29 Mart 2024 Cuma

Birlikte Yaşamak İstiyoruz: Bütün sınırlar açılsın

Birlikte Yaşamak İstiyoruz'un çağrısıyla bir araya gelen 25 kurum, göçmenlerin yaşadıkları sorunlara dikkat çekti ve "Sınırsız,sınıfsız, sürgünsüz, sömürüsüz bir dünya" talebi dile getirildi. 

Birlikte Yaşamak İstiyoruz'un çağrısıyla bir araya gelen 25 kurum, Göçmenlerin Ulusötesi Mücadele Günü dolayısıyla Kadıköy Süreyya Operası önünde ırkçılığa ve sömürüye karşı eylem yaptı.

"Sınırsız, sınıfsız, sürgünsüz, sömürüsüz bir dünya" yazılı pankartın açıldığı eyleme Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm de katıldı. 

Açıklama yapan Deniz Şensoy, Ulusötesi Eylem Günü'nün, Türkiye'de de mültecilere ve göçmenlere yönelik ırkçı saldırıların ve baskıların giderek arttığı bir döneme denk geldiğini kaydetti.

Şensoy, "Türkiye'nin mültecilerin yasal statüsünü tanımamasının bir sonucu olarak, tehlikeli yolculuklara girişmek zorunda kalan göçmenler kitlesel olarak ölüme sürükleniyor" dedi.

Şensoy, bir yandan AKP iktidarının Suriye sınırına ördüğü duvarla yüz binlerce mülteciyi savaşın kaderine terk ettiğini, diğer yandan ise Batı sınırında Avrupa Birliği'nin sınır bekçiliğini üstlenerek Türkiye'deki mültecilerin iltica hakkını engellediğini vurguladı. Şensoy, şunları söyledi: "Mülteciler AB ile pazarlıkta bir koz olarak kullanılmaya devam ediyor. AKP Sözcüsü Ömer Çelik'in geçtiğimiz günlerde 'Yaptırımlar olursa mülteciler konusunda AB işbirliği beklemesin' açıklaması, bu durumun açık bir özetiydi. Bu işbirliğinin sonucu ise bu yılın başından beri en az 37 mültecinin Ege Denizi'nde sınırı geçmeye çalışırken hayatını kaybetmesi oldu. Ege Bölgesinde 17 bin mültecinin sınırı geçme girişimi durduruldu ve Yunanistan'ın geri ittiği 125 mülteciyi Türkiye sınır dışı etme kararı aldı.

Hatırlayalım. Bundan yaklaşık 7 ay önce hükümet sınırların açıldığı yalan haberiyle binlerce göçmenin Pazarkule sınır kapısına yığılmasını teşvik etmiş, Türk ve Yunan polis güçleri arasında sıkışan göçmenler günlerce sınırı aşmaya çalışmıştı. Hükümetin AB ile gerilimi düşürmeye karar vermesinin ardından ise göçmenler geri gönderme merkezlerine ve spor salonlarına kapatılmıştı."

Göçmenlere dönük saldırılar cezasız bırakılarak, adeta ırkçılığın ödüllendirildiğini kaydeden Şensoy, siyahi Festus Okey cinayetinin üzerinin ısrarla örtülmesi ve faillerin cezalandırılmamasının bu politikanın simgesi olduğunu belirtti.

Kadın ve LGBTİ+ göçmenlerin ise, daha fazla cinsiyetçi ve ayrımcı baskı ve saldırıya maruz kaldığını, ancak göçmen oldukları için bunların görünmediğini ifade eden Şensoy, Nadira Kadirova cinayetini hatırlattı.

Şensoy, Fransa, İtalya, İspanya, Almanya, Slovenya, Makedonya, Yunanistan, Fas ve Lübnan'da sokağa çıkan yüz binlerle birlikte, öldüren sınır politikalarına, göçmenlere yönelik ırkçılığa, baskılara, sömürüye karşı eşit haklarla birlikte yaşama talebini dile getirdiklerinin altını çizdi, şu talepleri sıraladı: 

*Savaştan kaçarak Türkiye sınırına sığınan göçmenler için sınırlar açılmalı, göçmenlerin yaşam ve sığınma hakkına saygı gösterilmelidir.

*Türkiye, Cenevre Mülteci Sözleşmesi'ne koyduğu sınırlamayı kaldırmalı, zulümden kaçan herkese mültecilik statüsü tanınmalıdır.

*Avrupa devletleri, Türkiye'yi sınır bekçisi olarak tutma politikasına son vermeli ve kapılarını göçmenler için açmalıdır.

*Göçmenleri Türkiye'ye hapseden AB-Türkiye arasındaki geri kabul anlaşması iptal edilmelidir.

*Göçmenlerin pazarlık aracı olarak kullanılmasına son verilmeli, hükümet göçmenleri güvensiz geçiş yollarına yönlendirmekten vazgeçmelidir.

*Tüm göçmenlerin beslenme, barınma, sağlık, eğitim, çalışma, serbest dolaşım ve yerleşim hakları tanınmalı, insani ihtiyaçları derhal karşılanmalıdır.

*Hiç kimse nedensiz göçmez, bütün sınırlar açılmalıdır."