2 Mayıs 2024 Perşembe

Büyükşehir çalışıyor!

TIR'lar dolusu silah, cihatçı çetelere gönderilmişti. Rakka'dan gelen son görüntüye bakılırsa, silahla da yetinmemişler, bir de iş makinesi göndermişler. Bugüne kadar gördüklerimizin yanı sıra, bakalım daha neler çıkacak?
AKP'li Konya Büyükşehir Belediyesi'nin bir iş makinesi, Rakka'da görüldü! Sen Konya'dan kalk, kilometrelerce ötedeki Rakka'ya git. Hem olağan hem olağandışı, hem garip hem değil!
 
Konu, ETHA muhabirinin edindiği fotoğraflarla gündeme geldi. Ancak henüz ne Konya Büyükşehir Belediyesi'nden ne hamisi Saray'dan bir yanıt gelmedi. Muhtemelen daha önceki suçüstü olaylarda olduğu gibi önce sessizlikle geçiştirecekler ya da yalan söyleyecekler. Ardından da haberi yayınlayan ajanslar ve gazeteciler, bir vesile ile Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından "Onlar var ya... onlar..." denilip tüm örgütler sayılarak tehdit edilecek. Bu arada elbette ki, o parmak da unutulmayıp, sallanacak. Tehdidin ardından sonrası malum, sayısız örneği mevcut. Eğer köşeye çok sıkışırlarsa, iş makinesinin kandırıldığını söylerler, olur biter!
 
Konya Büyükşehir Belediyesi'ne ait bir aracın, DAİŞ'in işgali altındaki bir bölgede ne işi olabilir? Yanıtı vermeden önce, bu sorunu yanına konulması gereken diğer soruları da ekleyelim. Malum, memlekette soru soran çok az gazeteci ve basın kuruluşu kaldı. Haliyle, sorularımız başlamaya görsün, ardı arkası kesilmiyor. Misal, MKE menşeli silahların DAİŞ'in elinde ne işi var? 5 ay kadar önce Rakka'nın doğusundaki El-Meşlep Mahallesi'nde, DAİŞ'in cephaneliğinde Türk ordusuna ait silahlar bulunmuştu. ANHA, silahların görüntülerini de yayınladı. Arayan internette ANHA'nın arşivinden bulabilir. Bu silahlar orada ne arıyordu? Geçtiğimiz Mayıs ayında da önce Tabka'da, ardından da Rakka yakınındaki silah depolarından MKE logolu silahlar çıkmıştı. Liste uzar elbette. Çünkü, TIR'lar dolusu silah, cihatçı çetelere gönderilmişti. Saray'ın "sır" saydığı bu bilgiyi kamuoyu öğrendiği için, bir milletvekili cezaevinde, bir gazeteci sürgünde, bir gazeteci de hala yargılanıyor.
 
Bu "devlet sırları"nın ifşa edilmesinin bedelini ödeyen çokça gazeteci var. Örneğin; Damat Berat Davası'nın "sanıkları". Gazeteciler Tunca Öğreten ile Mahir Kanaat, Enerji Bakanı Berat Albayrak'ın e-postalarını haber yaptıkları gerekçesiyle geçtiğimiz yılın Ocak ayından bu yana cezaevinde. Çünkü gazeteciler, Damat Berat'ın DAİŞ'in işgal ettiği topraklardan çıkardığı petrolleri satmasına aracı olan Powertrans şirketinin sahibi olduğundan kamuoyunu haberdar etmişlerdi. O e-postalarda yer alan bilgi ve belgeler de, Rakka'da bulunan iş makinesi de, AKP-DAİŞ işbirliğini gösteren büyük bir puzzle'nın parçası.
 
TIR'lar dolusu silah, cihatçı çetelere gönderilmişti. Rakka'dan gelen son görüntüye bakılırsa, silahla da yetinmemişler, bir de iş makinesi göndermişler. Bugüne kadar gördüklerimizin yanı sıra, bakalım daha neler çıkacak?
 
Rakka'da savaşçıların el koyduğu iş makinesi, AKP/Saray rejiminin faşist dinci DAİŞ çeteleri ile iş birliğinin kanıtı. Bu öyle bir iş birliği ki, Rakka'dan İstanbul'a, Kobane'den Ankara'ya, Suruç'tan Antep'e yüzlerce insanın canına mal oldu. Konya Belediyesi'nin "Rakka'daki çalışmasının" ortaya çıktığı gün -yani dün- Suruç davasının 3. duruşması görüldü. Aslında tutuklu tek sanığın bile getirilmediği orta oyununa devam edildi. Aileler, tanıklar bu nedenle, dünkü duruşmada ifade vermedi. Çünkü, aileler ve katliamdan sağ çıkanlar, evlatlarını, yoldaşlarını, arkadaşlarını aralarından alan katilin gözünün içine bakarak, sormak istiyorlar; Neden?
 
Bu sorunun Saray mahkemelerini de korkuttuğu belli ki, tetikçinin duruşmaya getirilmesi talebi kabul edilmedi. Ailelerin, adaletin, mahkemede tecelli edeceğine dair zaten umudu yoktu, dünkü duruşmada bu durum tescillenmiş oldu.
 
AKP/Saray iktidarı ve ortağı DAİŞ ile diğer Selefi çeteler, Suriye'de kaybetti. Elbette, savaş henüz, Suriye halklarının gündeminden çıkmış değil. Ancak Rojava halkları, her türlü tehdide karşı, devrimlerini koruyacaklarını dünya aleme gösterdi. AKP/Saray iktidarının kaybettiği nokta da burası oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kobane savunması günlerinde, DAİŞ'çilerin karargahı haline getirilen Antep'te "Kobane düştü düşüyor" diye sevinmişti. Ancak olmadı.
 
Suriye'de kaybettiler. Ancak, iş burada kalmayacak elbette, tarih, halka karşı işlenen suçların, mahşere kalmadığının sayısız örnekleri ile dolu.