Binler Umudun Festivali'nde buluştu: Baş eğmeden savaştık, savaşmaya devam!
Komünistler, 30. mücadele yılını, "Kapitalizm krizde, çözüm sosyalizmde / 30. yılında partiyle zafere" şiarıyla, Almanya'nın Wuppertal kentinde düzenlenen festivalle kutladı. Binlerin katıldığı festival, faşizme, kapitalizme ve erkek egemenliğine karşı savaşı büyütme kararlılığına sahne oldu.
Komünistlerin 30. mücadele yılının kutlandığı Almanya'nın Wuppertal kentinde düzenlenen festival başladı.
"Kapitalizm krizde, çözüm sosyalizmde! 30. yılında partiyle zafere" şiarıyla Avrupa çapında 3 aydır kampanya tarzında süren çalışmalar, festival alanında taçlandırıldı.
Salon, "Devrim şehitleri ölümsüzdür, Şehid namirin", "İşçi sınıfı ve ezilenlerin kurtuluşu uğruna savaştık, savaşıyoruz, savaşacağız", "Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm", "Yaşasın kadın devrimi", "Der kapitalismus ist der krise, die Lösung, liegt im sozialismus, im 30.jahre, mit der partei zum sieg", HBDH ve KBDH imzalı "Yaşasın birleşik devrimimiz" Türkçe, Kürtçe ve Almanca pankartlarla ve çok sayıda MLKP, KKÖ ve KGÖ bayraklarıyla donatıldı.
Wuppertal Uni Halle Spor Salonundaki buluşmaya binlerce kişi katıldı.
Umudun festivali, enternasyonal bir buluşma oldu; Türkiye ve Kürdistan ile Filistin, Filipinler, Tunus, Togo'nun de bulunduğu çok sayıda ülkeden devrimciler buluşmada yer aldı.
7'den 70'e MLKP üye ve taraftarları, 30 yıldır devrim mücadelesinin her alanında süren savaşlarını kutladı ve "savaşa devam" sözü verdi.
İlk olarak genç komünistler, sloganlar, bayraklar ve 33 düş yolcusunun fotoğraflarıyla salona girdi. Halkları temsilen horona duruldu, halay çekildi. Hep bir ağızdan enternasyonal marşı söylendi.
ŞEHİT VE TUTSAK AİLELERİ, GAZİLER GECEDE YERİNİ ALDI
Ölümsüz devrimciler Tacim Temel, Uğur Kayacı, Hüseyin Toraman, Seyit Külekçi, Hasan Çiçek, Burhan Bozkurt, Ali İhsan Özkan, Hacı Sabri Gülmez, Elif Demirci Karatekin, İbrahim Okçuoğlu, Özgür İmak, Zeki Gürbüz, Ali Koca, Ivana Hoffmann, Hüseyin Duman, Yusuf Üzüm, Uğur Özkan, Sakine Tolu, Ayten Şimşir, Zeki Kılıç, Kenan Budak, Hüseyin Gündoğan, Şengül Boran, Özgür Namoğlu ve Eylem Ateş'in aileleri ile tutsak yakınları ve gaziler de katıldı.
'30 YILDIR SAVAŞIYORUZ, GURURLUYUZ, SEVİNÇLİYİZ'
MLKP'nin 30 yıllık mücadelesini anlatan sinevizyon gösteriminin ardından MLKP ve Komünist Kadın Örgütü adına konuşma yapıldı. Temsilci, ölümsüzleşen devrimcileri anarak başladığı konuşmasında, 30 yıldır savaştıkları için büyük bir gurur ve sevinç içinde olduklarını söyledi, "Bu gurur sevinç hepimize ait" dedi.
MLKP'nin kurulduğu dönemin özelliklerine ilişkin değerlendirme bulunulan konuşmada, "30 yıl önce MLKP revizyonist, reformist, tasfiyeci fırtınaya karşı yürüyüş içinde kuruldu. Marksizmi lenininizmi rehber aldı. Birlik Devrimimiz Mustafa Suphi'lerin TKP'sinin komünist kararlılığını, '71 devrimci atılımını yaratan devrimci iradeyi, feda ruhunu, adanmışlığı, siper yoldaşlığını, 74-80 dönemininin savaşımını ileri taşıyan, yol gösterici kazanımlarını özümsedi, harcını onlarla kardı" ifadelerine yer verildi.
