4 Mayıs 2024 Cumartesi

Çepni Meclis'te fırıncıların durumuna dikkat çekti

Meclis Genel Kurulu'nda fırıncıların durumuna ilişkin konuşan HDP Milletvekili Çepni, "Tarım politikasının ekolojik krize bağlı olarak da, küresel iklim krizine bağlı olarak da yeniden düzenlenmeye ihtiyacı vardır" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili ve Çevre Komisyonu üyesi Murat Çepni, Meclis Genel Kurulu'nda ekonomik kriz, zam, enflasyon, hayat pahalılığı ortamında halkın yaşadığı sıkıntılarla en çok karşı karşıya kalan kesim olan fırıncıların durumuna ilişkin konuştu.

Fırıncıların içinde bulunduğu durumun gerçekten içler acısı olduğunu belirten Çepni, "Bir taraftan, artan maliyetler dolayısıyla fiyatlara yansıyan zamlar ve bir taraftan da halkın genel olarak ekmek mücadelesi, şimdi somut olarak bir ekmek mücadelesine dönmüş durumda" dedi. 

Fırıncıların durumunu tartışırken işin merkezine bakmak gerektiğine dikkat çeken Çepni, çünkü ekonomik krizin AKP'nin bugüne kadar yürüttüğü beton ekonomisinin, ithalata dayalı ekonominin, ranta ve talana dayalı ekonominin doğrudan sonuçları olduğu ve bundan bağımsız tartışma şansı olmadığını dile getirdi.

Çepni, "Sadece 2002'de 1,1 milyon ton buğday ithalatı yapılırken 2020'de 9,8 milyon tona çıkmış ithalat; şimdi deniyor ‘İhracatçıyız' diye, AKP 2021 yılında da ithalata 2 milyon ton daha eklemiş. Şimdi, 1991 yılında Türkiye nüfusu 56 milyon, yıllık buğday üretimi 20,4 milyon ton iken; 2021'de nüfus 84 milyon, üretim ise 17,7 tona düşmüş durumda. AKP dediğimizde bir demagoji siyasetiyle karşı karşıya kalıyoruz. Oysa, halkın ekmeğinin, çıplak ekmeğinin bile karşı karşıya kaldığı zulüm tam olarak bu. 50 kiloluk unun çuvalı son iki haftada 200 TL'den 360 TL'ye kadar çıkmış durumda" ifadelerini kullandı.

İthalatçı iktidardan ve politikalarından kurtulmak gerektiğini söyleyen Çepni, şöyle devam etti: "TÜİK'e göre bile 2020 yılında 20,5 milyon ton olan buğday üretimi 2021 yılında yüzde 14 azalarak 17,7 milyon tona düşmüş durumda. Dolayısıyla, halkçı  bir tarım politikasına ihtiyaç var. Tarım alanlarının halkın kullanımı noktasında, halkın ihtiyaçlarına bağlı olarak, üretime bağlı olarak kullanılması noktasında bir politikaya ihtiyaç var. Tarımda yabancı girdilerin engellenmesine ve yerli tohum başta olmak üzere, bunların geliştirilmesine ihtiyaç var. Örneğin, Konya Ovası'nda suya fazlasıyla ihtiyaç duyan ürünlerin kullanılması yerine daha farklı ürünlerin kullanımının devreye konulması lazım. Yani bir bütün olarak tarım politikasının ekolojik krize bağlı olarak da, küresel iklim krizine bağlı olarak da yeniden düzenlenmeye ihtiyacı vardır diyorum."