19 Mayıs 2024 Pazar

Büyükada davası: 6 insan hakları savunucusuna ceza istendi

Büyükada davası olarak kamuoyunda bilinen 11 insan hakları savunucusunun yargılandığı dava görüldü. Savcı mütalaasında, 6 kişinin cezalandırılmasını isterken, insan hakları savunucuları duruşma öncesi yaptıkları açıklamada somut deliller olmaksızın yargılandıklarını vurguladı. Savcılık mütalaasına karşı ek süre talebinde bulunulması üzerine duruşma, 19 Şubat 2020 tarihine ertelendi.

İnsan hakları savunucu 11 kişinin yargılandığı Büyükada davası, İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi'nde (ACM) görüldü.

5 Temmuz 2017'de İstanbul Büyükada'da, "İnsan Hakları Savunucularının Korunması Dijital Güvenliği" isimli toplantıya katıldıkları gerekçesiyle 11 kişiye hakkında "Örgüt üyesi olmak" ve "Örgüte üye olmamakla birlikte bilerek isteyerek yardım etmek" iddiasıyla dava açıldı. Davanın 10. duruşmasında savcı mütalaasını açıkladı.

Mütalaada Taner Kılıç'a "Örgüt üyeliği" iddiası yöneltilirken, Günal Kurşun, İdil Eser, Özlem Dalkıran, Nejat Taştan, Veli Acu'nun ise "Örgüte üye olmamala birlikte bilerek isteyerek yardım" iddiasıyla cezalandırılması istendi.

Savcı, "terör örgütüne yardım etme suçunu işlediklerine dair inandırıcı delil elde edilemediği" gerekçesiyle Peter Frank Steudtner, Ali Gharavi, İlknur Üstün, Nalan Erkem ve Muhammed Şeyhmus Özbekli hakkında beraat verilmesini talep edildi.

Mahkemenin sunulan mütalaaya karşı söz verdiği sanıklar süre talep etti.

'MÜTAALANIN İADESİNİ TALEP EDİYORUZ'
Sanık avukatlarından Hülya Gülbahar da esas hakkında savunma yapmak için süre talebinde bulundu. Gülbahar, "Mütalaada kovuşturma aşamasında müvekkiller hakkında ileri sürülen iddiaları maddi delillerle çürütmüştük. Örneğin; müvekkil Veli Acu yönünden dosyada yer alan Mustafa Bayar'a para transferi iddiası vardı. Bu kişinin beraat kararı aldığını dosyaya sunmuştuk. Buna rağmen mütalaada yer almamıştır. Mütalaada kovuşturma esnasında ortaya konan delillerin hiçbiri yer almamıştır. Mütalaada iddianame var sonrası yok. Müvekkiller yönünden derhal beraat kararı verilmesini talep ediyoruz. Mütalaanın savcılığa iadesini de talep ediyoruz" dedi.

'MÜTAALADAN ANLAMIYORUZ'
Avukat Özlem Yılmaz ise "Mütalaada bazı deliller alt alta konulmuş ancak cezaya gitmek için bu delillerle hiçbir bağ kurmadan sivil toplum örgütleri üzerinde nasıl bir etki yarattıkları, nasıl yöntem ve taktik yürüttükleri, uluslararası kuruluşların taşeronluklarını nasıl yaptığı, örgütlerin amaçları doğrultusunda hangi sivil toplum faaliyetleri yürüttüklerini mütalaadan anlayamıyoruz" diyerek, savcılıktan ek açıklama istedi.

'DELİLLER İSPATLANMALI'
Soruşturma aşamasında talep edilen fezlekenin mütalaaya olduğu gibi alındığını söyleyen Av. Erdal Doğan da "Yargılama sırasında tartıştığımız, ortaya koyduğumuz deliller dikkate alınmamıştır. Mütalaanın sonuç kısmında ülkemiz aleyhine gerçekleştirilen uluslararası faaliyetlerde taşeronluk görevi şeklinde başlayan ve paragraf sonuna kadar devam eden açıklamalarının maddi delillerle ispatlanması ve ortaya konması gerekir. Bütün bu iddiaları çürüttük. Polis fezlekesinden mütalaaya yazılmaz yani" diye belirtti.

Mahkemeden söz alan avukat Erkan Şenses ise sunulan mütalaaya ile davanın 'Büyükada Toplantısı Yargılaması' olmaktan çıkıp, müvekkillerinin sosyal ve kişisel ilişkilerine dair bir yargılamaya dönüştüğünü ifade etti.

Şenşes, "12 yıllık avukatlık hayatım boyunca örgütlere EFT yoluyla yardım yapıldığını ben görmedim" dedi.

'DOSYAYA GETİRİLMESİNİ İSTİYORUZ'
Müvekkili Nejat Taştan'ın Bylock kullanıcısı olduğu belirtilen Asuman Doğan ile telefon irtibatı bulunduğu iddiasına ilişkin bu telefonu müvekkilinin eski eşinin kullandığını daha önce belgeleriyle mahkemeye sunduklarını hatırlatan Av. Ezgi Şahin Yalcarıcı da şunları belirtti: "Asuman Doğan hakkında da bildiğimiz kadarıyla bir soruşturma yoktur. Yine Antalya Cumhuriyet Başsavcısı tarafında Necibe Işıl Demirkıran hakkında KYOK kararı verilmiştir. Ayrıca Naciye Demir, müvekkilin bu soruşturmada da müdafiliğini yapan vekilidir. Vekiline yapılan bir para transferi söz konusudur. Lokman Güler hakkında ise, edindiğimiz bilgilere göre beraat kararı verilmiştir. Mahkeme bu iddiaları kabul edecekse bu delillerin dosyaya getirilmesini talep ediyoruz."

Sanık Taner Kılıç'ın avukatı Abdulhalim Yılmaz ise mahkeme heyetinden müvekkil hakkındaki 41 saniyelik video kaydına hangi tarihte, nerede yayınlandığı hususunda araştırma yapılarak konuşmanın tamamının dosyaya getirtilmesini talebinde bulundu.

SÜRE TALEBİNİ KABUL ETTİ
Savcılık mütalaasına ilişkin ek süre talebini kabul eden mahkeme heyeti, avukatların araştırılarak dosyaya eklenmesini istediği diğer talepleri sonuca etki etmeyeceği gerekçesiyle reddetti. Bir sonraki duruşma 19 Şubat 2020 tarihine erteledi.

'SOMUT BİR DELİLE DAYANMADAN YARGILANIYORUZ'
Duruşma öncesinde, insan hakları örgütleri adına ortak basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamayı okuyan İnsan Hakları Gündemi Derneği'nden Özlem Yılmaz, insan hakları savunucuların somut bir delil olmadan yargılandığına dikkat çekerek şöyle konuştu: "Terör örgütlerine yardım suçuyla haksız bir içinde açılan bu davanın bugün görülecek olan duruşmasında savcının mütalaasını vermesi bekleniyor. Biz insan hakları savunucularının beklentisi kamu adına hareket eden savcının yine kamu adına bu haksızlığa ve ortaya çıkan eziyeti artık son vermek için beraat talebinde bulunması ve davanın böyle sonuçlanmasıdır."