'PARTİMİZ TÜM MÜCADELE ARAÇLARINI KULLANDI'
MLKP'nin kuruluşundan 6 ay sonra Gazi ayaklanmasının alevleri içinde öne çıktığı, Birlik Kongresinin nasıl bir zihniyet devrimi yarattığının bu ayaklanmada oynadığı rolle gözler önüne serildiği kaydedilen konuşmada, Hasan Ocak için başlatılan Kayıplar Kampanyası ile bir adım öne çıktığı belirtilerek şu ifadelere yer verildi: "MLKP, mücadelenin yasal-yasadışı, barışçıl, kitle şiddetine dayalı, silahsız-silahlı biçimlerini politik mücadele tarzında kaynaştırdı. Hiçbir mücadele biçimini mutlaklaştırmadı. 30 yıllık dönemde emekçi semtler, işçi havzaları, fabrikalar, işletmeler, liseler, üniversiteler, yurtlar, sendikalar, demokratik kitle örgütleri, meslek birlikleri, kısmen de kırlar, siyasi, örgütsel ve ideolojik çalışmalarımızın zemini oldu.
"Partimiz, geride kalan 30 yılda işçi sınıfının, kadınların, yoksulların, emekçilerin, gençlerin, Alevilerin, Kürt ulusunun sorunlarının, özlem ve taleplerinin sesi, soluğu, örgütleyici kuvveti oldu.
"Kentlerin bağrındaki kızıl müfreze üsleri, işkencehaneler, zindanlar, kent sokakları, dağlar, komünist önderlerin ve militanların feda ruhuyla şekillenmiş, boyun eğmez direnişlerine tanıklık etti.
"Faşizmin mahkeme salonları, yoldaşlarımızın başeğmez tutumları ve devrimci savaşımın sesiyle yankılandı."
'CİNS EŞİTLİĞİNİ SAĞLAMAK İÇİN SÜREKLİ KENDİMİZİ YENİLEDİK'
Kadın özgürlük mücadelesi alanında devrimci kendiliğindencilikle mücadele ettikleri vurgulanan konuşmada, "MLKP 30 yıllık savaşım sürecinde devrimci hareket içinde deneyle dinamizmi birleştirmede, cins eşitliğini sağlama yöneliminde kendini aşarak, yenileyerek gelişen en başarılı parti olarak öne çıktı. Bu açıdan yeni bir toplumun hazırlık okulu oldu. Kadın komünistlerin ve yeni kuşak devrimcilerin her alanda, her düzeyde yönetici sorumluluk omuzlaması gözlerinizin önündedir" denildi.
Genç komünistlerin 30 yıllık savaşımda partinin yıldızı olma iddiası, onuru ve coşkusuyla hareket ettiği belirtilen konuşmada, "Bu 30 yıl içinde, bulunduğumuz her alanda birleşik mücadelenin geliştirilmesine, güçlendirilmesine, güç ve eylem birlikleri oluşturulmasına öncülük ettik. Siper yoldaşlığının harcı olduk. Kendimizi değil, mücadelenin ihtiyaçlarını esas aldık" ifadesine yer verildi.
Partilerinin 30 yıllık tarihinde sosyalist demokrasiyi ve eşbaşkanlık kurumunu işletmede ileri bir nitelik ortaya koyduğu vurgulanan konuşmada, şu bilgilere yer verildi:
"Temel tüm konuların kongre ve konferanslarda ele alınmasını sağladı. 30 yıllık tarihinde 7 kongre, 4 merkezi konferans, 1 Kürdistan konferansı, bir Rojava konferansı toplamayı başardı. Yine KGÖ 4 kongre toplarken, Avrupa gençlik örgütümüz üç konferans topladı. Avrupa örgütümüz 7 konferans topladı. Kadın örgütümüz ise 10 yıllık tarihine 3 merkezi konferans sığdırdı. İllegal örgütlenen bir parti için bütün bu platformları toplamak güçlü bir niteliktir. Bu kongre ve konferanslar partimizin eleştiri-özeleştiri aracını etkin tarzda kullandığı platformlardır."
