24 Nisan 2024 Çarşamba

Buldan ve beraberindeki heyet EMEP'i ziyaret etti

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, "Herkes İçin Adalet" kampanyası kapsamında EMEP'i ziyaret etti.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve beraberindeki heyet, "Herkes İçin Adalet" kampanyası kapsamında Emek Partisi'ni (EMEP) ziyaret etti. Buldan başkanlığındaki HDP heyetini, EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz ve partililer karşıladı. 

'HERKESİN ADALETE İHTİYACI VAR'
Ziyarette konuşan Buldan, yeni bir mücadele programı açıkladıklarını ve bu kapsamda 1 Şubat itibariyle muhalefet partilerini ziyaret etmeye başladıklarını belirterek, "Bu ülkede herkesin adalete ihtiyacı var. Sadece HDP ve Kürtlerin değil, bu ülkede çok büyük haksızlık ve hukuksuzlukların yaşandığını görüyoruz. 15 Temmuz askeri darbe girişiminden sonra AKP'nin bunu bir fırsata çevirdiğini, ülkeyi KHK ile yönettiği, büyük adaletsizlikleri ülkeye yaydığını biliyoruz. Kampanya, Haziran ayına kadar devam ettireceğiz ama mücadele Haziran'da bitmeyecek" dedi.

SEÇİLMİŞLER HAPİSHANEDE
Buldan, HDP'nin seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınması ve yerlerine kayyumlar atanmasının büyük bir haksızlık olduğunu ifade ederek, "Bugün Türkiye'de Cumhurbaşkanı adayı olmuş olan, Türkiye halklarının vicdanında, yüreğinde büyük sempatisi olan, Türkiye siyasetine büyük kazanımlar veren başta Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ olmak üzere cezaevlerinde onlarca seçilmiş insan var" ifadelerini kullandı.

YENİ ANAYASA
Türkiye'nin temel problemlerinin adaletsizlik, hukuksuzluk, yargı olduğunu vurgulayan Buldan, "Yargı alanındaki ucube kararlar, Türkiye halklarını bu kararları karış karşı olduğu durum en önemli mesele. Biz biliyoruz ki şu an yürürlükte olan Anayasa, Türkiye'nin temel sorunlarına çözüm değil. Bir darbe anlayışıyla hazırlanan ve Türkiye'deki tüm inançları, kimlikleri yok sayan bir anayasanın günümüz Türkiye'sine böylesi süreçlerde herhangi bir faydasının olmadığını biliyoruz. Ancak yeni bir anayasa yazımı için hazırlıkları için öncelikle ortamın düzelmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bugün bu kadar hakaret dilinin, inkar dilinin ve sorunları sadece askeri ve güvenlikçi politikalarla çözme anlayışında olan bir iktidarın bu ülkeye yeni bir anayasa getireceğine inanmıyoruz" diye belirtti.

Buldan, AKP'nîn kendi iktidarını ayakta tutabilmek ve bir dahaki seçimi tekrar kazanabilmek için bazı değişiklikler yapacağı bir anayasa hazırlayacağına dikkat çeken Buldan, "O yüzden anayasa meselesi önemlidir. Bununla birlikte Türkiye'de yine toplumun üzerinde çok durduğu meseleler de vardır. Örneğin önümüzdeki erken veya baskın bir seçimde Türkiye halkları verdiği oyu koruyabilecek mi? Geçmiş dönemlerde çokça karşılaştığımız seçim hileleri, bundan sonraki dönemlerde de karşılaşacağımız önemli bir husustur" şeklinde konuştu.

KÜRT SORUNU ÇÖZÜLMEK İSTENMİYOR
Türkiye'nin temel sorunlarından birinin Kürt sorunu olduğunun altını çizen Buldan, "Bu ülkede Kürt sorunu çözülmek istenmiyor. Eğer bu ülkede gerçek anlamda bu sorun çözülmek istense ki bunun örnekleri vardır, çözüm süreci dediğimiz 2012 ve o dönem yaşananlar asla hafızalardan silinmeyecek şeyler kazandırdı bize" dedi.

HAK İHLALLERİ
Hapishanelerdeki hak ihlallerinin arttığını, çıplak aramadan açlık grevlerine kadar bütün bu konuların Türkiye'nin temel meselelerinden biri olduğunu vurgulayan Buldan, "Artık cezaevleri lebalep doludur. Cezaevlerinde insanlar artık yerlerde yatıyorlar. Cezaevlerinde yer olmadığı için insanlar ev hapsine mahkum ediliyor" diye konuştu.

AKDENİZ: EKONOMİK KRİZ İÇİNDEYİZ
Ziyaretten memnuniyetini dile getiren EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Türkiye'nin derin bir ekonomik kriz içinde olduğunu belirterek, "Bunun sarsıntılarını işçiler ve emekçiler bunu derinden yaşıyor. Buna pandemi de eklendi. Birinci yılını dolduruyor pandemi süreci. 'Koronadan mı ölelim açlıktan mı ölelim' ikilemiyle işçiler büyük bir cendere içinde. Bu süreçte yoksullaşan işçiler oldu ama tekeller karlarına kar kattı" diye kaydetti.

