gelenlere statü verdiğini Suriye, Irak gibi ülkelere vermediğini kaydetti. 

"Dini, ırkı, siyasi görüşü, inancı nedeniyel siyasi baskıya maruz kalan insanların zorunlu olarak ülkelerinden ayrılıp başka bir ülkeye geçmek zorunda kalmaları" şeklinde mülteciliği tanımlayan Çepi, "Son on yıldır özellikle Suriye'den Türkiye'ye gelenleri bu statüde ele almak lazım. Bu insanlar kendi ülkelerinde yaşanan savaş, saldırı, katliam tehdidinden kaynaklı ülkelerini terk etmek zorunda kaldı. Bu meseleyi ele almamızın nedeni Türkiye'deki Suriyeliler, Afganlar ve Iraklılaın mülteci nüfusunun artması" dedi. 

Mültecilerin 500 bin lira ile T.C. vatandaşlığı satın almadığı takdirde son derece sağlıksız ve güvencesiz koşullara terk edildiğinin altını çizen Çepni, şöyle devam etti: "İktidarın yaklaşımındaki temel meseleyi üç başlıkta inceleyebilriiz. Temel mesele para kaynağı. Gelen mültecileri Avrupa'ya göndermemek için Avrupa'dan aldığı paralar var. Mültecilere vermek, yaşam standartlarını yükseltmek için Avrupa'nın gönderdiği paralar muazzam bir kaynak haline geldi. Avrupa'da aynı iki yüzlülük içinde. 'Mültecileri siz alın ben size para vereyim, buraya göndermeyin' diyor. Bu sorunun kaynağı ve sorumluları bu iktidarların hepsi. 

İkincisi şantaj olarak kullanııyor. Türkiye, Avrupa'ya 'eğer benim siyasi politikalarımı kabul etmezseniz buradaki mültecileri kapıları açar gönderirim' diyor. Geçtiğimiz aylarda Yunanistan sınırını açtı insanlar orada ölümle baş başa kaldı. 

AKP, mültecileri iç siyaset malzemesi olarak kullanıyor. Farklı biçimlerde gerçekleşiyor. Siyaset malzemesi olarak kullanmasının biri şu; ekonomki kriz koşullarında 'kaynakların bir kısmını veriyoruz, insani, dini görevimiz kızmayın' diyor. Ekonomik krizde insanlara açlık ve yoksulluk sebebi olarak mültecileri gösteriyor. Yine aynı zamanda mülteci nüfusu üzerinden de muhalefet yapmaya çalışıyor. Muhalefet de iktidardan farklı bir şey yapmıyor. Mülteci düşmanlığı üzerinden oy avcılığı yapıyor. Onlar da esas nedenine  bakmadan onları da biz buradan göndereceğiz diyor. Fakat buraya niye geldiğine yoğunlaşmıyor."

Mülteciler konusunda yaşanan problemin sebebi ve kaynağının iktidarın Suriye politikası olduğunu vurgulayan Çepni, kimsenin kendi yaşam alanlarını terk edip başka bir ülkede yaşamak istemeyeceğine dikkat çekti. Çepni, "Kendi ülkelerinden kaçmak zorunda bırakan şey IŞİD hamiliği yapan, gerici cihadçı faşist örgütleri kullanan orada yarattığı savaş atmosferiyel AKP iktidarıdır, Amerika'dır, Rusya'dır, Avrupa'dır. Ortadoğu'da paylaşım mücadelesi veren bu ülkelerin kendisidir. Suriye politikasına 'hayır' demediğiniz koşullarda, savaş ve gşil Suriyelilere karşı geliştirdiğiniz her türlü itiraz ırkçı, saldırgan bir siyasetin parçasıdır" ifadelerini kullandı. 

20-30 yıl önce Karadeniz'den, Kürdistan'dan metropollere göç etmek zorunda kalanların da aynı saldırıyla karşı karşıya olduğunu anımsatan Çepni, iç göç sırasında yaşananların bugün de Suriyeli, Iraklı ve Afganlara yönelik gerçekleştiğinin altını çizdi. 

Çepni, şöyle devam etti: "İşsizliğin, yoksulluğun, açlığın sebebi mülteciler değildir. Dorudan devletlerin, iktidarın, sermayenin kendisidir. Tepkimizi sınıf kardeşlerimize değil ceplerini doldurmak için daha çok kar etmek için halklara, coğrafylara savaş açanlara olmalıdır. Biz birbirimize her karşı çıkıtğımızda onların cepleri şişecek. Buradan öfkemizi kendi sınıf kardeşlerimize yöneltmekten vazgeçelim. Sorumlusu Türkiye ve AKP iktidarının ta kendisidir. 

Hem halkımıza hem de demokrasi güçlerine çağrımız şudur; mülteciler meselesi kritik bir meseledir. Demokrasi mücadelesinin, özgürlükler mücadelesinin, iş-ekmek mücadelesinin sorudunudur. Savaşa karşı mücadelenin konusudur. Mülteci meselesine yaklaşım meselesidir. Bütünlüklü bir tutum ortaya koymak gerek. İşçi sınıfı ve emekçilere çağrımız mülteci kardeşlerimizle yan yana gelmek, onlara düşmanlık etmemek. 

İktidarı da buradan uyarıyorum, yaşanan bütün katliam ve cinayetlerin sorumlusu sizlersiniz. Yarattığını ırkçı, mülteci karşıtı, mülteci düşmanı politikalardır. Ve aynı zamanda cezasızlık politikalarıdır. Insanlar bir Kürt'ü bir Suriyeli'yi öldürürken ki aralarında husumet de olabilir tartışmış da olabilir ama diyor ki, 'ben bunu öldürürsem ceza almam' bizim cezasızlık politakası dediğimiz bu. Bundan derhal iktidarın vazgeçmesini istiyoruz. Yaşanacak olumsuzlukların sorumlusu iktidardır."