'ROJAVA DEVRİMİNİ SAVUNMAK ORTADOĞU DEVRİMİNİ SAVUNMAKTIR'
Ezenlerle ezilenler, sömürenlerle sömürülenler, yoksullarla zenginler arasındaki çelişkilerin ve uçurumun hızla büyüdüğü, sınıf mücadelesinin dünya çapında amansızlaştığı bir dönemden geçildiği vurgulanan konuşmada, dünyanın dört bir yanında direnenler selamlandı.
"Direnmek ve savaşmak dışında bir yol yok" diyen MLKP temsilcisi, şunları söyledi: "Rojava Devrimini savunmak, Kürdistan ve Türkiye devrimini savunmaktır. Rojava Devrimini savunmak, Ortadoğu devrimini savunmaktır. Gün, Kobanê direnişi ruhuyla Rojava Devrimini savunmak için savaş ve direniş siperlerini büyütme ve dayanışmayı güçlendirme günüdür. Gururla söylüyoruz ki, partimizin Rojava bölüğü ve marksist leninist komünistler bir kez daha Rojava halklarıyla birlikte devrimi savunmak üzere siperlerde konumlanmış bulunuyorlar. Selam olsun onlara!"
'PARTİMİZ 30 YILDIR DEVRİMİN FEDA BÖLÜĞÜ OLARAK SAVAŞIYOR'
30 yıldır bir feda bölüğü olarak savaştıklarını vurgulayan MLKP temsilcisi, son olarak şunları söyledi: "30 yıllık mücadelemizde büyük bedeller ödedik, her yaştan kadın, erkek, LGBTİ+ yoldaşı ölümsüzlüğe uğurladık. Dört Merkez Komitesi üyesi de dahil onlarca şehit verme pahasına direndik. Faşist şeflik rejiminin ideolojik-siyasi tasfiye saldırılarına rağmen direndik. Kesintisiz gözaltı ve tutuklama terörü altında olma pahasına direndik ve savaştık. Dönemin çok daha büyük bir fedakarlık gücü, daha yüksek bir örgütlülük, devrimci kararlılık, disiplin ve kolektivizm istediğini biliyoruz. Ruhsal olarak bunlara hazırız. Bütün bu saldırganlığa karşın örgütsel sürekliliğini, çizgi sürekliliğini korumayı başaran partimiz MLKP'nin 30. savaşım yılında işçi sınıfı önünde, ezilenler önünde, Türkiye, Kürdistan ve bölge halkları nezdinde başı diktir. MLKP darbelenebilir fakat asla durdurulamaz. MLKP darbelenebilir fakat asla teslim alınamaz. Bu devrimcilere, işçi sınıfına, ezilenlere, Kürt ve Türk halklarına, dünya halklarına sözümüzdür."
Konuşmanın ardından Grup Vardiya sahne alarak devrim şarkıları, Türkçe, Kürtçe, Lazca, Zazaki dillerinde halk türküleri seslendirdi.
'SURUÇ ACIMIZ DEĞİL, ONURUMUZDUR'
Suruç Katliamında ölümsüzleşen Vatan Budak'ın babası Murat Budak, festivalde söz aldı. "Aranızda olmaktan onur duyuyorum" diyerek konuşmasına başlayan Budak, sürdürdükleri adalet mücadelesi nedeniyle 9 aile ve Suruç Katliamı tanığının yargılandığını söyledi. Katliamda ölümsüzleşen Evrim Deniz Erol'un annesi Besra Erol'un çocuğunu andığı için ceza verilerek tutuklandığını ve cezasının infazını tamamlamasına rağmen tahliye edilmediğini hatırlatan Budak, "Faşizm karşısında geri adım atmadık, atmayacağız" dedi. Budak, "Suruç bizim acımız değil, onurumuzdur. Bizler 33'lerin aileleriz, yoldaşlaryız. Faşizme karşı mücadelemiz sürecek" dedi.
DEVRİMCİ PARTİLER MESAJLA KUTLAMAYA KATILDI
Festivale çok sayıda devrimci parti mesajlarıyla katıldı. Festivalde, TKP-ML Avrupa Komitesi, TKP/ML Yurtdışı Komitesi, Devrimci Komünarlar Partisi/Birlik Avrupa Komitesi, Kürdistan Komünist Partisi MK, Devrimci Komünarlar Partisi BÖG, Maoist Komünist Parti-Avrupa Komitesi'nin yanı sıra Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) Avrupa Komitesi, KBDH Avrupa Komitesi, Kolombiya, Peru, Filistin, İsviçre, İtalya, Arjantin'den gelen mesajlar okundu.
