'Bir arada, insanca bir yaşam inşa edeceğiz'
Göçmen ve Mülteci Dayanışma Ağı, 18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü dolayısıyla İHD İstanbul Şubesinde basın açıklaması yaptı. Açıklamada göçmenlere yönelik ayrımcılık, nefret söylemi ve hak ihlallerine dikkat çekilerek, kapsayıcı ve hak temelli politikalar çağrısı yapıldı.
Göçmen ve Mülteci Dayanışma Ağı, 18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü vesilesiyle göçmen ve mültecilerin yaşadığı sorunlara ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesinde basın açıklaması düzenledi. Basın açıklaması Türkçe, Kürtçe ve İngilizce olarak okundu.
Türkçe metni okuyan Yıldız Önen, 18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü'nün, farklı nedenlerle göç etmek zorunda kalan milyonlarca insanın haklarını, yaşadıkları zorlukları ve verdikleri yaşam mücadelesini hatırlamak açısından önemli olduğuna dikkat çekti.
Göçmenlere yönelik ayrımcılık, nefret söylemi ve dışlayıcı yaklaşımların toplumsal barışı zedelediğini belirten Önen, eşitlik ve kapsayıcılık temelinde geliştirilen politikaların ortak yaşamı güçlendirdiğini söyledi.
'BARIŞ, HERKES İÇİN ADİL VE ONURLU YAŞAMIN SAĞLANMASIYLA MÜMKÜN'
Bir arada yaşamanın, farklı kimlikler, diller ve kültürler arasında karşılıklı saygı ve dayanışmanın güçlendirilmesiyle mümkün olduğunu vurgulayan Önen, barışın herkes için adil, güvenli ve onurlu yaşam koşullarının sağlanmasıyla mümkün olduğunu dile getirdi.
Önen, Göçmen ve Mülteci Dayanışması olarak barışı ve bir arada yaşamı savunduklarını belirtti. Dayanışmayı büyütmenin ve barışı birlikte inşa etmenin mümkün olduğunu ifade eden Önen, tüm kamu kurumlarını, yerel yönetimleri ve toplumu göçmenlerin haklarını gözeten, bir arada yaşamı ve barışı güçlendiren kapsayıcı ve hak temelli politikalara davet etti.
ALTAN: ÇÖZÜM, EZİLENLERİN BİRLİK VE DAYANIŞMASINDAN GEÇİYOR
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul İl Eşbaşkanı Çınar Altan, daha iyi bir yaşam umuduyla göç eden insanların gittikleri yerlerde ağır sömürü, ayrımcılık ve ırkçılıkla karşı karşıya kaldığını, geri gönderilme ve sınır dışı edilme korkusunun göçmenlerin en temel hak mücadelesini dahi zorlaştırdığını söyledi.
Türkiye'nin göç politikalarının Avrupa ve Batı ile ilişkiler bağlamında şekillendiğini belirten Altan, yükselen faşist eğilimlerin göçmenler üzerinden körüklenen nefretle güçlendirildiğini ifade etti. "Göçmenler bizim ekmeğimizi aldı" söyleminin gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Altan, asıl sorumluluğun ucuz emek sömürüsünden kazanç sağlayan patronlar ve sermayedarlarda olduğunu dile getirdi. Sınır dışı edilen göçmen aktivist Nana Babazade'yi hatırlatan Altan, göçmenlere yönelik yaptırımların ağırlığına işaret etti ve bu tablo karşısında çözümün ezilenlerin birlik ve dayanışmasından geçtiğini, bunun da cesaret gerektirdiğini belirtti.