Adalet kavramının, işçiler için değil, patronlar için var olduğunu söyleyen Akdeniz, "Bu pandemi döneminin bütününü değerlendirdiğimiz zaman, bu süreçte yoksullaşan işçiler oldu ama tekeller karlarına kar kattı ve zenginleştiler. Adalet bir avuç sermaye sınıfının zenginleşmesi var bu dönemde. Yine AKP döneminde palazlanan şirketler için, tekeller, için yandaşlar için var" dedi.

AYM VE AİHM KARARLARI
AYM ve AİHM'in HDP eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile Osman Kavala kararlarının uygulanmamasına değinen Akdeniz, şunları söyledi: "Bunu haksız, hukuksuz, adaletin en büyük tahribatı olarak görüyoruz. Sayın Demirtaş başta olmak üzere AİHM kararlarına, AYM kararlarına uymalı ve siyasetçiler demokratik alanda sözlerini söyleyebilmelidirler. Demirtaş ile de ayrıca de bu yazışıyoruz."

MUHALEFETE SALDIRILAR
Akdeniz, HDP üzerinden toplumsal muhalefete yönelik dizayn çabası olduğunu ifade ederek, "HDP'ye yapılan tüm baskıların, tüm gözaltı ve tutuklamaların, fezlekeleri bu operasyonun, muhalefeti sindirme operasyonunun bir parçası olarak görüyoruz. Dolayısıyla bu saldırılar sadece HDP'ye değil. Onların şahsında tüm toplumsal muhalefete, hak arayanlara ve bizleredir. Bunların derhal son bulmasın istiyoruz" dedi.

'4 BUÇUK MİLYONUN İRADESİNE İPOTEK'
Akdeniz, devamında şunları söyledi: "Bunu önce bölge belediyelerinde gördük. Dün HDP kayyum raporu açıkladı. 4,5 milyon insanın oyları 48 belediyeye kayyum atanmasıyla aslında gasp edilmiş, ipotek konmuş durumda. Her defasında sandığın kutsal olduğunu söyleyen iktidarın sandık karşısındaki tutumu da kendisinin açık bir şekilde göstermektedir. Kayyum rejimi sadece bölge belediyelerinde değil Boğaziçi örneğinde de gördük. Üniversitelerin kendi rektörlerini seçmesine tahammülleri olmayan, bir şiddetli operasyonla öğrenci evlerinin basılması, öğretim üyelerinin eski rektör de içinde olmak üzere tehdit edilmeleri ile bir boyut kazandı."

'SINIF BAŞKANLARI BİLE SEÇİLEMEZ'
Kayyum rejiminin bir diğer uygulamasının da işçi hareketine, sendikalara yönelik olduğunu sözlerine ekleyen Akdeniz, "AKP'li yıllarda 200 bine yakın işçinin grevi yasaklanmıştır. Grev yasaklanınca sözleşmeler yüksek hakem kurulunca bağlanmıştır. Bu anti demokratiktir, Anayasa bilfiil ihlal edilmiştir. İşçi hareketinin, işçi sendikalarının, kamu emekçilerin anayasal haklarını kullanmalarına izin verilmemekte. Böyle giderse bölgedeki kayyumlar Boğaziçi kayyumı mantığı ile yine işçi hareketi üzerinde uygulanan grev yasakları, sendikalara müdahaleler, meslek örgütlerine müdahaleler, TTB ve barolara müdahaleler, böyle giderse tepeden tırnağa tek adam rejimi ile bırakalım üniversitelerin kendi yönetimlerini seçmesini, insanların belediye başkanlarını seçemez, muhtarlarını seçemez hale gelecek. İlkokulda çocuklar sınıf başkanlarını da seçemez hale gelir. Dolayısıyla sorun bu kadar ciddi bizim için. Topyekun bir demokrasi mücadelesi ve emek mücadelesi ile bu iş tersine çevrilebilir" dedi.

DEMOKRATİK VE HALKÇI ÇÖZÜM
Garê operasyonu üzerinden HDP başta olmak üzere toplumsal muhalefetin bastırılmaya çalışıldığına değinen Akdeniz, "Mesele bu operasyon başarılı olup olmadığı değil mesele bu tip operasyonlara neden gerek olduğudur. AKP iktidara Kürt sorununu çözme iddiası ile geldi. Vaatlerinden biri buydu. Şimdi inkarcı, Kürt sorununu reddeden, güvenlikçi geleneksel politikaları yeniden devreye soktu. Buradan Türkiye'nin bir çıkış yoktur. Türkiye haklarının işçi ve emekçilerin bir çıkışı yoktur. Analar ağlamasın, ocaklar yanmasın diyoruz. İnsanların acılarına saygı gösterilsin diyoruz. O yüzden tez elden Kürt sorununun demokratik çözümüne dönülmelidir. Bunun için hakların iradesi ortaya konulmalı ve demokratik siyasete alan açılmalıdır" şeklinde konuştu.

Açıklamaların ardından ziyaret basına kapalı şekilde devam etti. Buldan ve beraberindeki heyet, daha sonra Türkiye İşçi Partisini (TİP) ziyaret edecek.