Devrimci tutsaklardan Songül Dilek, Seda Baykan, İsmail Yılmaz, Dilek Tataş, Birgül Mızrak gönderdikleri mesajla, 30. yılı kutladı.
'BU TARİHİ SINAVDAN DA ÇIKACAĞIZ'
MLKP Hüseyin Demircioğlu Akademisi Komutanlığından Ferzad Can gönderdiği mesajda, ölümsüzleşen devrimcileri andı. Sömürgeci Türk devletinin imha ve tasfiye saldırısına karşı mücadele ederek, bedel ödeyip, ödeterek bugünlere geldiklerini söyleyen Can, "Daha büyük bedeller pahasına marksist leninist kızıl bayrağı dalgalandırmaya, devrim ve sosyalizm yürüyüşünü daha büyük bir kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz" dedi. Tarihi bir sınavla karşı karşıya olduklarını kaydeden Ferzad Can, "Bu tarihi sınavdan başarıyla çıkaracağız" diyerek, politik askeri cepheyi büyütme ve olanakları partiye sunma çağrısında bulundu.
'DAİŞ'İ YENDİK, YİNE YENECEĞİZ'
Halkların Birlik ve Dayanışma Kurumu adına Mizgin Erebo'nun, gönderdiği Kürtçe ve Almanca video mesaj izlendi. Rojava'da tüm devrimcilerin mevzilerde direndiğini belirten Mizgin Erebo, "Direnişimiz ortak, siz orada biz burada direniyoruz" dedi. "Dün olduğu gibi Rojava devrimini savunuyoruz" diyen Mizgin Erebo, festivale katılanlara Rojava Devrimini savunma çağrısında bulunarak, "Kobanê'deki DAİŞ çetelerini yendik, bugün de yeneceğiz" diye ekledi.
Bajar'ın sahne aldığı festivalde Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) adına konuşma yapıldı. Umudun 30. yılının selamlandığı konuşmada, birleşik mücadelenin büyütüleceği vurgulandı. “Kavganızı, mücadelenizi paylaşmaktan onur duyuyoruz. Omuz omuza olmaktan onur duyuyoruz. Eğilmez duruşunuzdur duruşumuz yoldaşlar. Birleşik devrim için var olduk, var olacağız” denildi.
Sağlık sorunu nedeniyle etkinliğe katılamayan ICOR Genel Koordinatörü Monika Engel'in mesajı ICOR’lular tarafından okundu. MLKP'nin ICOR kapsamında yürüttüğü çalışmaları anlatan Monika Engel, özellikle ICOR'un Ortadoğu çalışmalarında büyük katkıları olduğunu belirtti.
FHKC Dostları adına yapılan konuşmada, komünistlerin 30 yıldır süren mücadelesi selamlandı. İsrail’in sürdürdüğü soykırıma dikkat çekildi, "Demokrasiyi, sosyalizmi kazanmak için her yerde mücadeleyi büyütelim. Filistin halkı ve tüm ezilen halkların mücadelesini büyütelim" çağrısında bulunuldu.
Tunus Demokratik İlerici Parti adına yapılan konuşmada, komünistlerin mücadelesi selamlandı. "Komünist partilerin verdiği şehitler, zaferin taşlarıdır" denilen konuşmada, İsrail siyonizmi, Türk sömürgeciliği ve ABD emperyalizminin bölge halklarının en büyük düşmanı olduğu vurgulandı. Filistin mücadelesi ile Kürdistan özgürlük mücadelesini büyütme öaprısı yapılan konuşma, "Biji Filistin, biji Rojava" sloganıyla bitirildi.
Ardından Filipinler Ulusal Demokratik Cephe adına yapılan konuşmada umudunun 30. yılı etkinliğine katılanlar selamlandı.
Fransa Komünist Birlik, Almanya Komünist İnşa, İsviçre Yeniden İnşa, İsviçre Kadın Katliamlarına Karşı Platform, Togo Komünist Partisi, Tunus Yurtsever Cephesi, Filistin Ulusal Mücadelesi’nden temsilciler de etkinlikte yer aldı.
Elêonore Fournıau, Petra Nachtmanova ve Haluk Tolga İlhan'ın da sahne aldığı etkinlik, sloganlarla sona erdi.